56.Bölüm-Değer

Start from the beginning
                                    

Barış Şovsever...

Hoş geldin.

Yüzündeki gülümseme sanki annem onu görebiliyormuş gibi daha da büyümüş, gamzelerinin izi giderek derinleşmişti.

"Oy benim düşünceli kuzum. Asıl sen iyi ki varsın annem, bir tanem benim."

Annemin de yüzünü benzer bir gülüşün aydınlattığına emindim.

Sesine bile yansıyordu mutluluğu.

Barış'ın ifadesini ise bir an olsun kaçırmak istemiyordum. Sevildiğini duymaya alışık değildi. Sevildiğini bile bilmemişti belki çoğu zaman. Ama annem ne sevgisini, ne de sözlerini esirgemiyordu ondan.

"Seviyorum seni..."

"Ben de seni oğluşum."

Telefonun diğer ucundan gelen ses hafifçe titrediğinde yolun sonunda hepimizin oturup ağlayacak kıvama gelmemesi için bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettim.

Ortama anlık olarak hâkim olan sessizliği bölme telaşıyla araya girdiğimde sesimde gereksiz bir coşku vardı.

"O zaman siz gelince görüşürüz anneciğim..."

İkisinin de ilgisini üzerime çekerken Barış'a yan bir bakış yolladım.

Sağ elimin başparmağı yüzük parmağımı bulurken yüzüğe değmiş, halkayı hafifçe çevirmiştim.

"Hem sana bir sürprizim de var."

Muhtemelen sana çeyiz perileri getirecek bir sürpriz.

Yan bakışlarım Barış'ınkiyle kesiştiğinde bana dişlerini gösterecek kadar büyük bir gülümsemeyle bakmış, ardından serseri bir şekilde göz kırpmıştı.

Yaptıklarından pişman değildi, aklı hala yapmadıklarındaydı belli ki.

"Siz daha fazla sürpriz yapmayın evladım. Benim kocamın canına kastınız mı var ayol?"

Biraz abartılı buluyordum bu tepkileri.

Ne yaptıysak sanki...

"Anne ya! Öyle bir şey değil."

İsyan ederek üste çıkma çabalarım sonuç verirken annem bu kez daha sakin bir şekilde karşılık verdi

"Tamam tamam, demedim bir şey. Hem benim de bir sürprizim var size."

Heyecanını yiyecektim ama. Bir de tatlı tatlı kıkırdıyordu.

Kaşlarım bilinmezlikle çatılırken Barış'a döndüm.

Sorarcasına baktığımda o da bilmiyorum dercesine dudaklarını büzmüştü.

Konu neydi?

"Neymiş?"

Sorduğum sorunun konuyla alakalı olmasını umarak beklemeye koyulurken dağılan odağımı toparlamam gittikçe zorlaşıyordu.

Özellikle Barış sıcaklayıp gömleğinin bir düğmesini daha açarken.

Drogba ofsayt.

"Görürsünüz. Hadi öpüyorum ikinizi de anneciğim. İyi bakın birbirinize."

Annem neşesinden bir şey kaybetmezken beni daha da meraklandırmayı başarmıştı ama ısrar edersem bir cevap alacağımdan şüpheliydim.

"Peki madem. Görüşürüz şekerim."

Bu kez bakışlarım telefon ekranına dönerken benim alıklığım Barış'a da bulaşmış, o da ekrandaki isme bakarak konuşmuştu.

"Ellerinden öperim sultanım."

SAHTE DOKUZWhere stories live. Discover now