Patience

168 31 2
                                    

Dün Seonghwa ilk kez erken gelmişti eve.Sözünde durduğu nadir anlardaydık.Bir kaç saate tüm sülale toplanacaktı ama benim yerimden kalkasım bile yoktu.

Düşünmek çoğu zaman baş ağrıtıcı bi eylem gibi geliyor mu size de?

Şuan ağrıttığı gibi.Nedense Seonghwa'nın bildiğimden çok daha farklı bir yüzü var gibi hissediyordum.Sarı saç telini düşünüyordum da ama cekette hiç kadın parfümü tarzında bir koku yoktu ki.

Her ne kadar bana karşı kötü olsa da Seonghwa birini aldatacak bir vibe vermiyordu dışardan bakıldığında.Babası evlendiğimiz gün sohbet ederken onun şirketten hiç çıkmadığını söylemişti bana.Tabi her ne kadar doğrudur bilinmez ama eve cidden ya geceleri geliyor ya da şirkette sabahlıyordu.

Çalışkan ruhlu diyecektim.Ki bir dakika ya bu doğru zaten.Birlikte onca yıl aynı okulda okuduk biz.Hocalar onun zeki olmasını falan da sürekli konuşurlardı.

Ama o saç teli nasıl geldi o cekete o zaman?

Belki şirkette ona yanaşmaya çalışıyorlardır?

Ne alaka be.Öyle bişey olsa Seonghwanın yılışık insanlardan hoşlanmadığını herkes bilir,yanaşmaya çalışan da direkt kovulurdu zaten.

Acaba paranoyaklaştın mı sen iyice Hongjoong?

Seninle laf dalaşına girmeyeceğim başımı ağrıtıyorsun.Ayrıca yanaşmaya çalışıyorlardır diyorsun.Benim aklıma bile gelmedi bu.

Zihninin içindeyiz aptal -,- Her türlü ihtimal olabilir bunu sende biliyorsun.

Üf tamam sus artık.

Sen sus.Kalkta hazırlık yap artık buzağı gibi yatıyorsun,gelirler birazdan.

Karışma bana ya.

Varya ben bir vücutta olabilseydim tokadı koymuştum ağzının ortasına.Şans çok yanlış kişilerde yeminle.Çok gıcıksın.

Çok konuşma git hadi.

Odamın camından dışarıyı seyrederken görüş açıma giren arabalarla doğruldum yerimden.Önde abimle ablamın arabası arkada gerzek kuzenlerim Felix ve Wooyoungun arabası ilerliyordu.

Biraz hızlı bir şekilde üzerimi değiştirdikten sonra odadan çıktım.Salona indiğimde ilk defa birşeyi orda görmüştüm.Seonghwa ilk defa salondaki koltukta oturmuş eline aldığı dergiye bakıyordu.

Siz şimdi diyorsunuz e bunda ne var diye.Ulan adam ilk defa gündüz vakti evdeydi şaşırmam normal değil mi? Şaşırtıyordu şu sıralar beyefendi beni.

Ana...Ben birşeyi unutmuştum.Rol yapacaktık anlayacağınız.Şimdiye kadar davrandığım kişilikle oscar ödülünü alırdım ciddiyim.

Merdivenlerin sonunda durduğumda anlık olarak kafasını dergiden kaldırıp bana baktı.Sonra dergiyi önündeki cam sehpaya koydu ve ayağa kalktı.

Kapı zili çalınca göz kontağımı ondan çekip kapıya doğru ilerledim.Tanrım,umarım sağ sağlim cenazelik olmadan bitirirdik bugünü.

Kapıyı açtığımda Üzerime atlayan ablamla düşmekten anca kurtulmuştum.Ay bide düşüyor muşuz milletin ortasında ay rezillik!

'Jiyong! Bu hiç uzamamış ki!'

Evet her zamanki ablam yine.Boyuma takıntısı olan ve fırsatını bulduğu her anda beni bebek gibi sarmalamaya çalışan ablam.

'Ben yeteri kadar uzunum bir kere.'

'Sus bebek.'

'Ya hyung bişey desene şuna ya!'

'Üff bulaşmayın bana ya.Amala geç içeri hadi.'

Seonghwa'yı kapının yanında farketmişlerdi ki duraksadılar.Aklıma gelen hatıralarla gülmemek için dudağımın içini ısırıyordum.Abimle Seonghwa eskiden bayağı kavga ederlerdi.

Sakince onları içeri davet etti.Hyung onun yanından geçerken attığı yan bakışları farketmemek mümkün değildi.

Noona da içeri geçince kapıyı kapatmaya yeltendim.Fakat..

Evet gerizekalı iki kuzenimin kapıdan içeri dalmasıyla elimi kapıya vurmuştum.Salaklar.

'Bizi unutuyordun az daha hongie~'

Biri anne biri baba tarafından olan kuzenlerim nasıl olduysa bir şekilde bir araya gelmişler bu seferde beni unutmuşlardı.Ailede ortalığı hep o ikisi karıştırıyordu.

'Saçma sapan konuşmayın bugün.Zaten gerginim geçin içeri.'

Wooyoung her zamanki yüzüne yapışan sırıtışıyla içeri girdi,ardından Felixde geldi.Kapıyı kapatıp alnımı yasladım.Derin bir nefes alıp verdikten sonra peşlerinden ilerledim.

Bi bunalma geldi nedense.

Tam salon kapısından geçiyordum ki zil yine çalmıştı.Tüm sülaleyi toplayıp geldiler galiba.Zil susmadığına göre.

Kapıyı biraz hırçın bir şekilde aralamıştım sanırım ki karşılaştığım ikili yerlerinde sıçramışlardı.

'Yenge naptın ya? Kapı düşecekti yerinden.'

'Sizin ne işiniz var burada?'

'Eheh şey dün senden kuzenlerinin numaralarını istemiştik ya.Bu günde tanışmak için geldik.'

'Siz canınıza falan susadınız herhalde? Gelecek bugünü mü buldunuz abim ve ablam içerde!'

'Ya tamam sorun falan çıkarmayız.Alır mısın bizi içeri?'

Sesli bir nefes vermiştim bu sefer.Seonghwanın kendisi yetmiyordu beni delirtmek için kardeşi ve kuzeni de eklenmişti.

'Geçin içeri.'

Hafif bir neşe gösterisi yapıp içeri girdiler.Cidden kafadan kontaktı bu ailenin bireyleri.

Salona ilerlemeden önce biraz daha bekledim daha gelecek var mı diye.Bekleyişimin sonucunda gelen olmayınca ablamın sesini duydum.

'Hongjoong gelsene artık!'

--------------------------------------------------------------------------------------------------

Yaratıcılığım kayboluyorr ühüğğğ

Bu bölümü bile zor yazabildim-




HurricaneWhere stories live. Discover now