Onu belli belirsiz mırıltılarla onaylamıştı. Sonunda kendinde yürüyebilecek enerjiyi bulduğunda Soobinle beraber gitmişti.
Tek dileği gidene kadar Yeonjun ile karşılaşmamaktı, şuan bu durumu kaldırabilecek durumda değildi.
İstediği gibi de olmuştu. Yolda onunla karşılaşmamıştı. Belki bunun sebebi okulda neredeyse kimse kalmayana kadar orada olmasıydı.
---
Soobinlerin evinde, onun odasındaydı. Öncekine göre biraz daha iyi sayılırdı ama hala kendini toparlayabilmiş değildi.
Biraz etrafa bakındı. Odasının bu kadar dağınık olmasını yeni hatırlayabilmişti. Her yerde bir şey vardı, ciddi anlamda her yerde. Kitaplar, dergiler, oyun cdleri, müzik cdleri... İçeriye bir şeyleri ezmeden girmesi zor olmuştu.
Bir süre sonra Soobin de yanına gelmişti.
"Taehyun da gelecekti ama yine kardeşiyle ilgili bir şeyler olmuş galiba." demişti iç çekerek. "Hadi şimdi doğru düzgün anlat şunu." o da kendisi gibi yatağa oturup bağdaş kurmuş, kendisine bakıyordu.
"Ne desem inanmayacaksın, dalga geçeceksin."
Soobin huysuzlanmıştı. "Ne zaman öyle bir şey yaptım?!" dedi hayretle.
"Hiçbir zaman. ama anlatınca çok saçma olduğunu düşüneceksin, sen bile."
"Lafı geveleyip durma da anlat."
Beomgyu derin bir nefes aldı. "Diyelim ki ben aslında 24 yaşındayım ve aslında üniversiteyi 2 yıl önce bitirdim ama sevgilimle ettiğim bir kavga yüzünde-"
"24 yaşında mısın?"
"Lafımı bölme bir!" dedi homurdanarak.
"Tamam, tamam..."
"Neyse işte. diyelim ki sevgilimle ettiğim bir kavga yüzünden ve söylediğim bir şey yüzünden 7 yıl öncesine tekrar döndüm ve geri dönemiyorum. Ayrıca sevgilimle de bu zaman diliminde tanışmıyoruz. Sen olsan ne yapardın?"
Soobin dudaklarını büzdü, düşündü, düşündü ve düşündü. Beomgyu onun ciddi olduğunu anlayamıyordu.
"Buna ciddi bir cevap vermem gerekiyorsaaaaa," dedi, durdu, tekrar düşündü ve "geçmişi tekrardan yazardım ama bu sefer akıllanmış halimle. ortaokul zamanlarım o kadar kötü ve cringedi ki ağlamak istiyordum." derin bir nefes aldı ve o günler aklına gelmiş olmalı ki yüzünü buruşturdu.
"Peki ya bir daha kendi zamanına geri dönemezsen? 7 yılı tekrar yaşayacak mısın?" diye sormuştu hayretle Beomgyu.
Soobin omuz silkti. "Bilmiyorum." dedi. "Ama yani illaki bir çıkış vardır yani. sen niye sordun bunu? ne olduğunu anlatmamak için dikkatimi mi dağıtıyorsun?" demişti kaşlarını çatarak.
"Az önce anlattığım olayı yaşadım desem."
Soobin bir süre Beomgyu'ya baktı. "hm, anlıyorum."
Beomgyu göz devirdi. "Her neyse işte. anlamayacaksın biliyorum." ayağa kalktı. "ben eve gidiyorum."
Soobin de aceleyle ayağa kalkmıştı. "Ya! nereye gidiyorsun? küstün mü hemen? yani...gidip dinleneceksen izin veririm. sonra neler olduğunu bana sakin kafayla anlatırsın ama değil mi?"
Zaten anlattım ama sen inanmayacaksın. Hoş, ben olsam ben de inanmam. diye geçirdi aklından Beomgyu.
"Tabii. anlatırım." demişti yine de yalandan. Bu konuyu uzatmak bir işe yaramazdı zaman kaybından başka. Sadece bir an önce eve gidip uyumak istiyordu. Belki şanslıysa kendi zamanına geri dönebilirdi.
Odadan çıktılar, önce Soobin'in annesiyle ve küçük kız kardeşiyle vedalaştı. Sonra Soobinle vedalaştı. Tabii çıkmadan önce 'ama anlatacaksın bak söz ver.' diye başının etini yemişti.
Yine de şikayet etmedi. Böyle bir arkadaşa sahip olduğu için mutluydu.
Yolun çoğunu yine düşüncelerle boğuşarak geçirirken tanıdık bir sokaktan geçince adımlarını yavaşlattı. Yeonjun'un eski evini görünce durdu ve derin bir nefes aldı. Yan komşularının bahçelerindeki erik ağacından yaşlı amca görmeden erik çaldıkları zamanı hatırlayınca gülümsemişti.
Sonra ayakları kendisini oraya doğru götürdü. Alışkanlıktan mı yoksa eski anılarını tazelemek istemesinden mi bilinmez, önce etrafı gözetledi. Sonra çitlerden tırmanmaya çalışarak yukarı çıktı zorla da olsa. Yaşlı amca etrafta gözükmüyordu. Bu da küçük soygun için doğru zaman gibi görünüyordu.
Kendini bahçeye attığı zaman yavaş ve dikkatli adımlarla erik ağacına yaklaştı. Tam ağaçtan erik almak üzereydi ki omzunda hissettiği el ile refleksle geri çekilip bağırmıştı. Kendisine dokunan kişiyi yaşlı amca sanmıştı başta ama yanılmıştı, karşısında gördüğü kişiyle ise donduğunu hissetmişti. Evet, Yeonjundu.
"Şşt! aptal mısın? bizi duyacak." demişti göz devirerek sarı saçlı çocuk. Okul forması hala üzerindeydi ve gömleğini torba gibi kullanarak topladığı erikleri koymuştu. Ağaca tırmanmış olmalıydı ki saçlarının arasına yaprak ve küçük ağaç dalları girmişti. "Ben yeterince topladım. Birlikte yemek ister misin?"
Beomgyu bir süre sessizce ona baktı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Zaten sesini bulabileceğini de sanmıyordu.
İlk tanışmaları böyle değildi, olmamalıydı da.
"SENİ KÜÇÜK- NE YAPIYORSUN YINE ORADA?!" Evet, bu ev sahibi yaşlı amcanın sesiydi. Ve anlaşıldığı gibi oldukça sinirliydi.
Tam Beomgyu panikle etrafa bakıp ne yapacağını bilemezken yine beklenmeyen bir şey gerçekleşti. Yeonjun onu bileğinden yakaladığı gibi çekiştirmiş ve koşmaya başlamıştı, o koşunca kendisi de koşmak zorunda kalmıştı. O kadar hızlı koşuyorlardı ki Yeonjun'un topladığı eriklerin birkaçı yere saçılıyordu.
Bir süre koşmaya devam ettiler. Yaşlı amcanın peşlerinden gelecek hali yoktu ama o anki korkuydu işte, sanki peşlerinden bir ordu geliyormuşcasına kaçmışlardı.
Beomgyu onun arkasından geldiği için şampuanının kokusu burnuna doluyordu ve bilincini kaybedecek gibi oluyordu. Vanilya. Bu koku onunla bütünleşmişti adeta.
Dikkatini toplamaya çalıştı zorla da olsa. Bir parka gelene kadar koşmuşlardı. Sonra durdular ve soluklandılar. Derin derin nefes alıp veriyorlardı. Beomgyu onun yüzüne bakamadığından bakışlarını etrafa çevirmişti. Parkta koşuşturup duran ve huysuzlanan çocuklara bakıyordu.
"Bu çok çılgıncaydı. bunu her zaman tek başıma yapıyordum ama biriyle yapmak daha eğlenceliymiş." dedi gülerek sarı saçlı.
Beomgyu cevap vermemişti. Hala sesini bulamıyordu belki de. Ama bakışlarını son anda pes ederek ona çevirmişti.
"Ah, kendimi tanıtmayı unuttum." gülümsedi, Beomgyu'nun kalbi onun gülümseyişiyle beraber teklemişti. "Ben, Yeonjun."
Bu konuşma burada olmamıştı. Bu konuşma, 1 yıl sonra müzik yarışmasını kazandıkları gün, kendisini kutlamaya gelen bir hayran yolu ile gerçekleşmişti. Adı gibi hatırlıyordu.
Zaman değişiyor muydu? yoksa bu bir rüya olmaya devam mı ediyordu?
"Beomgyu."
--------------------
A
cok fazla olay olmadi biliyom yavas yavas ilerlicez
plum tree
Start from the beginning
