8. Bölüm "Kaybolmaya Yüz Tutan Korkular"

ابدأ من البداية
                                    

Kartal'ın meraklı bakışları dudaklarıma indi ve her hareketini takip etti. Ta ki üzerime çöken gölgeye kadar...

Gölgenin sahibini anlamak için bardağı dudaklarımdan uzaklaştırıp başımı yana çevirdiğimde Ekin'in yanıma geldiğini gördüm.

Başımı çevirmemle birlikte, "Sevgilim." Dedi ve ben daha ne olduğunu anlayamadan üzerime iyice eğilerek dudaklarımı kavradı.

İlk birkaç saniye ne olduğunu anlayamadım. Dudaklarımdaki ıslaklık, çekiştirmeler, acı...

Dudaklarım bir lastikmiş gibi sadece sağa sola çekiştiriliyordu ve aşk adına hissettiğim tek bir haz yoktu.

Öpüşmek, normalde iki kişinin isteğiyle yapılan insanda stresi azaltan ve güvende hissettiren bir eylem değil miydi?

Öyleyse neden şu an onurumun hiçe sayıldığını ve kişilik haklarıma saldırılmış gibi hissediyordum? Neden kendimi kullanılmış ve öfkelenmiş hissediyordum?

Ekin alt dudağımı dişleyince acının da verdiği öfkeyle bir anda kanım çekildi ve avuç içlerimi göğüs kafesine yaslayarak onu tüm gücümle ittim. "Sen!" Dedim hiddetle ve oturduğum yerden ayağa fırladım.
Benim çıkışımla etrafımızdaki birkaç göz bize dönse de müzikten dolayı büyük çapta kimsenin dikkatini çekmemiştik. "Sen ne yaptığını zannediyorsun?"

Sanki ben onu hiç itmemişim, ona hiç çıkışmamışım gibi gayet doğal bir ortam varmışçasına başparmağıyla alt dudağındaki ıslaklığı silip pişkin pişkin sırıtarak Kartal'a döndü. "Sevgilimin yumuşak dudaklarını çok özlemişim. Görünce dayanamayıp öptüm."

Daha ne kadar şaşırabilirim dediğim her an Ekin beni şaşırtmayı başarıyordu ama bu defaki bardağı taşıran son damla oldu. Onurumu hiçe sayıp kişilik haklarıma saldırdığı yetmiyormuş gibi bir de beni muhatabı saymayıp sorduğum soruyu Kartal'a bakarak cevaplaması çok fazlaydı, çok ağırdı.

Hâlâ beni ne hale soktuğuyla ya da ne hissettiğimle ilgilenmiyordu. Beni asla görmüyordu. Tek derdi Kartal'a gövde gösterisi yapmaktı.

Sinirden, güneşte kalmaktan iyice kırmızıya dönen domates gibi yanaklarımın kızardığını kestirebiliyordum ve Ekin'e saldırmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir anda sinirlerimin boşaldığını hissettim ve gülmeye başladım.

Ekin'in bakışları yine bana dönmemişti, umurunda değildim ama biraz sonra koparacağım fırtınayla nasıl radarına gireceğimi çok iyi biliyordum. Sinirle gülmeye devam ederken kolumda birinin varlığını hissettim. Bakışlarımı koluma çevirdiğimde Rüya'nın destek olmak istercesine kolumu tuttuğunu ve sakin kalmam için baktığını gördüm.

Ama sakin kalmam için çok geçti...

Az önce fırladığım bar taburesine geri döndüm ve o an Kartal'a bakma isteğiyle doldum. Nitekim isteğimi de geri geçirmedim ve direkt ona baktım.

Ellerini çalışma tezgâhına yaslamış, çatık kaşlarıyla Ekin'e meydan okurcasına bakıyordu. Muhtemelen onu, benim dövmek istediğim gibi dövmek istiyordu çünkü gövde gösterisinin kendine olduğunu biliyordu. Ayrıca gerilen kol kasları ve çenesi de benden daha beter benzeteceğini açıkça söylüyordu.

SOKAĞIN DANSIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن