"Çünkü senin ona gelmeni beklemiş."

"Yaşasın! Abim beni gördüğünde çok sevinecek!" diyerek heyecanla kır saçlı adamı çekiştirdi.

"Hadi koşalım o zaman daha hızlı gideriz abimin yanına!"

Oysa adam onun cehennemi olmak için elini uzatmıştı.

Küçük Ceylinse katilinin elini tutarak Akça olmak için ilk adımı atmıştı.

~~~~~~~

Dakikalar bana yıllar gibi gelirken sessizce ellerimden bileklerime doğru akmış, kurumaya yüz tutmuş kanı izlemeye devam ediyordum. Soğuk hava bile beni kendime getiremiyordu. Efdal benim yüzümden sayısız kere hak etmediği şeyler yaşamıştı.

Neden, beni mutlu etmek için mi?

Oysa ben ona sayısız kere hayatı zindan etmiştim. Ondan annemizi çalmıştım. Ondan hayatımızı çalmıştım. Annemiz bizim en büyük umudumuzken ben onu kendi ellerimle öldürmüştüm.

Bir kurşun hayatımızı alt üst etmişti.

Keşke benden nefret etseydin ama yinede yaşasaydın Ef. Ben seni uzaktanda severdim, senin gülüşünle mutlu olurdum. Belki mutlu bir aile kurardın kendine. Gittiğin üniversitede ya da şirketinde bir kadınla tanışıp evlenirdin, bir baba olurdun.

Ama ben yine hayatına gelerek her şeyi mahvetmiştim. Ben senin hayatını defalarca kez elinden çaldım...

Özür dilerim, yemin ederim bilseydim hiç gelmezdim. Akçanın lanetinin sana bulaşacağını bilseydim gelmezdim!

"Anahtar,"

Kuzgun'un lafını elimi kaldırarak kestiğimde gözleri kanlı ellerimdeydi. Anahtarı konuşacak halde değildim. Bu haldeyken konuştuğumuz hiçbir şeyi anlayamazdım. Benim nefes almaya ihtiyacım vardı. Sanki şuan açık havada değildimde küçük bir odada sıkışıp kalmıştım ve nefes alamıyordum.

"Şimdi değil, şimdi sırası değil." diyerek kendimi arabanın kaputundan çekerken boş bakan gözlerimi elalarına sabitledim. Sakin olmam gerekiyordu. Hiçbir şey olmamış gibi davranıp sakince bu arabaya binmem ve daha sonrada şirkete gidip imzaları atmam gerekiyordu.

En azından Efdal için bunu yapabilmem gerekiyordu.

"Şirkete gidelim," dedim ve bir şey demesine izin vermeden arabaya binerek camımı açtım. Titremesini durduramadığım ellerimle cebimden sigara çıkarıp dudaklarımın arasına aldım. Çakmağımı yakmaya çalışıyordum fakat bir türlü olmuyordu. Siktir gazı bitecek zamanı mı bulmuştu yani? En azından titremelerim geçseydi!

Önüme uzatılan ateşle gözlerimi ona çevirdim. Sessizce ona doğru yaklaşarak ateşin sigaramı sarmasına izin verip geri çekildim. Başımın uyuşukluğunu bir tek sigara alabilirdi. Kuzgun kendisinede bir sigara yakarak arabayı çalıştırdığında telefonundan birisini aramaya koyulmuştu.

"Belgeleri hazırlayın Ceylinle geliyoruz," diyip telefonu kapatmıştı. Arabada büyük bir sessizlik oluşurken başımı kanlı elime yaslayıp gözlerimi kapattım. Her şey öyle çok üst üste geliyordu ki...Karşımdaki kişi bu planı çok önceden belirlemişti.

Anahtar abimin ölüm tarihini çok önceden seçmişti. Üst üste beni yıkmak için planladığı olayları öyle iyi bir şekilde önüme seriyorduki tam ayağa kalkacakken yalpalayıp geri düşüyordum sanki.

"Şirkette neden çalışmak istemiyorsun?" Kuzgun'un sorusuyla gözlerimi açtım ve koltuğa sırtımı yaslayarak rahat bir pozisyon aldım.

"Mimarlık bana göre değil."

AfitapWhere stories live. Discover now