6

513 61 49
                                    

Sargılar elinden yavaşça yere düşerken yüz ifaden Levi'ni korkutmaya yetmişti. Nefesi kesiliyordu yüz ifadeni gördükçe.

"İğrenç.." Fısıltıyla dudaklarının arasından çıkan bir kelime Levi'ni yerlebir etmeğe yetmişti. "İğrençsin."

"B-bak (Y/N). Açıklaya-" Elini ağzına tutman cümlesini bitirmesine engel olmuştu. İki adım geriye attın ve hemen banyoya koştun.

"(Y/N)!" Zorla sandalyesini ittirerek olabildiğince hızlı bir şekilde sana doğru ilerlemeğe başladı. Banyoya vardığında kustuğunu görmüştü. O kadar mı iğrenç gözüküyordu?

Kusman bittiğinde lavaboya ilerledin ve elini yüzünü yıkamağa başladın. Ama bu adi bir yıkayış değildi. Vahşi hayvanlar gibi derini tırnaklarınla kazıyordun. Sanki derine sinen bir şeyi delicesine çıkarmağa çalışıyormuş gibi. Böyle devam edersen kendini yaralamandan korktu Levi.

Yanına yaklaşıp kolundan tuttu uzaklaştırmak için. Sen ise 'iğrenç' kelimesini durmadan sayıklarken dokunuşundan irkildin.

"Dokunma bana tiksinç şey!" Kolunu ondan kurtardın ve uzaklaştın. Gözlerindeki nefret ve iğrenmişlik o kadar güçlüydü ki, biran gözlerinin kırmızıya döndüğünü düşündü Levi.

"Ne oluyor sana!"

"Konuşma! Konuşmaya bile hakkın yok!" Sana ne olduğunu anlayamamıştı Levi. Deli gibi davranmanın sebebi yaralarla kaplı olan yüzü müydü?

"Bir saniye bile burada durmam ben." Kapıya yöneldiğinde durdurdu seni Levi. Yine kolundan tutmuştu. Ama bu sefer iki eliyle birlikte kavramıştı seni. Bu elindeki yaraya ciddi hasar verebilirdi lakin umrunda değildi. Eğer bu senin gitmeni önleyecekse razıydı acıya.

"(Y/N) dur! Lütfen dur! Gitme!" Elinle onu sert bir şekilde ittiriyordun. Bırakmıyordu hiç bir şekilde.

"NEDEN BÖYLE DAVRANIYORSUN? NEDEN BENİ BIRAKIP GİDİYORSUN?"

"ÇÜNKÜ ÇİRKİNSİN!" Bağırışın ortamı sessizleştirirken Levi'nin içindeki feryatları artırıyordu.

Tutuşu yumuşarken inanmaz gözlerle sana baktı. Yüzündeki yara için onu terketmene izin veremezdi. Seni kaybedemezdi.

"Anladın mı artık?Çirkinsin, iğrençsin, tiksinçsin."

"Bunun yüzünden mi?" Elini yüzünde gezdirdi. Parmakları yarasına değdiğinde onu oradan söküp atmak istedi." Eğer bu olmasaydı...kalır mıydın yanımda?" Sessizliğini 'evet' anlamında kabuletti Levi ve devam etti sözlerine.

"Sargılarla kapatırsak olur mu senin için? Söz bir daha açılmasına izin vermem. Sargıları değişmene gerek yok zaten. Ben sen görmeden hallederim. Olur mu böyle?" Göz pınarlarının dolduğunu biliyordu. Göz yaşları akmaya tehdit ederken inilti gibi çıkan sesiyle konuşuyordu sana yüzüne bakmadan. Korktuğu başına gelmişti. Çaresizlik onun tüm bedenini kaplıyordu. Ne yapabilirdi başka?

Her hangi bir cevap vermeden hızla koşmaya başladın kapıya doğru. Levi ise anın şokundan ne yapacağını şaşırmıştı. Kendine geldiğindeyse hiç düşünmeden ayağa kalktı. Garip bir şekilde acı hissetmemişti lakin yürüyemiyordu da. Ayağa kalkmasıyla yere kapaklanması bir olmuştu.

Sürünerek gitmek istedi seni durdurmak için. Ama bunu bile yapamıyordu. Sanki oraya yapışmış gibiydi. Bir güç Levi'nin sana ulaşmasına izin vermiyordu.

Kafasını kaldırdığında artık nokta gibi gözüken bedenine baktı. Koşuyordun canavar görmüş gibi.

Etraftaki sesler kesiliyordu nefesleri yavaşlarken. Zaman durmuştu onun için. Sesler tamamen yok olduğunda duyduğu tek şey kalbinin atışlarıydı. Görüşü bulanıklaşıyordu nedensizce. Sanki buraya ait değilmiş gibi.

𝚊𝚕𝚠𝚊𝚢𝚜 𝚝𝚘𝚐𝚎𝚝𝚑𝚎𝚛❝𝚕𝚎𝚟𝚒 𝚊𝚌𝚔𝚎𝚛𝚖𝚊𝚗❞Where stories live. Discover now