Bölüm 2

109 6 2
                                    

Dizi başlamıştı, kızlar sevmedikleri için dağıldı kantinci abiler ve 5 kişiydik. İçtikleri sigara üzerime sinmişti resmen. Dizi bittiğinde ufak bir çocuk yanıma gelip bir şeyler anlatmaya çalışıyordu '' ithme '' gibi  bir şey anlaşılıyordu, gitme diyordu sanırım. Yavaşça odama çıkıyordum, merdivenler bittikten sonra kapıyı yavaşça açtım çok karanlıktı hiç bir şey belli olmuyordu. Dokunarak yatağın başını bulmuştum.

Uyumak için yatağıma geçmiştim. Bir günde yine hayatım alt üst olmuştu, rüyamda ailemi görüyordum beraber pikniğe gidiyorduk. Ve bileklerimde bir şey hissettim, hareket edemiyordum. Sadece, '' Gökhan ne yapıyorsun? '' dedim. Ve dedikten sonra ağzımı bantladı. Elinde bir jilet kollarımda ve yüzümde yavaş yavaş gezdiriyordu.

Kurtulmaya çalışıyordum yapamıyordum ipler çok sıkıydı, konuşamıyordum yardım isteyemiyordum. Bir insan neden bir başkasına bunu yapar ki. Bir kağıda '' Hareket etme '' yazdı gösterdi. Artık parçalar teker teker oturuyordu, konuşamıyordu dilsizdi, benim söylediklerimi de anlamıyordu. Zorla kafamı kaldırıp yatağa baktım. Bir süre konuşamadım, ayaklarımın bağlı olduğu yerde 1cm yakınlığında jilet vardı, ilk önce hareket edersem ayağımı kessin diye koymuş diye düşündüm. Kafamı yukarıya kaldırdım ay ışığının vurmasıya bir şey parladı, tahmin ettiğimden daha kötü bir şeyle karşılaşmıştım ayaklarıma bağlı olan ip yukarıda asılı bıçağın ipiyle aynıydı.

Ben biraz hareket etsem incecik jiletler ipi kesip tam karnıma bıçağı düşürecekti. İçimde bir şeyler patlıyordu nefret ve öfkeyle dolmuştum. Ellerimde ne olduğunu merak ediyordum ellerim bağlıydı ama başka bir şey yoktu. Tek seçeneğim vardı bıçağın düşerken yan çevrilmesini hesaplamak. Kendime hakim olamıyordum ona bakıp sonra iki ayağımla ipleri kestim, bıçağın soğukluğunu hissediyordum öfkeden acı hissetmiyordum. Bıçak hem bedenime hemde yatağa saplanmıştı son gücümle bağırmam gerekiyordu hissetmiyordum göz reflekslerim yavaşlamıştı gücüm tükeniyordu. '' Hayıııırrrr! '' diye bağırdığım anda kulaklarımdaki çınlama beni bir uykuya götürdü.

Ölüyordum sanırım söylenenler kulaklarımdaydı Kürşat Abinin gülmesi, Gökhan'ın yüzü, Mustafa'nın gitmesi daha doğrusu hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Ölümü düşünüyordum, bu yaşta ölecek miydim? Neden gelmiştim ki dünyaya bu dünya benim cehennemim mi? diye düşünüyordum ve Gökhan pencereden atlıyordu. Parmak izi yoktu bir şey yoktu tamamen intihar olarak gözükecekti.

İçeriye Kürşat Abi girmişti girdiği gibi çıkması bir oldu, gücüm bitmek üzereydi, uyku bastırdı ve o kadar tatlı geliyordu ki uyumak. Gözlerim kapanmıştı artık ölüyorum derken içeriye müdür girdi. Gözlerimi açmaya çalışıp '' Oğlum neden yaptın bunu? '' dedi. Tam tahmin ettiğim gibi intihar zannediceklerdi. Kalan son gücümle yan yatağı işaret ettim. Ve gözlerim kapandı. Gözlerimde bir ışık hissediyordum hastahanedeydim sanırım. Bir daha gelen uykuya karşı koyamadım. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. İntikam için ayağa kalkacaktım.


RASATWo Geschichten leben. Entdecke jetzt