3

67 11 3
                                    

Jihoon elindeki kitabın son sayfasına geldiğinde heyecanla yerinde zıpladı. Okuduğu en güzel kitap olabilirdi! Eğer bu kitabı bitirirse kütüphanesindeki tüm kitaplar bitmiş olacağı için annesiyle yeni kitaplar sipariş edeceklerdi bu yüzden ayrı bir heyecanla okumuştu kitabı. Jihoon'un arkadaşları kitaplardı. Jihoon'un evi dışı gidebildiği yerler kitaplardaydı. Farklı dünyalarla, farklı insanlarla karşılaşırdı kitaplarda. Bazen rüyalarında onlarla dost olurdu. Birlikte oyun oynarlar, hep kaymak istediği kaydıraklarda kayarlardı ve birlikte dondurma yerlerdi! Evet, Jihoon hâlâ deli gibi dondurma bağımlısıydı. Bugün annesinden ödül olarak dondurma istemeyi aklının bir köşesine yazdı. Kısa bir sürenin sonunda kitap bitmişti. Hiç de tahmin ettiği gibi bir son olmamıştı onun şaşkınlığıyla ufak bir çığlık kopardı. Sevinçle annesinin yanına gitti, bu mükemmel kitabı baştan sona anlatması gerekiyordu. Annesi mutfaktaydı. Mutfağın kapısından 3 adım geriye çekildi bazı aksilikler yaşansın istemezdi.
"Anne, sonunda kitap bitti ve harikuladeydi!"
Annesi ilk başta çocuğun mutfakla arasındaki mesafeyi kontrol etti. Sonra oğluna dönüp içten bir gülümseme sundu.
"Galiba yeni bir kelime de öğrenmişsin. Ne kadar da zeki bir oğlum var. Onunla gurur duyuyorum."
Jihoon duyduğu cümlelerle gülümsedi. Annesi her daim oğluna güzel sözcükler kullanırdı, ufak bir başarısında bile sanki bir buluş bulmuşçasına sözleriyle oğlunu yüceltirdi , her an öper sarılır ona sevgisini gösterirdi, her türlü kötülüklerden korurdu minik oğlunu. En başta da evin dışındaki tehlikelerden. Şimdi ise oğlunun heyecanla anlattığı kitabı dinliyordu ve bir yandan biricik oğlunun güzelce büyüdüğünü düşünerek gururlanıyordu. Oğlu kitabın son sayfasını anlatırken bir anda parmağında bir acı hissetti anne. Yüzünü buruşturarak elindeki kana baktı. Galiba biraz derin kesmişti. Jihoon annesinin yüzünü görünce ne olduğunu daha iyi görebilmek amacıyla 3 adım geride durmayı 2'ye indirdi. Annesi fark edemezdi şu an...değil mi? Hayır fark ederdi çünkü şu an tam olarak sinirlenmiş annesinin yüzüyle karşı karşıyaydı... Derin bir nefes aldı.
"JİHOON YAKLAŞMA MUTFAĞA TEHLİKELİ! BAK GÖRMÜYOR MUSUN ELİM KESİLDİ. KİM BİLİR SANA NELER OLUR! HER YER KESİCİ ALETLER, KIRILABİLİR EŞYALARLA DOLU VE ÜÇ KURALINI NASIL UNUTURSUN?"
Annesinin bağırmasından çok korkardı minik beden. Titremeye başlamıştı bile. Hızlıca geriledi ve annesinin daha fazla bağırmamasını diledi. Garip bir şekilde dileği tutmuştu, zil çalıyordu. Annesi zili duyunca "Kargomuz geldi bebeğim!" diyip sevinçle kapıya koştu. Annesinin duygu değişimlerine alışıktı Jihoon. Bağırdıktan, kızdıktan iki dakika sonra tekrar eski sevdiği annesi olurdu onu anlayabiliyordu ama. Tehlikeli şeylerden uzak durmalıydı Jihoon mesela okul, yollar, arabalar, yetişkinler, toplar, hayvanlar, mutfak, ateş, kalabalık yerler, merdivenler başka kalmış mıydı? Aa, evet! Jihoon'un anlamadığı bir tehlike de vardı "Arkadaşlar." Annesi hep dışarı çıkmaktan sonra en tehlikeli şeyin arkadaşlık olduğunu söylerdi. Nedenini anlamasa da annesinin onu bu dünyada düşünen tek kişi olduğunu biliyordu. Annesi her daim onu korurdu. Annesi her daim onu severdi. Bu yüzden asla bir daha onun sözünden çıkmak gibi bir hata yapmadı.

Kar Taneleri- HoonsukWhere stories live. Discover now