ismi lazım değil

5 0 0
                                    

"Hiç anlamıyorum, kim sana neden mektup yazsın ki... üstelik kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. Anonim uygulamalar bile varken mektup mu kaldı?" Çisem'in söyledikleri ile Barlas derin bir nefes vermiş okuduğu ilk andan itibaren elinde duran mektubu hafifçe sallamıştı. Paranoyak hissediyordu kendini, sanki uzaktan bir yerden izleniyor ve onu bulmak için saçma bir çabanın içine giriyordu. Elinden hızlıca çekilen mektup ile gözlerini daldığı yerden çekmiş, sabahtan beri yanlarında yokmuşçasına diğerlerinin susmasını bekleyen Ekim'e çevirmişti. Sakinlikle okuyuşunu seyretmiş, bazı yerlerde kaşlarını hafifçe kaldırışı, dudaklarını kıvırışı ile gülümsemişti. Diğerlerine göre olgun olup her zaman mantıklı bir yönden bakışını seviyordu Barlas. Bu konuda ne diyeceğini büyük bir merakla beklerken Ekim sakince cebindeki kulaklığını ve telefonunu çıkarmış, takarak mektubun sonunda yer alan şarkıyı açıp Barlas'ı elini sallayarak yanına çağırmış oturduğu sırada kayarak ona yer açmıştı. Yanına gelen beden ile sol kulaklığı uzatmış diğerini kendi takarak şarkıyı başlatmıştı. Barlas şarkıyı dinlerken Ekim'in ortaya baktığı mektup'da gözlerini gezdirmiş sessizce fısıldayarak günaydın demişti.

...

"Daha fazla mektup kelimesini duymak istemiyorum." dedi  Barlas sıkıntıyla nefesini vererek. Zamana bırakacak, çok fazla ciddiye almayarak devam edecekti sıradan hayatına. Çalan zil ile ilk önce toplanan Çağrı şimdiden diğerinin yavaşlığından şikayetçi olmaya başlamıştı, bu bir rutin haline getirmiş zamanla kimse onun bu tavrını umursamaz hale gelmişti.

"browni yemeye mi gitsek?" Ekim Çisem'in bu teklifine hızlıca başını sallarken gözleri diğerlerini bulmuş herkesten onay aldığında önünde duran kitabı çantasına atarak ayaklanmış sıradan çıkmak için Umut'a baskı yapmak için hafifçe dizi ile bacağına vurmuştu. Mesajı alan Umut ayaklanarak kapıya doğru ilerlemiş önünde duran Çisem'in omzuna kolunu atarak okulun çıkışına doğru ilerlemişlerdi. Arkasından onları sakince takip eden bedenler mektubu Barlas gibi çoktan bir rafa kaldırmış her zamanki gibi genel konulardan konuşmaya başlamışlardı.

"Acaba Abdullah abi ona hediye ettiğim kitabı nasıl buldu?"Her zaman gittikleri ve samimi bir ortam oluşturdukları kafeye adımlarken Barlas Ekimin sorusuna başını sallamıştı. "Beğenmemesi imkansız bence, tam onun seveceği bir kitap." Çağrı'ya göre sıkıcı konuların konuşulma zamanı gelmişti. Adımlarını hızlandırarak öndeki ikileye yetişmiş aralarına girip ikisinin de sinirini bozmak istercesine sirıtmıştı.

"Tatilden dönmüştür umarım, orası sanki onsuz eksik gibi hissettiriyor." Çantasının askılarına uzanarak sıkıca tutmuş yiyeceği browni için heyecanlı ve neşeli bir şekilde başlayan Ekim kendi haline kıkırdamış uzaktan kendini belli eden kırmızı duvarlar ile bezenmiş kafeye ilerleyerek herkesin arkasından içeriye girmişti. Onları tanıyan garsonlara hepsi gülümserken yakın arkadaş oldukları Selin onlara eşlik edip hızlı bir dedikodu başlatarak teras katına çıkmaya başlamışlardı.

"inanamıyorum! nasıl bir mektup? ben de okumak istiyorum. Parfüm sıkılmış, öpücüklü seksi bir mektup mu yoksa?" Barlas duyduğu cümlelere sadece gözlerini devirmiş her zamanki masalarına geçerek sağ köşeye oturmuştu. 

"3 browni ve herkese ice americano? doğru mudur? Selin'i herkes hızlıca onayladığında aşağıya yönelmiş beraber kalan ekip yeni proje ödevi hakkında konuşmaya başlamışlardı.



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 01, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Yaz çocuğuWhere stories live. Discover now