2-Yalancı Postacı

72 13 3
                                    

      "Zaman geçtikçe alışırsın dediler,    geçtikçe acıttı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  
   "Zaman geçtikçe alışırsın dediler,
    geçtikçe acıttı."

13 Eylül (08.06)

   Kadın sabah kalktı.Pazartesiydi günlerden bu nedenle işe gitmeliydi.Zaten dün geceden beri Haein'i düşündüğü için uyuyamamıştı.Hazırlanıp evden çıktı.Çıkar çıkmaz görürüm diye onun evini kontrol etti.Görememişti."İş dönüşü yine bakarım."diye düşündü.Ardından işe gitti.

***

(18.34)

   Hastaneden dönüyordu kadın.Bugün birçok hasta gelmişti.Oldukça yorulmuştu bu yüzden.Bıraksalar kaldırımın kenarına kıvrılıp uyurdu o dereceydi yorgunluğu.Eve vardığında yine kontrol etti evi yine yoktu.Üzgünce eve girdi.Fakat umudunu yitirmeyecekti.Her iş gidişi ve her iş dönüşü kontrol edecekti evinin bahçesini.

***

11 Aralık (18.27)

    Onu görmeyeli aylar olmuştu.Sonbahardan çıkıp kışa girmişlerdi bile.Kız yine yitirmedi umudunu yine her iş çıkışı olduğu gibi kontrol etti evini.Yine aynı şekildi herşey.Olduğu gibi.Yine yoktu işte.Tekrar eve giriyordu ki yoldan geçen postacıyı görünce ona sormaya karar verdi.Postacıya doğru yürürken seslendi.

"Postacı bey!Durur musunuz lütfen?"

   Postacı duyduğu sesle durdu ve kadını beklemeye başladı.Bu kadın bay Haein'i orduya katılmadan önce tarif ettiği kadındı.Kadın gelmeden önce Bay Haein'in anlattığı gibi söyleyeceği kelimeleri aklında tarttı.

"Şey efendim size birşey sorabilir miyim?"

"Tabii kızım sor."

"Şey bay Haein'i uzun süredir görmüyorum.Açıkçası onu merak ettim.Nerede olduğunu biliyor musunuz ya da nereye gittiğini?"

Postacı Haein'in söylediği gibi cevapladı.

"O Japonyaya gitti kızım iş için.Birdaha geri dönmeyecek.Onu bekleme artık."

"Ne?!"Bir gözyaşı süzüldü gözünden.Ardından gözleri karardı ve olduğu yere yığılıverdi.Postacı kıza seslenmeye başladı cevap yoktu.Hemen kızın evinin kapısını çaldı.Kapıyı annesi açtı.Postacı ona olanı anlatınca Jisoo'yu aceleyle Hastaneye götürdüler.Postacı "ne aşklar var bu dünyada"diye geçirdi aklından bu sırada.

***

14 Aralık (08.01)

    Haeinsiz bir güne daha uyanmıştı Jisoo.Onu her düşündüğünde kalbi sıkışıyor içinde ki ağlama duygusuna engel olamıyordu.Unutamıyordu onu.Deniyordu ama nafile.Yapabileceği birşey yoktu.Bugünlerde ağlamak dışında tek yaptığı şey işe gidip gelmekti.Şuanda öyle yapacaktı.Halsizce kalktı üstünü giyindi.Ağlamaktan morarmış gözlerine baktı aynadan bir süre.Ardından daha fazla beklemeden hastaneye gitti.

    Bugün onların hastanesinden cepheye yaralılar için rastgele hemşireler seçileceğini işitmişti.Belki o rastgele kişilerden biri o olurdu.Tanrı bilirdi tabiki.Hemşire kıyafetlerini giyip göreve başladı.Bir süre sonra baş hemşire bağırdı.

"Toplanın.Cepheye gideceklerin isimleri açıklanacak."

   Kısa sürede herkes toplanmıştı.Heyecanlıydı hepsi.

"-Jeon Soyeon
-Sana Minatozaki
-Hwang Yeji
-Kim Jisoo
-.........
-.........
-........."

   O da gidiyordu cepheye.Kendisi için endişeli değildi.Ölsede vatani görevini yaparak ölecekti.Tüm üzüntüsü Ailesi,Sevdiği adam ve arkadaşlarını geride bırakacağı içindi.

   Cepheye gideceklere hazırlanmaları için izin verilmişti.Eve gitmeden önce tüm arkadaşlarıyla vedalaşmıştı.Şimdi ise eve gelmişti.Annesi kızını görmesiyle şaşırdı.Kızı içeri girdiğinde kapıyı kapattı.

"Jisoo neden geldin kızım?Saat daha erken."

   Jisoo annesinin sesini duymasıyla ağlamaya başladı.Annesi nedenini bile sormadan kızını kucakladı şefkatle.Jisoo hıçkırıkları arasında zorla konuştu.

"A-anne b-ben cepheye gidiyorum.Yardımcı hemşire olarak."

  Annesi bunu duyunca o da ağlamaya başladı.Bu sefer ikisi beraber sarılarak ağlıyordu.Onlar ağlarken Bay Kim anaharla eve girdi.Tabii eşi ve kızını ağlarken bulmayı beklemiyordu.Kızı gelip ona sarıldı bu sefer.O da karşılık verdi.Bir yandan da saçlarını okşuyordu.

"B-baba"

"Şöyle güzel kızım.Ne oldu?"

"Ben cepheye gidiyorum."

   Babası sert yapılı dobra bir adamdı.Kolay kolay ağlamazdı.Ama bu duyduğu onun kolayca ağlamasına sebep olmuştu.

   Ailecek belkide son anlarını geçiriyorlardı.Uzunca sarıldılar.Ardından Jisoo bavulunu hazırlamaya gitti.İçine en son Haeinden aldığı mektubu da almayı unutmadı tabi.

***

   Jisoo ailesi ile vedalaşıp trene bindi.Cepheye en yakın askeriyeye gitti.Oradan da bir araçla cepheye sevkedildi.Gelmesi iki gün sürmüştü tam olarak.

   Bavulunu bıraktı yere ve etrafına baktı.Gelecek kişiden haberi olmayarak...

Letter,haesoo✓Where stories live. Discover now