wine and Little Talks

56 4 9
                                    

_

Harry ayağına vuran topuklulardan kurtulunca derin bir nefes aldı, temmuzun ortasındaydılar Londrada bile cehennem sıcağı hakimdi, üstüne üstün boyunluklu fırfırlı gömleği ile duruyordu gerçekten bunalmıştı, omzuna kadar gelen kıvırcık uzun saçları onu kaşındırıyordu, altında iste armut model bol bir pantolon vardı ve gerçekten komikti, uzun fırfırlı çorapları ise ayaklarını terletmişti. Harry isyan eder bir yüz ifadesi ile Phillip'e bakıyordu Phillip ise salondakilere çok iyi iş çıkardıklarından bahsediyordu, Harry'nin gözleri Louisi aradı ama onu bu karmaşıklığın içinde göremedi, ayağa kalktı ve salonda aranmaya başladı ama göremedi davetliler çoktan gitmiş salon boşalmıştı, yerde sahneye atılan gül yaprakları vardı, hepsi ezilmişti Harry gerçekten üzülüyordu sırf 2 saatlik bir oyun için bu kadar güle kıymaya ne gerek vardı? Harry dışarıya çıktı Louis piposu ile yere oturmuş sokağı izliyordu, kederli  ve bir derdi varmış gibi görünüyordu, Harry de Louis gibi sert zemine  çömeldi. " Ne düşünüyorsun William " Louis piposundan derin bir nefes çekti içine, gözlerini Harrye dikti " bilmiyorum sanırım biraz doldum  Edward  birden ağırlık çöktü içime" Harry başını olumlu anlamda salladı. "sizi anlayabiliyorum, isterseniz  haneme  geçelim  derdiniz hakkında detaylıca konuşuruz, hem mükemmel bir  kırmızı şarap getirttim İsviçreden siz seversiniz " Louis haifiçe güldü Harry'nin toplumda ona takındığı resmiyet garibine gidiyordu, Harrynin ona anlamaz bakışlar attığını far eden Louis  olumlu anlamda başını salladı." çok isterim efendim" dedi ve  Harry ile birlikte üstlerini değiştirmek üzere salona gittiler, soyunma odasına gidip üstlerindeki ağırlık yapan giysileri çıkardılar, Harry kısa kollu beyaz gömlek ile kahverengi kumaş pantolon giymişti altında ise özel yapım rugan ayakkabı vardı. Louis ise açık mavi gömlek ile altına lacivert kumaş pantolon giymişti üstüne ceketini geçirdiğinde Harry'nin kapısını tıkladı Harry de çıktığında salonun büyük mermer kapısına doğru yürümeye başladılar tam çıkıcaklarken onları arkalarında ki ses durdurdu. " bay Edward, ve William bekleyin!" Phillip'in sesiyle ikisi de durdu arkalarına baktılar Phillip nefes nefese yanlarına geldiğinde konuşmaya başladı." sizinle müsadeniz olursa yarın önemli bir konu hakkında konuşacağım , yarım saat kadar erken gelin, şimdi gitmem gerek  kusura bakmayın  görüşürüz" Phillip şapkasını çıkararak onlardan uzaklaştı. Louis ile Harry ise bu konuyu çoktan unutmuştu. Birlikte Henrynin getirdiği arabaya bindiler, eve kadar pek konuşmadılar.

_

Eve girdiklerinde Harry üstünü değiştirmek için yukarı çıkmıştı Louis ise bu sırada Harry'nin söylediği raftan şarabı ve kadehleri alıp bahçeye geçti, mermer çardağa yönelmişti ki tam o sırada dikkatini çardağın solundaki meyve ağaçları çekti, daha önce hiç dikkat etmemişti ya da kış olduğu için görmemişti, yan yana iki ağaçtan biri incir diğeri ise dut ağacıydı, Louis ağaçlardan biraz meyve kopardı ve onları yıkamak için mutfağa gitti. Harry ile mutfakta karşılaştıklarında gülümsedi, Harry "ahh bende pencereden  senin bahçede olduğunu görünce, örtü ve tatlı getireyim diye mutfağa gelmiştim" Louis hafifçe güldü," bende meyve toplamıştım onları yıkama gelmiştim" dedi tezgaha yönelirken, Harry de çekmeceden kumaş beze sardığı, tatlısını çıkardı. Louis meyveleri yıkadıktan sonra bir kaseye koydu, Harry dolaptan demir tepsi çıkarıp tatlıları ve meyve tabağını koydu, örtüyü de eline aldı, Louis "yerde mi oturacağız?" Harry kafasını salladı " her zaman çardakta oturuyoruz, bugün yerde oturalım, hem uzanırız" Louis "Henry ne olucak?" diye soruna Harry, " onu ben kapalı çarşıya gönderdim haftalık alışveriş için 3-4 saat gelmez"  Louis kafasını salladı. Dışarı çıktıklarında Harry; "Louis içerde ki yeşil el radyomu getirir misin lütfen ? kitaplıktaki  2. rafta" Harry sevimli gözlerle Louis'e bakarak konuştuğunda Louis güldü " tabiki getiririm" Louis içeri gittiğinde Harry, Louisin çardağa bıraktığı şarap ve kadehleri aldı, yere kareli lila örtüyü serdi çardaktan aldığı iki minderide örtünün üzerine attı şaraplarıda doldurduğunda Louis'i bekleme başladı, Louis elindeki minik radyo ile Harry'e yaklaştı radyoyu çalıştırıp yere koydu, Harry'nin yanınaki mindere oturdu ve eline kadehini aldı. Harry'nin  beklenti ile bakan gözlerini görünce ağzını araladı sonra hemen geri kapattı Harry;" hadi Louis nedir bu kadar dert edindiğin konu anlat bana çekinme" Louis gözlerini çimlere dikip konuşmaya başladı. "bu gün oyundan bir dost söyledi, sanırım Phillip bir avrupa turnesi planlıyormuş ve büyük ihtimalle bizim grup ile yapacakmış, ,eğer dediği doğruysa en az 6-7 ay burada olamayacağım" Harry şaşırmıştı ama Louis'in neden bu kadar kederlendiğini anlamamıştı, o Louis'i beklerdi, hem arada mektuplaşabilirlerdi, birbirlerine telgraf bile yollayabilirlerdi. Harry Louisin elini kavradı ve  konuşmaya başladı "Louis biz bu işe böyle zorlukların olacağını bilerek başladık, bunlara alışmalıyız hem bu kadar üzülmene gerek yok, söz veriyorum eğer gidersen sana her hafta mektup yollayacağım, sende bana yollarsın ve sürekli iletişim hâlinde oluruz hem iyi yanından bak eğer gidersen tüm avrupa senin muhteşem sesini tanıyacak uluslar arası bir şöhrete  sayip olacaksın " Harry tabikide bu haberi duyduğuna üzülmüştü ama bunu Louis'e söyleyerek onun moralini daha çok bozamazdı Louis başını olumsuz anlamda salladı "anlamıyorsun Harry, korktuğum zaten daha çok şöhret, ben şöhretten kurtulmak istiyorum, bu durum bize zarar vermekten başka hiçbir şey yapmıyor" Harry de Louis gibi bakışlarını yere dikti, ne diyeceğini bilemiyordu Louis'in moralini de daha fazla bozmak istemiyordu bu yüzden konuyu kapatmaya karar verdi "tatlı ister misin çıkmadan önce yapmıştım hem de cevizli " Louis olumlu anlamda hafifçe başını salladı ve teşekkür etti. Birkaç saat daha orda oturdular, sonra Harry nin aklına geçen gün yürüyüşe çıktığında keşfettiği küçük gölet geldi" Louis geçen gün yürüyüşe çıktığımda yakınlarda çok güzel bir gölet keşfettim sende arzu edersen gün batımını orda izleyelim hem kimseciklerde yok"  Louis bu fikri sevmişti  " tamam, o zaman sen içerden sepet getir şunları sepete  koyalım" Harry hızlıca içeri girdi, gün batımını kaçırmaya hiç niyeti yoktu, içeriden sepeti ve Louis ile beraber okumaları için rasgele bir kitap aldı, Harry Louis'in ona kitap okumasına bayılıyordu, aradaki nefes alışları, mimikleri, sesini tonlaması, Harry tam anlamıyla bu ses ile  hayat buluyordu. Harry bahçeye çıktığında, Louis sepete eşyaları doldurdu, beraber bahçedeki köprüden çıkışa yöneldiler tam o sırada Harry'nin aklına Henry geldi "hemen geliyorum bekle" diyip Louis'in yanından uzaklaştı, ardiyeye gidip bir kağıda 1-2 saat evde olmayacağını endişelenmemesini ve aldıklarını mutfağa bırakmasını söyleyen bir not yazdı, Henry'i meraklandırmak istemezdi, Louis'in yanına döndüğünde Louis onu ayakta bekliyordu, birlikte evden çıktılar yeşillikler arasından yürüdüler, yol boyunca bugün ki oyun hakkında konuştular " Hayır Louis ben abartmıyorum, senin adın Pedroydu ve kahya rolündeydin,birden isyan edip ay'a bakarak şarkı söylemeye başladın, o an bir kahkaha koparmamak için kendimi o kadar tutmuşum ki kıpkırmızı kesilmişim, Phillip astım krizi  geçiriyorum sanıp ilaç göndermiş! söyle şimdi ben mi abartıyorum"  Harry gülerek  konuştuğunda Louis homurdandı " ben seni kabarık ve dantelli giysilerin içinde kıpkırmızı gördüğümde aman tanrım ne kadar çekici diye düşünmüştüm oysa ki!" Harry yine güldüğünde Louis de dayanamayıp kahkaha attı, sadece kuşların ve doğa ananın olduğu yollardan beraber kahkahalarla  yürüdüler

_

Harry Louis'in dizine kafasını koymuş Louis  sırtını ağaca yaslamıştı, Louis  André Marie'nin  Sur l'esprit de Parti  aadlı kitabını okuyordu, Harry de  bir yandan kendisine ve Louis'e dut yediriyordu,

Louis kitabın son dizelerini okumaya başladı

_

canlanır son ışık ve tatlı rüzgarlar gibi,

gözümde güzel günler
dibinde giyotinin üflerim neyimi
deyip neylersin kader.

düşünmeden kendimi, çürüyüp gideceğim,
bu karanlık çukurda
benim de kaderim bu! orada bekleyeceğim
alışalım unutmaya
ölüm uykusuyla kapanacak ah gözlerim
gideceğim bir anda
son şiirlerim bunlar benim
dört duvar arasında

Louis kitapı bitirip kapattı ve  kenar koydu Harry'e baktığında onun düşünceleri ile boğuştuğunu fark etti,  Harry dayanamayıp konuşmaya başladı, "İnsanları soyutsuz fikirler yüzünden hapis etmeleri ne acı! bedenleri hapsederek fikirleri, düşünceleri hapisettiklerini sanıyorlar" Louis olumlu anlada kafasını sağladı " bedenler üzerindeki hükümlerini öne sürüyorlar çünkü düşüncelere hüküm yolunun oradan geçtiğini düşünüyorlar, lakin bu ve bunun gibi binlerce  şairde de gördüğümüz gibi çoğu  bedeni ile ölmeyi fikirleri ile  ölmeye yeğlemiş" Harry de kafasını salladı ve Louise bakmaya başladı Louis de gözlerini ona çevirdiğinde Harry konuşmaya başladı "  bende Louis, bende, sana olan sevgim ile hapsedilmeyi senin sevginden mahrum kalmaya yeğlerim."

"hiçbir kimse sana olan duygularıma hükümdar olamayacak mon salai buna izin vermem"





selam bir ara bölümle  daha günaydın,  Allahın izni peygamberin kalbi ile haftaya ana konuya geçiceğim inşallah








bide bir suru hata vb olabilir sallamayın bende sallamıyorum dil bilgisinde 5 soruda 5 yanlışı olan bir insanım ben

Frozen Breaths -  L.SWhere stories live. Discover now