Bölüm 10

3K 171 8
                                    

Ağlamalarım iç çekişlere dönerken biraz daha sakinleşmiştim.Rhory gözlerini bir an olsun benden ayırmıyor,bir saate yakındır sakinleşmemi bekliyordu.Sonunda tamamen sakinleşince yerimden kalktım ve aynaya doğru yürüyüp yüzümü temizledim.Rhory hâlâ bana bakıyordu.

Aynadaki yansımasına gülümseyip ona doğru döndüm."Marilla,neden uyumadın?"dedi.Bunca ağlamanın sonunda uykum gelmişti ama bunu ona söylemeyecektim."Uykum yok.Sen neden uyumadın?"

"Benim de uykum yok."

"O zaman kahvaltı edelim.Acıktım ben."diyip cevap vermesini beklemeden kapıya doğru yürümeye başladım."Peki..Nasıl istersen."diye kısık bir sesle konuştuktan sonra yanıma geldi.

Odadan çıkınca nedimelerimi gördüm.Onları tamamen unutmuştum.Saatlerdir beni bekliyorlardı.Mahcup bir ifadeyle bakıp"Kızlar,size bugünlük izin veriyorum.Gidip biraz dinlenin."dedim.

Söylediğime şaşırmışlardı.Yine de "Peki efendim." diyip gittiler.Onlar gidince biz de yürümeye başladık.Rhory mutfağa girdiğimizde çalışanlardan birinin yanına gidip gülümseyerek "Bayan Luna...Prenses Marilla ve ben kahvaltımızı ön bahçedeki çardaklarda yapmak istiyoruz.Şimdi.." dedi.

Bayan Luna "Peki efendim." diyerek hemen işe koyuldu.Bir yandan da diğerlerine direktifler veriyordu.Rhory "Teşekkürler." diyip yanıma geldi ve birlikte mutfaktan çıktık.

Ben sessiz kalmaya devam ederken bahçeye çıktık ve çardaklardan birine oturduk.Rhory sürekli beni konuşturmaya çalışıyordu ama biraz önceki ağlama krizi yüzünden konuşmaya mecalim yoktu.Sadece susup oturmak istiyordum.

Dirseğimi masaya koyup çenemi elime yasladım ve Rhory'yi izlemeye başladım.Rhory ise beni konuşturmak için yemin etmiş gibi sürekli konu açıp duruyordu."Çok güzel bir prenses oldun.Senin için gerçekten çok sevindim.Umarım ailenle arandaki sorunları halledersiniz."

Gözlerimi devirip bakışlarımı ondan çektim."Öyle bir derdim yok.Olmasalar da olur.Hem benim bir ailem var zaten.İkinciye ihtiyacım yok."Konuyu kapatması için söylediğim şeyler işe yaramamıştı.Anladığım kadarıyla yaramı deşmekte kararlıydı."Gerçek ailenin yerini kimse tutamaz Marilla."

"Evet ama onların yanında aile gibi hissetmiyorum.Sizinle daha iyiyim."

"Çünkü doğduğundan beri bizimlesin.Bize alıştın.Yine de onlara bir şans vermelisin."Neden bu kadar ısrar ettiğini anlamıyordum.Onları istemediğimin farkında değil mi?!

"Gitmemi bu kadar istediğini bilmiyordum."Gülerek söylediğim şeye bozulmuştu."Gitmeni isteyecek son insan bile değilim!Bana kalsa seni yanımdan bir an bile ayırmam ama senin iyiliğin için diyorum.Gerçek bir aileyi hakediyorsun."

"Ama onlar beni haketmiyor!"Sesimi yükselttiğimi Rhory'nin yüzündeki sinirli ifadeyi görünce farketmiştim.Bu kadar üstüme gelmeseydi ben de çileden çıkmazdım.

Sesimi biraz alçaltıp konuşmaya devam ettim."Bugüne kadar lütfedip karşıma çıkmadılar.Kendilerince haklı sebepleri olabilir ama bu benim umurumda değil."

"Ön yargılı davranıyorsun.Biraz zaman ver.Kaybedeceğin ne var ki?"

Gerçekten kaybedeceğim ne vardı? Hiçbir şey..Yeteri kadar kaybetmiştim.İki taraf da yıllarını kaybetmişti.Kaybolan yılları geri getiremezdik ama yenilerini birlikte yaşayabilirdik.Sadece bir şans verirsem en fazla ne olabilirdi ki? "Aslında doğru söylüyorsun..Zaten onca yılı kaybettik.Sanırım onlar da ben de bir şansı hakediyoruz."

Yüzüme ben demiştim der gibi bakarken gülümsedi ve biz konuşurken gelen kahvaltılıklardan yemeye başladı.Ben de aç olduğumu hatırlayıp hemen tabağıma bir şeyler doldurmaya başladım.Tabaklarımızdakileri yerken ara ara birbirimize kaçamak bakışlar atıyor ama hiç konuşmuyorduk.

SU PERİSİWhere stories live. Discover now