37.bölüm

4.6K 282 17
                                    

keyifli okumalar<3



*
Bedenim soğuk bir ürperti ile titrediğinde çok kısa bir an suya alışmasını bekledim.
Duş kabininin kapaklarını kapatarak tamamen içeri girdiğimde artık suyun ısısına alışmıştım.
Hızlıca bir duş almalı ve hazırlanmaya başlamalıydım.
Bugün büyük gündü.
Gaye ve Ulaş'ın düğünü!

Orada bizi neler bekliyordu? Sorusunun cevabını bilmiyor olmak beni birazcık geriyordu.
Kaan, Pamir'in bir şey yapamayacağı konusunda defalarca kez telkin vermiş olsa bile hala tedirgindim.

Mekanın güvenliği kat ve kat arttırılmıştı. İçeri girmesi imkansız gibi bir şeydi çünkü Gaye yalnızca davetiyesi olanların içeri alınacağını söylemişti.

Pamir faktörünü kafamdan atmaya çalışarak duş aldım ve bornozuma sarılarak banyodan çıktım.
Doğrudan giyinme odasına yöneldiğim esnada odanın kapısı açıldı ve Kaan haylaz bakışlarını bedenimde dolandırırken içeri girdi.
Dudaklarımda ki küçük tebessüm eşliğinde bana doğru gelişini izledim.

"Evin içerisinde böyle dolaşırsan düğüne gidemeyiz biliyorsun değil mi?"

Dudaklarımı büzerek "Henüz öğrendim." dedim ve aramızda kalan bir adımlık mesafeyi de ben kapattım. "Neden gidemeyiz peki?"

Yüzünü iyice eğerek burnunu burnuma sürterek sorumu cevapladı. "Yatağımızda ya da salonumuzda" diye fısıldadı. "Veya mutfağımızda..." Dudakları dudaklarıma çok hafifçe sürtünürken devam etti. "Nerede istersek orada eğlenceli dakikalar geçirebiliriz." Erotik ses tonu ile birlikte karın boşluğumdan kasıklarıma doğru ince bir sızı yol aldı. "Kendimizden de geçebiliriz." diye fısıldadı ve dudaklarımı öptü.

Dudaklarının yumuşacık teması karşısında eriyeceğimi düşünsem de öyle olmadı. İstekle karşılık verdim.
Ellerim bornozumu bırakıp Kaan'ın omuzlarına tutunduğunda unuttuğum bir ayrıntı ile karşı karşıyaydık.
Ben çıplaktım ve bornozumun önü tamamen açılmıştı.
Bu durum çok kısa bir an duraksamama sebep olsa da bizi durdurmadı.
Aksine, Kaan sıcacık ellerini çıplak belime yaslayarak beni kendisine bastırınca aramızdaki tutku gözle görülür bir hal aldı.

Uzun sayılabilecek bir sürenin ardından geri çekildiğimizde nefes nefeseydim.
Gözlerini gözlerimden ayırıp bedenime dokundurduğunda nefesimi tuttum.
Aklından geçen düşünceleri deli gibi merak ediyordum.
Gözlerim şah damarının üzerinde ki rakamlara kaydı.
Orada ismimin yazılı olduğunu bilmek bulunduğum durumda beni biraz olsun rahatlatabiliyordu.

"Kusursuz bir tablo." diye konuşurken arsız gözleri bedenimin her bir noktasına dokunuyordu.

Elleri bornozumun uç kısımlarını buldu ve önümü kapatarak şakaklarıma derin bir öpücük bıraktı. "Hadi hazırlan bebeğim."

Bir şey söyleyemeden giyinme odasına girdiğimde kalbim göğüs kafesimi delip geçecek gibi hızlı atıyordu.
Sanırım bu heyecan duygusunun önüne hiç bir zaman geçemeyecektim.
Derin nefesler alarak hala düzensiz olan soluklarımı düzene sokmaya çalışırken önceden hazırlamış olduğum zümrüt yeşili saten elbiseyi çıkardım.
Dizlerimin bir buçuk karış kadar yukarısında olan bu elbise fazlasıyla güzel duruyordu.

RUH KAFESİWhere stories live. Discover now