18. Bölüm | Aşk, Geçmiş ve Gerçek Kavga Edince Taş Üstünde Taş Mı Kalır?

Start from the beginning
                                    

      "Evet," dedim gülümseyip.

      "Dedemiz vefat etti İspanya'da, saçma vasiyetinin biri de İspanya'da yakılmaktı, dini inançlarımız biraz farklıdır da onunla. Miras ve krematoryum, kül serpme işleri derken aile birbirine girdi biraz. Ben yakamı kurtardım ve sabah geldim buraya henüz. Kamer ise biricik dedesinin külleri serpilmeden gelemeyeceğini söyledi."

      "Başınız sağ olsun," dedim dehşet dolu bir ifadeyle. Adam meğersem dedesini yakmaya gitmiş, ben aklımdan neler neler geçirmiştim. Şu an utanmasam kendimi tokatlardım tam da şuracıkta.

      "Teşekkürler. Kendisinden pek haz etmezdim ama aile büyüğüydü sonuçta. Gerçi ailecek pek haz etmezdik. Neyse, Kamer sana her şeyi anlatır zaten. Bu arada evli değilim, sadece kapıda donmaman için öyle söyledim, kusura bakma."

      "Önemli değil, şey, kusura bakmazsanız ben De-Kamer'in odasından ders notlarımın olduğu bir defteri alıp gelebilir miyim? Finallerimiz yaklaşıyor da," dedim gülümseyip.

      "Tabi," dedi Sedat Bey eliyle hafifçe kapıyı işaret edip. Başımla onaylayıp odadan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Şu an düpedüz hırsızlık yapmak üzereydim. Erkek arkadaşımın günlüğünü yürütecektim odasından. Kapı koluna elimi koyup, açmadan evvel bir durum değerlendirmesi, psikolojik check-up yaptım kendime.

      Heyecan: %99

      Korku: %73

      Merak: %125

      Sonradan Duyacağım Pişmanlık: %5- %145

      Şu An Olan Suçluluk: %0

      Suçluluk oranı ve sonradan oluşabilecek pişmanlık oranı beni ikileme soksa da kedinin başına ne gelirse merakından gelirmiş diye düşünüp, kediciğin ölümüne kıyamadım elbette ve odaya daldım. Hafiften Deniz kokusu çarptı yüzüme ve gözlerimi kapatıp iç geçirdim. Yastığımdaki kokusunu çoktan bitirmiştim ve bu koku şu an bana ilaç gibi gelmişti. Özlemiştim, hem de delicesine...

      "Şu an özlemenin vakti değil Elif!" diye kendime söylenip kitaplığa ilerledim. Defter geçen gün gördüğüm yerde duruyordu. Etrafı kolaçan edip çantama attım ve aradan çekildiği belli olmasın diye kitapları bir sıra sola kaydırdım. Son kez ciğerlerimi Deniz'le doldurduktan sonra dışarı çıktım ve kapının ardına yaslandım.

      "Mişın komlpeytıd!" diye mırıldanıp kendi kendime kıkırdadım ve hızlıca merdivenlerden inip Sedat Bey'in yanına gittim.

      "Özür dilerim Sedat Bey, biraz zor buldum notları," dedim yerime otururken.

      "Çok beklemedim, ayrıca ne Sedat Bey'i! Birkaç yıl içinde aile olacağız! Abi demelisin bana ya da Sedat, nasıl rahat edersen!"

      "Tamam o zaman Sedat Abi."

      "Anlat bakalım, nasıl tanıştınız bizim ufaklıkla?"

      "Okulda tanıştık, ortak bir derste."

      "Bu kadar mı? Hemen kapıldı mı sana Kamer?"

      "Yok canım! Başta birbirimizden nefret ediyorduk neredeyse ama benim inatçı kişiliğim girdi devreye, ondan bir özür almak istedim, yaklaşık bir ay uğraştım ve sonunda arkadaş olduk. Üç ay kadar zaman geçti üzerinden ve ilişkimiz başladı. Dört ayı bitirdik geçen hafta."

      "Kamer'le pek sık görüşemiyoruz, en son gördüğümde lise üçe giden sivilceli bir ergendi ama annemden duyduğum kadarıyla bildiği ve gördüğü tek kız arkadaşı senmişsin."

Son ÖpücükWhere stories live. Discover now