under the rain with your freckles

623 70 62
                                    

Sahadaki kutlama amaçlı bağrışmalar,Ketsubutsu taraftarlarının ve takımın sinirden köpürmesi,çocukların yaptığım şey üzerine beni şokla izlemesi derken benim tek odağım hızlıca çıkıp giden Katsuki'deydi.

Açıkçası yarası çok derin miydi bilmiyorum,hatta ufak bir çizik bile olabilirdi ama yine de istemsizce peşinden koşarak sahadaki gürültüden uzaklaştım.

Bu kadar kısa sürede ne kadar ilerlemiş olabilir ki diye düşünürken yavaşça koridorun sonundaki kullanılmayan merdivenlerden inen silüeti gördüğümde hızlı adımlarla ilerledim.

"Katsuki!"

Önümdeki beden aniden duraksadığında beklemediğimden başımı sırtına çarpmam bir olmuştu.Elimi kafama koyup yoklarken hala merdivenden iniyorduk.

"Bana tezahürat yap derken ciddiydim ama kendini bu kadar kaptırmanı beklemiyordum."
diye sırıttığında göz devirdim.

"Senin için değil bir kere okul ve takımın geleceği için yaptım,ümitlenme yani." dediğimde kafamda nah çeken dayı canlanmıştı,bir şey yok bir şey yok.

"Burada ne işin var? Şu an sana katlanmak için çok yorgunum." dediğinde hafif üzülsem de belli etmedim,aynı lafları ona karşı ben de kullanıyordum sonuçta.Kırılmaya hakkım yoktu.

Depo olarak kullanılan yere girdiğimizde o dolapları karıştırken ben cevap verdim.

"Yaran derin mi diye öğrenmeye geldim." dediğimde duraksadı.

"Ne yarası?"

"Rol yapmaya çalışma,beceremiyorsun salak.Maç esnasında olduğunda gördüm." dediğimde gözgöze geldik ve ilk defa gördüğüm tarzda gülümsemesiyle bana baktığında karnıma yumruk yemiş gibi hissettim.

"Hayret,ilk defa fark edebilmişsin." dediğinde dolaptan çıkardığı ilk yardım çantasını es geçerek sorgularcasına ona baktım.

"Neyden bahsediyorsun?" dediğimde duraksadı ve sesindeki şakacı hava bozuldu.

"Genelde gözünün önündekileri görmeme konusunda iyisin,o yüzden." göz devirdim ve elindeki çantayı çekip açtım.Yine anlamayacağım şekilde imalı konuşuyordu.

"Tişörtünü kaldır."

"Yalnız...Izuku kararına saygı duyarım ama ilkimizin bir depoda olmasını istediğine emin misin?" diyip sırıttığında elimdekileri bırakıp gitmek üzere ayağa kalkacaktım ki beni geri yerime oturttu.

"Otur yerinde susuyorum çakma Artemis." göz devirerek yarasını temizlemek için eğildim.Hafifçe tişörtünü kaldırmasıyla yutkundum ve ortamdaki havayı rahatlatmak için konuştum.

"Tahminen ne zaman bana saçma lakaplar takmayı bırakırsın?"

"Hiçbir zaman." demesiyle cevap vermek yerine susmayı tercih ettim.

Katsuki her seferinde beni sinir etmek için bana garip isimlerle seslenirdi.Ancak en başlarında çakma Artemis geliyordu,ilk bana bu şekilde seslendiğinde –sanırım geçen seneydi–  iltifat olarak algılamıştım çünkü bir tanrıça ismiydi.Ne kadar çakma dese de.

Ama o aksini iddia etmiş ve beni sinir etmek için daha çok alaylı tonda söylemeye başlamıştı.Üzerinde durmamıştım çünkü sinirlendiğimi gördükçe daha fazla yapıyordu ve ben kafayı yiyordum.

Sonunda yarasıyla işim bittiğinde hafifçe geri çekilecektim ki çok kıymetli bir şeymişim gibi beni izlediğini gördüğümde afalladım.Bazenleri bana öyle bakıyordu ki korkmama sebep oluyordu,çünkü ben insanlara kolay anlam yüklerdim.Ve ona anlam yüklersem bunun yıkıma sebep olacağını biliyordum.

lovers rock ✓Where stories live. Discover now