23.Bölüm | 🌙 Final-1: Aşk Panzehirdir. 🌙

Mulai dari awal
                                    

Harbi biz ne yaşıyorduk?

"Dur! Vasiyet verelim! Bugünün tarihi ne?" Boşta kalan elini arka cebine attı. Cebinden telefonunu çıkarıp ekranı açtığında biraz bekleyip ekrandaki sayıları okudu. "Yirmi sıfır yedi iki bin yirmi."

"Lütfen sayıları hep beraber söyleyiniz!" Aynı ses tekrar yükselmişti.

"Ne?" O an hepimiz donmuştuk.

"Tabii ya..." Dedim aklıma gelenler ile.

"Biri bize de açıklayabilir mi ne olduğunu?" Adrien ve Luka birbirine bakarak bu cümleyi kurduklarında bende Chloe'ye bakıyordum.

"Bu, benim taç giyme töreninde gördüğüm şifre. Bir tablonun arkasındaki kasadaydı. Dehliz ile bu sayı yazıyordu."

"Hangi tablo?" Dedi Adrien. Biraz düşündüm. "Reddeden Kraliçe..."

"Şifre girilmedi! Son 10..." Duyduğumuz ses ile tüm dikkatimiz oraya toplandı.

"Hep beraber! Hadi!"

""""20072020.""""

"Şifre onaylandı. Hoş geldiniz, varislerim..."

Çeşme tamamen açılıp merdivenler gözüktüğünde Adrien bize baktı. "Yani, eğer şifreyi o tablonun arkasında saklıyorlarsa.. Buraya geleceğimizi biliyorlardı."

Peki neden o tablo?

İç çektim. "Hızlı olmalıyız. Hadi." Ellerimizi sudan çektik. Açılan merdivenlere sudan geçerek ulaştık.

Gökyüzüne ait varislerken, aşağı, yer altına doğru inmeye başladık.

***

"TANRIM!" Chloe'nin buraya geldiğimizden beri 5.kez ağlama krizini çekiyorduk. "ÖLMEK İSTEMİYORUM!"

"Chloe." Dedim sakince. "Söz, ölmeyeceksin. Sakinleşir misin?"

"Ama Marinette burası çok havasız ve-" Herhalde buraya indiğimizden beri arkamızdan devrilen 16.kolon da arkadaşlarına katıldığında Chloe sıkıca bana sarıldı. "İşte bu!"

Yani, evet bende ruhumda gökyüzüne ait bir şey taşıyordum evet ama onun durumu daha farklıydı. O gökyüzünün her bir noktasına ait özgür bir rüzgarın kızıydı.

"Chloe," Dedim yüzünü tutarak. "Buradan hızlıca çıkmak istiyorsak hızlıca işimizi bitirmeliyiz."

"Daha ne aradığımızı bilmiyoruz." Yüzündeki umutsuz ifade ile. İç çekmeme engel olamadım. Haklıydı.

"Kızlar, tam altında durduğunuz kolon yıkıldı yıkılacak." Dedi Luka yukarıdaki kolona bakarken. Hızlıca oradan çıkıp ilerlemeye başladık.

"Eğer sessiz olursak yıkılmalarını biraz olsun geciktirebiliriz," Diyerek Chloe'ye baktım. "Anlaştık mı?" Başını sallaması ile gülümsedim.

O merdivenlerden aşağı tıpkı mağara gibi bir yere inmiştik. Yürüdükçe mağarayı dik ayakta tutan kolonlar sanki bunu bekliyormuş gibi yıkılmaya başlamıştı. Bir yandan Chloe'yi sakinleştirmeye çalışıyordum belki ama diğer taraftan aklım buradan nasıl çıkacağımız hakkında hesaplamalar yapıyordu.

İşin kötü yanı, henüz bir sonuca varamamıştı.

Kir, pislik, taş, toprak ve bolca yıkılmış kolon dolu mağarada uzun bir süre ilerlemeye devam ettik. Burada herhangi bir ışık yoktu. Işığı Adrien kontrol edebildiği ateş elementi sayesinde ellerinde tutuyordu. Söylediğine göre bunu hocasından öğrenmişti yakın bir zamanda.

Yasak - Miraculous Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang