8

293 35 9
                                    

Ertesi gün saat 11 gibi uyandım. Uyku sersemliği ile etrafa bakınarak banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Mutfaktan sesler duymam ile mutfağa ilerledim. Mutfağa geçtiğim de kahvaltı hazırlayan bir Hyunjin ile karşılaşmayı çatal bıçak seslerinden dolayı bekliyordum açıkçası. Yanına ilerleyip sersen halimle ne yaptığına baktığım da, yüzüme gülerek baktığını gördüm. Neden güldüğüne anlam veremezken hafifçe kaşlarımı çatıp, dudaklarımı büzüştürdüm. Gözü tabii ki klişe olarak saniyelik olarak dudaklarıma kaysa da gülmeye devam ediyordu.

Tamam, uyku sersemi olabilirim bu gayet normal bir şey. O kadar komik değilim hem de. Korkması gerekiyordu. Ben böyle yapınca Jisung altına ediyordu halbuki? Belki de uyurken bir anda başında dikildiğim için olabilir.. ayrıntılara takılmaya gerek yoktu ama sonuçta.

Kahvaltıyı hazırlamayı bitirdikten sonra beni omuzlarımdan tutarak sandalyeye oturttu. Ben ne olduğuna anlam veremezken gözlerimin önünde ellerini çırptı. Ben anlamaz bakışlarla ona bakarken o gülüyordu. Jeton sonradan düştü tabii. Dalga geçtiğini anladığımda ellerine hafifçe vurup yemek yemeye başladım.

İkimiz de yemeğimizi yiyip bitirdikten sonra sofrayı beraber topladık. Ardından kaldığım odaya gidip kıyafetlerimi giyerek ayna karşısına geçip saçlarımı karıştırdım. Ardından telefonumu alarak aşağı indim. Hyunjin'in endişe ile etrafta dolaştığını görünce duraksayarak yavaş adımlarım ile yanına ilerledim, "Bir sorun mu var?"

Endişeli gözleri beni bulduğunda endişeli sesi ile konuştu, "Hem de büyük bir sorunumuz var, Jeongin."

Minho'nun ağzından..

Sabah biraz geç kalktığımda hemen banyoya koşarak elini yüzümü yıkadım. Hızla kıyafetlerimi giyerek saçlarımı düzenledim ve minik bir tost yaparak kendimi dışarıya attım. Tostumu bitirir bitirmez kendimi arabama atarak yola koyuldum.

Bugün Jisung ile buluşup, ona duygularımı açacaktım. Normalde 5 gibi buluşacaktık, ben 10'a kadar uyuyamamıştım. Eni sonu yorgun düşüp uyuduğumda 4'de  kalkmıştım. Bu yüzden hızla hazırlanıp yola koyuldum. Saat 5:10 iken nihayet gelmiştim. Jisung henüz ortalıklarda görünmediği için onu beklemeye başladım.

Olduğumuz yer bir dağ evi gibi biryerdi. Jisung ile birlikte burada tanışmıştık. Changbin ve Felix ilk sevgili olduğunda iki arkadaş grubu buraya gelmiştik. Onu ilk gördüğüm de o kadar hoşuma gitmişti ki. Zamanla ondan çok hoşlandığımı anlamıştım. Onun o sincaba benzeyen yüzü, sımsıcak gülümsemesi.. ona bakınca tüm dertlerimi unutuyordum sanki. Aklımdan bir türlü çıkaramıyordun o mükemmelliğini..

O güzelim bakışları, saf ve temiz kalbi.. her zerresi ile aşık ediyordu kendine. Uzun süredir hoşlanıyordum ondan. Bu aralar da arkadaştan çok flört gibi olduğumuzu düşündüğüm için ona açılma kararı almıştım. Onu o yüzden ilk tanıştığımız yere çağırmıştım.. Burayı gerçekten çok sevmişti. Onu çok sevdiği yere getirmemin onu fazlasıyla mutlu edeceğini düşünüyordum.

Ama ne yazık ki aradan 1 saat geçmesine rağmen Jisung ortalıkta gözükmüyordu. Hemen telefonumu çıkararak onu aradım, "Jisung? Neredesin? Bir saattir burada seni bekliyorum."

"Aaaa, biz buluşacaktık öyle değil mi? Ben de diyorum neyi unuttum. Aklımdan çıkmış."

Sesi hiç ayık gibi gelmiyordu, "Neredesin sen?"

"Off, sanane be. Bara geldim sevgililerimle takılıyorum." Cümlesi biter bitmez hemen ardından kız gülüşme sesleri duymamla telefonu kapatmam bir olmuştu.

Benden bağımsız akan göz yaşlarım ile arabayı olduğunu düşündüğüm bara sürmeye başladım. Barın sahibi Chan'ın amcası olduğu için istediğimizi yapabiliyorduk. Bu yüzden oraya gittiğine adım gibi emindim.

Bara gittiğimde derin bir iç çekerek içeri girdim. Etrafta gezinerek Jisung'ı görmeyi umut ediyordum. Biraz daha gezdikten sonra en köşe koltuklarda üç kız ile beraber oturan Jisung'ı gördüm.. Bir kız kucağındaydı. Sol tarafında ki kız, Jisung'ın gömleğinin bir kaç düğmesini açıp elini içine sokmuştu. Sağ tarafında ki ise onun dudaklarını öpüyordu.. Birkaç dakika yerimden hareket edemedim. Kalbim parçalara bölünmüştü sanki. Sevdiğim adamı üç kız ile uygunsuz bir pozisyon da görüyordum. Bu sinirlerimi olamayacak kadar bozmuştu.

Hemen yanına ilerleyip kucağında ki kızı yana itip dudaklarını öpen kızın kucağına düşmesini sağladım. Böylelikle kız onun dudaklarını öpmeyi bırakmıştı, diğer kız ise elini gömlekten çıkarmış şaşkınlık ile bizi izliyordu. Jisung'ı kolundan tutarak kaldırdın ve çıkışa sürükledim. Çok sarhoş olmadığı her halinden belliydi, hafif sarhoştu. Jisung fazla içemezdi zaten, midesini bozardı. Dışarıya çıktığımızda elimden kurtularak bana döndü, "Ne sikim yaptığını sanıyorsun sen?!"

Sinirle yüzüne baktım, "Beni ektiğin yetmiyormuş gibi üç kızı aynı anda yürütüyorsun!"

'Hah'layarak yüzüme baktı, "Tamam, ekmeme kızmış olabilirsin. Fakat kızlarla takılmam seni hiç mi hiç ilgilendirmez! Ne sanıyorsun kendini sen?!"

"Jisung gerçekten gerizekalının tekisin! Beni görmemeye yemin etmiş gibisin! Etrafında dört dönüyorum ama senin sikinde değilim! Belki de çok ilgi verdiğim için götün kalktı ve görmezdem geliyorsun, ha!"

Sinirle yumruğunu sıktı, "Amına koduğum, neyden bahsediyorsun sen?!"

"Hoşlanıyorum ulan senden! Aşığım hatta aşık! Aylardır peşinde dönüyorum ama umursadığın yok! Son zamanlar da çok yakın olduğun için salak gibi ümitlendim, sana açılacaktım! Ama beyefendi kızlar ile sürtmekle meşguldü!"

Beni hafifçe itekledi, "Senden hoşlandığımı mı düşündün gerçekten? Oğlum niye seveyim ben seni! Mal mısın sen?! Neyini seveceğim senin! Egoist piçin tekisin!"

Gözümden akan yaş ile hayal kırıklığı ile konuştum, "Özgüvenin düşük olduğu için öyle davranıyordum ben.. Belki böyle özgüvenli olmayı öğrenirsin diye. Her şeyi senin için yapıyordum, her şeyim yapmıştım seni. Ama senin hiç umrunda bile değilmişim.. Sevemezdin demek beni, ha? Pekala, görüşürüz."

O yüzüme anlamsız bakışlar ile bakarken sinirle arabama bindim ve direkt evin yolunu tuttum. Son kez ona baktığım da tekrardan bara girdiğini görmüştüm.. hiç takmamıştı dediklerimi..

Dışarıda boş boş 2 saat dolandıktan sorma sonunda eve gelebilmiştim. Hemen kendimi banyoya atıp, 2 saat aralıksız ağlayıp sinir krizi geçirmem yetmezmiş gibi devamını da orada getirdim.

Banyodan çıktıktan sonra telefonumu elime alarak grubumuza mesaj attım, olanları anlatıp telefonumu kapattım. Ulaşamadıkların da telefonumu kapatıp uyuduğumu anlayacaklarını biliyordum. Daha önce Jisung'ı başkaları ile gördüğüm zamanlar da yapmıştım aynısını.

Saat 3 gibiyken artık göz yaşım kalmamış gibi hissediyordum. Gözlerim acayip şekilde ağrıyordu. Olabildiğince kırmızı olmuşlardı. Gözlerimi kapatarak kendini uykunun kollarına bırakmaya, mecbur bırakıldım..

Kaos🤗🤗 sizce sizin bu yazarınız sırf tiktoğa atacağı video için bu bölümü bu şekilde yazmış mıdır? ĞAŞDWŞDŞWİFŞWŞDŞ

Daddy Issues-HyuninWhere stories live. Discover now