"Bir davet olur , bir şey olur kızım."


"Bizde düğün vs harici bir şey yok. Onlarda giyecek elbise de sezona göre ayarlıyorum. Cidden gerek yok.'' 


''Sen benim teklifimi geri çevirebileceğini mi sandın ? Anlaşıldı ben hallediyorum ve bu akşam yemekte üzerinde göreceğim. Bedenin neydi ?''


'' Iıı şey 38 ama beni mahçup ediyorsunuz.''


Türkan hanım bunu umursamadan mağazanın içinde kayboldu. Bir elbise hediye edebilirdi evet ama bu bir elbiseden çok fazlasıydı. Benim bir yıllık maaşım falan olabilirdi belki. Ve ben aslen işsiz olduğum için yıllık ne kadar maaş alacağımı bile bilemiyordum. Belki iki yıllık maaşımdır diye geçirdim içimden. Sakin ol Adel, sende karşılığında uygun bir hediye alırsın. Tabi maaşını aldıktan sonra..


Yaklaşık 10 dakika sonra gelen giden olmadığı için çok sıkıldım. Ve bende 'bakmak da mı parayla' diyerek elbiseleri incelemeye başladım. Zenginler için ayrı bir kalite mi vardı ? Bu kumaşların dokusu nasıl bu kadar hoş olabilirdi ? Elime aldığım siyah saten elbise tam bir gecelik gibi duruyordu. Ya da bizim buralarda öyle derlerdi. Etrafta gelen giden olmadığı için bunu deneme kararı aldım. Bir kabine geçtim. Yırtılmasın diye oldukça dikkatli giydim. Arkadaki fermuar ise bir türlü kapanmak bilmiyordu. Kendi kendime söyleniyordum bir de.


''Sen ne diye giyiyorsun ki böyle bir elbiseyi ? Hadi giydin, giyebilseydin bari. Daha fermuarı bile kapatamadın. Bakayım nasıl durdu. Maşallahın var Adel . Şu boy, şu endam kimsede yok. Bir de fermuar kapansa üstün pot pot durmazdı ama... '' 


Kabinin kapısı tıklatıldı. Dolu olduğunu söyledim ama sadece tıklatıyordu. Sinir olup kapıyı açtım. Bir çocuk veya yaşlı kulakları duymayan bir teyze bekliyordum ama Oğuz olabileceği aklıma gelmedi. 


''Bir sorun mu var Oğuz bey ? Ne bu ısrarlı çalış ?''


Tam olarak ne olduğunu anlamadım ama birden kabinin kapısı ellerimden kaydı. Sadece kafamı uzatmak için eğilmiş olduğumdan fazla saçma bir görüntü sergilediğimi düşünerek hemen doğruldum.  Oğuz ise kabine girip kapıyı örttü.


''Aa sapık mısın be sen !''


''Kızım bir sus ! Yan tarafta Zerda var sesini çıkarma.''


Ne yapacağımı cidden bilemiyordum. Zerda'ya yakalanmaktan mı korkuyordu ? En azından bu adamın bana bir zararı olmayacağına inanıyordum. Neyim güveniydi bu ? Beni omuzlarımdan tutup aynaya doğru döndürdü. Ardından fermuara uzandı. Tenime değen eli belimi istemsiz oynatmama sebep oldu. Elbiseyi çekiştiriyor, uğraşıyor ama o da bir türlü çekemiyordu.


''Beni kandırmışsın, Zerda karın falan değilmiş. '' Dedim aklıma o an bu gelmişti ama Oğuz inatla cevap vermiyordu. Hatta umrunda bile olmamıştı. Bir süre daha uğraştığında :

''Tamam uğraşma olmuyorsa.'' dedim . O sırada fermuarı çekmeyi başardı. 


''Bak bakalım nasıl duruyormuş üzerinde...Bence hiç fena olmadın. Biraz elbisenin içini doldurabilecek vücut hatları fena olmazmış ama ince bel detayını sevdim.''

Raconla Dans Where stories live. Discover now