ji changmin | wish you were sober

³

3 : date but not a date

"yanımda yatıyor şu an." dedi saphire telefonda konuştuğu kişiye ve stranger things izlemek için bilgisayarını yatağının ucuna koydu.

yanında yatan ghana'nın başını okşadı, bir yandan telefonla konuşup bir yandan da onun için endişelenen ji changmin'e ghana'nın fotoğrafını gönderdi.

"gördün mü? gayet mutlu. hatta sana geri dönmek bile istemeyebilir." dedi gülerek, changmin ise önceden saphire ile telefonda konuşacağını tahmin bile edemezdi.

"annesi olabilirsin aslında." dediği şeyle yüzü kızarmıştı, kız yanında olmasa bile.

kız ise hiç garipsemeden mutlulukla sordu, "gerçekten mi?"

"yani evet. geri döndüğümde özlersen gelip ziyaret edersinㅡ"

"çok mutlu olurum!" dedi kız sevinçle ve iyi akşamlar dileyerek ikisi de telefonlarını kapattı.

şimdi bütün dertlerini bir kenara bırakarak dizisini izlemeye devam edebilirdi. ama en büyük derdi olan o çocuğu en kısa zamanda bulmak zorundaydı.

en azından birkaç isimden şüphelenebiliyordu sumi sayesinde. lee jaehyun, kim younghoon, ji changmin, choi chanhee ve moon kevin.

choi chanhee'nin olma ihtimalini aklından bile geçirmiyordu çünkü o olsa bile olmamış gibi davranır görmezden gelirdi, sonuçta sumi'nin onu sevdiğini biliyordu.

sadece dizisini izlemek istiyordu ama düşünceleri onu rahat bırakmıyordu. hyunjoon'dan gelen mesaja baktı, sonra da ghana'nın yüzünü elleri içine aldı,

"annen seni de yürüyüşe çıkarsın mı?"

⸙

"tanrım, düşüncelerim yüzünden dizi bile izleyemiyordum. teşekkürler hyunjoon." dedi saphire en yakın arkadaşının yüzüne mutluca bakarken.

"bu arkadaş ne zaman evine dönüyor?" dedi ve ghana'yı işaret etti. "4 gün sonra."

"iyi anlaştınız sanırım." dediğinde kafasını sallayarak onayladı. uzun zaman sonra gece dışarı çıkmasından mı kaynaklıydı bilmiyordu ama havanın soğuk olabileceğini tahmin edememişti.

hyunjoon ise saphire'yi gerçekten yakından tanıyordu ve sırf bu yüzden kalın tişörtünün üstüne hırka giyip gelmişti.

hiçbir şey söylememesine rağmen kızın omuzlarına bıraktı siyah hırkasını. "o kişiyi bulmak zorunda mısın?"

"bilmem." kız bıkkınca söylediğinde bir şey diyemedi, "dondurma alalım mı?"

köpekle markete giremeyeceğini bildiğinden koşarak aşağı yoldaki markete gitti ve kızın en sevdiği karemelli dondurmalara göz gezdirdi.

onu mutlu edebileceği ne varsa alıp poşete doldurup çıktı ve köpekle gezen kızın yanına gitti.

yalnızken bile karanlık gökyüzündeki aya bakıp gülümseyen kızı görünce içi ısınır gibi olmuştu oğlanın.

neden en yakın arkadaşının o olduğunu çok iyi anlıyordu, fazlasıyla havalıydı ve havalılığının yanında nazikliğini asla bırakmıyordu.

gerçekten kevin'e aşık mıydı emin değildi ama onun için her şeyin en iyisi olmasını diliyordu. zaten bir arkadaşın yapabileceği en iyi şey de buydu.

"neden bu kadar çok şey aldın?" dediğinde sevinçle oturacak yer aradı ve parkın köşesindeki çardaklardan birine oturdu. kızın köpeği bağlayışını sonra da yanına oturuşunu izledi.

"saphire." dedi sessizce, "arkadaşım olduğun için teşekkür ederim."

"neden bir anda duygusala bağlıyorsun?" kız gülümseyerek küçük bir kediden farksız olan oğlana baktı.

"uykusuzum ya." dedi umursamazca ve arkasına yaslandı, "sabah uyuyup okula gelmemeyi planlıyorum. nasıl?"

"lisedeyken okula geldiğini hatırlamıyorum ki abicim. her allahın günü uykum var diyip okulu ekiyordun."

hyunjoon üniversiteye başladığından beri okulu bir kez bile ekmemişti ve bu gerçekten garipti. belki de ilk defa büyük bir arkadaş grubu olduğundan kaynaklıydı.

sanki onları her gün görürse bütün sorunları çözülürmüş gibi hissediyordu.

"eve gidince ne yapacaksın?"

"eric'i ararım."

"neden?"

"geceleri aşk acılarını anlatması zevkli oluyo. tam dalga geçilmelik." kız gülümseyerek baktı ve cipsten birkaç tane alıp ağzına sokuşturdu.

"ghana'ya çok bağlandım sanırım." üzülerek köpeğe baktı ve yemesi için changmin'in verdiği ve çantasında taşıdığı vitamin bakımından güçlü olan sertleşmiş kırmızı ginsengi köpeğe doğru fırlattı.

"ama gidecek."

_

[shin saphire size bir fotoğraf gönderdi !]

☆