0.7

28 12 4
                                    

Kendimi bildim bileli, herkes beni çok severdi. Ne olduğumu tam olarak bilmiyordum ama özel biri olduğumu ve ölçülemez biri olduğumu biliyordum. Bu da bana güven verdi.

9. sınıfta kaldığım zaman, birçok şeyin farkına vardım. Sadece kendi hikayemin ana karakteriydim. Zamanla hiçbir şey yapmamayı, ne kadar çok sevdiğimi fark ettim.

İki türlü insan olduğunu anladım. Sandalyede oturanlar ve ayakta duranlar.

Cumartesi 19.23

Dün akşam olan şey hala aklımda. Kunt bana yakınlaşmaya çalıştı ve bunun hakkında hiç konuşmadık. Çünkü Kunt mutfaktan çıktıktan hemen sonra, ben de evden çıktım.

Ceyda sürekli ne olduğunu sorsa da, asla cevap vermedim. Ne diyebilirdim, yakın arkadaşın bana asılı ve ben de heyecanlandım mı?

''Tatlım nasıl olmuşum?'' dedi annem. Bu akşam Demirhan'la yemeğe çıkıyorlardı. Annem heyecandan dolayı, 5 tane elbise giyip çıkardı.

Bir kadının böyle bir şey için heyecanlanması bana garip geliyordu, düne kadar.

''Anne 5 tane elbise denedin ve beşinde de çok güzeldin.'' dedim.

''Benim başından savmak için söylediğini biliyorum tatlım ama yine de sağ ol.'' diye konuştu.

Bazen gerçekten annemin kızı olmak çok zor. Çünkü yalanlarımı ve ona olan kırgınlıklarımı ne kadar belli etmemeye çalışsam da hep anlıyor.

Salona Demirhan gelince, bana sessizlik düştü. '' Çok güzel görünüyorsun.'' diye konuştu.

''Bu gerçekten içten bir güzel demeydi.'' Annem biraz önce hiç ıskılamadan, bana laf attı.

''Bizimle gelmek istemediğine emin misin Hilal?''

''Evet, size iyi eğlenceler.'' diyerek Demirhan'ın sorusuna cevap verdim.

Annem ve Demirhan evden çıktıktan sonra sosyal medyadan, Kunt'un hikayesine baktım. 20 dakika önce atmıştı. Okulun yakınındaki caddede, bir kafede, Hamza ile oturuyordu. Onunla konuşmam gerekiyor ve konuşacağım da.

Üstümde olan gri askılı badi ve siyah eşofman sırıtmıyordu. Paramı alıp bir taksi çağırdım. Bu saatte belamı aramadığım için otobüse binemem.

Kafeye geldiğimde sol köşede oturan Hamza ve Kunt'u gördüm. Kunt'un arkası bana dönüktü.

Bir salyangoz gibi yavaş ama kendine güvenen adımlarla ilerledim.

''Kunt konuşabilir miyiz?'' Resmen, önündeki arabaya bodozlama dalan acemi bir şoför gibiydim. Ne harika ama.

Kunt'un şaşkın bakışları beni geriyordu ama eğer konuşmazsam, evde kendimi yiyip bitirecektim.

''Sana da merhaba Hilal'' dedi Hamza.

''Kusura bakma Hamza, biraz dalgınım.''

Kunt beni hiç umursamadan dışarıya bakıyordu. Hamza bir şey demeden kalktı ve bana baş selamı verip gitti.

Hamza'nın kalktığı yere ben oturdum. Belki beni sikine bile takmayacaktı ama kendimi yemekten iyidir.

''Dün yaptığın şeyin anlamı neydi?'' dedim.

''Sen de istiyorsun sandım. Kusura bakma.'' dedi.

''Bir-iki bakıştık diye istiyorum mu oldum?'' diye çıkıştım.

6 PATWhere stories live. Discover now