"Rüzgar Kulesi" Bölüm 12

158 12 1
                                    

Aoki POV

Karanlık kişiliğim öfkeliyken böyle şeyler yapabileceğini sanmıyordum. Az kalsın ikimizi de öldürtecekti. Riff olmasaydı ne yapardım bilmiyorum...

Riff: "Aoki, iyi misin?" Telaşla sordu, benden çok o korkmuş gibiydi.

Aoki: "E-Evet sadece... Dalmışım." Aklıma sadece bu geldi.

Riff: "Pekala, yaralandın mı?" Çok telaşlıydı, onu böyle görmeye alışık değilim.

Aoki: "Riff ben iyiyim, tamam mı?" İstemsizce biraz öfkeli söyledim. Karanlık kişiliğimin öfkelenmesi beni de etkiliyor olmalı.

Riff: "Oh, tamam sadece senin için endişelendim." Hala son derece nazikti.

Bu sırada Eron da sonunda yanımıza gelmeyi başarabildi. Bütün bu olaylar yaşanırken ciddi ciddi uçtu mu o?

Oh... Bekle o asla ciddi değildir.

Eron: "Aoki! İyi misin?" Oda telaşlıydı.

Aoki: "Dediğim gibi ben iyiyim!" Hala öfkeli konuşuyorum, bu ne zaman geçebilir???

O sırada Eron sanki Riff'i dürttü yada ben yanlış gördüm.

Riff POV

Eron beni birkaç kere dürttü, ne demek istediğini anlamıştım. 

Riff: "Ah... Aoki şey... Ben düşünüyordum da..." Eron'a baktım, iki elide 👍 yapıyordu.

Aoki: "Düşünmek? Bu senin çok yapmadığın bir şey." Bekle Aoki böyle davranmaz, bir sorun var...

Aoki POV

Ben biraz önce ne dedim??? Resmen hayatımı kurtaran kişiye düşüncesiz dedim...

Aslında... Böyle bir şey demek aklımdan bile geçmemişti. Hmm... 

Riff: "Aoki, sen... İyi olduğuna eminsin, değil mi?" Mantıklı olarak şüphelendi.

Amacım "Evet, sadece rüzgardan dolayı kafam karışmış olmalı özür dilerim." Demekti ama...

Aoki: "Ben iyiyim, ateş kafa- oh yani Riff." Ateş kafa mı? Bekle... Oh, hayır ciddi olmazsın. 

"Söyleyeceklerimi kontrol etmekten vazgeç!" Diye düşündüm. 

Ses: "Neden?" Alaycı bir şekilde söylemeye çalıştı ama hala çok sinirliydi.

Eron: "Aoki artık iyi ise neden Rüzgar Kulesine gidip Sophos'a selam vermiyoruz?" Sadece kafamı salladım.

Riff: "Pekala, ama istersen eve gidip dinlenebiliriz." Bana bakarak sordu. Emin değildim ama birisi benden önce davrandı.

Aoki: "Hayır, gerek yok. Gidelim." Yine o... Umarım beni rezil etmez.

Sonra Rüzgar Kulesinin önüne geldik, neyse ki tek kelime etmedi. Daha sonra tekrar kendi istediklerimi söyleyebiliyordum.

Peki ya neden Rüzgar Kulesine gitmek istedi..?

Eron: "Pekala hadi Sophos'u bula-" Sophos asası ile uçuyordu ve kafamızın üstünden geçti.

Sophos: "Buraya sizi hangi rüzgar attı bakalım?" 

Eron: "Seni görmeye geldik!" Sophos yere indi, bizi biraz inceledi.

Riff: "Şey, ben biraz-" 

Sophos: "Acıktın mı?" Şaşırdık. Eron ve ben Riff'e baktık.

Riff: "Nereden bildin?" 

Sophos: "Bazen bir gormlunun gözleri çok şey anlatabilir, yada karın gurultusu." Güldük, evet Riff'in karnı gurulduyordu.

Eron: "O zaman içeri girelim!" İçeri girdik Sophos her birimize kızarmış slogu verdi. Aslında aç değildim ama kabalık olmaması için yemeğe başladım. Biraz dalmışım, Sophos'un beni izlediğini fark etmedim.

Riff: "Eron, sana rüzgarı ikiye böldüğüm zamanı anlatmış mıydın?" Havalı bir şekilde söyledi.

Eron: "Evet, hem de milyon defa ama bunun doğru olduğunu sanmıyorum." Güldü.

Riff: "Ne?! Tabi ki böldüm! kanıtlayabilirim!" Riff'e her zaman güvenirim ama rüzgarı bölmek imkansızdır.

Eron: "Pekala, Kanıtla!" Rüzgar sütunu odasına gittiler, ben ve Sophos yalnız kaldık.

Sophos: "Bir sorun mu var, Muhafız?" Tek kelime etmemiştim ve sorun olduğunu fark etmişti, gerçekten bilgili.

Aoki: "Ne gibi bir sorun?" 

Sophos: "Eğer sorunu sen bilmiyorsan, ben nasıl bilebilirim?" Tek kaşını kaldırdı.

Aoki: "..."

Sonra Rüzgar sütunu odasından çok büyük bir ses geldi, hızlıca oraya gittik. 

Riff: "A-Ama neden olmadı?" Riff Saburo'yu çağırmış ve Rüzgarı ikiye bölebilmek için güçlü bir atış yapmıştı ama sonuç nafile.

Eron: "İkiye bölünmüş bir rüzgar göremiyorum!" Güldü, Riff bu duruma çok bozulmuş gibiydi.

Saburo: "Riff, sana kalbini kullan demiştim, hatırladın mı?" Soğuk kanlılığını korumadan söyledi.

Riff: "Biliyorum, biliyorum..." Riff'in yüzü düştü.

Sonra Saburo gitti, Eron Riff'in başarısız girişimiyle dalga geçti.

Riff: "Daha önce olmuştu ama..."

Eron: "İşte karşınızda, en üstün kabullenemeyen!" Riff'i gösteriyordu ve kahkaha atıyordu.

Riff: "O zaman sende en berbat akıl hocasısın!" Akıl hocası mı?

Kavga etmek üzereydiler ama olaya müdahale ettim.

Aoki: "YETER! İkinizde ceza olarak Tek Kule'yi temizlemek ister misiniz?" Dediğim anda birbirlerine sarıldılar.

Riff: "Canım arkadaşım benim, şaka yaptım sen en bilgili akıl hocasısın."

Eron: "Sende en üstün gormlusun, şaka yapıyordum ben."

Sonra bana yavru kedicik gibi baktılar.

Aoki: "Pekala, bu daha iyi." 

Kuleden dışarı çıktık, hava kararmıştı yani Tek Kule'ye dönme vakti.

Eron: "Görüşürüz Sophos!" Eron ve Riff Hiper canavarları çağırdılar, Riff tekrar Payron'a binmemi teklif etti ve kabul ettim. Sonra hiper sıçrama yaptık.

Aoki: "Riff, bugün bana söylemeyi düşündüğün şey neydi?" Aniden biraz kızardı.

Riff: "Uh... Şey, hiçbir şey!" Sahte bir şekilde gülümsedi ve önüne döndü.

Aoki: "Pekala..." Ve kuleye vardık, içeri girdik. İkor ve Trek'i gördük.

Eron: "Selam çocuklar!"

İkor: "Selam."

Trek: "Yemek yemek için sizi bekledik, çok acıktım!" Trek açlıktan bayılacak gibi duruyordu.

Riff: "Biz yemek yedik, siz yiyebilirsiniz."

Aoki: "Evet, siz yiyin." Odama doğru yürüdüm, gerçekten çok yorulmuştum. Odama girdim. Hemen uyumak istiyordum.

Ve aynı zamanda istemiyordum...

Ama uyumamak bir seçenek değildi, bu beni daha fazla zayıf düşürürdü, kontrolü ele geçirmesini kolaylaştırırdım...

Ses: "Zeki kız." Evet, bu o.

Bugün gerçekten çok sinirlenmişti ve bu gece sinirini çıkaracak gibiydi. Sorun değil, buna dayanabilirim. Şey...

Konu ailem olmadığı sürece...

"💜🖤Karanlık Tarafım🖤💜"  Gormiti Aoki 😇😈Where stories live. Discover now