Bölüm 25

13K 729 145
                                    

02.07.2022

&&&&&

Nasılsınııız? Ben yine geldim hem de normalinden uzun bir bölümle çok değil ama diğerlerine göre uzun. Çok tatlı oldu bence bu bölüm.

Bazı teknik aksaklıklardan dolayı yazamadım kısa sürede. Teknik aksaklıklardan kastım fazla odun olmam tatlı bir şeyler yazmaya çalışırken acayip tıkanıyorum. Neyse hallettik onu da.

Keyifli okumalaaaar.

&&&&&&&

"Hadi yine iyisiniz zil çaldı." Deyip kitapları ile sınıftan çıkan Coğrafya hocamız ile bende sıramın üstündeki kitabı kapatıp oturduğum yerden kalktım ve sınıfın kapısına doğru ilerlemeye başladım.

Akın ile konuşmam gerekiyordu.

Sınıfa geleli bir ders olmuştu ve bazıları bir derstir mal mal beni izliyordu. Epey sinir bozucuydu.

İlk defa insan görmüş gibi tepki veriyorlardı.

"Arya." Dediğinde bir ses arkama dönüp bakmıştım. Buğra bana bakıyordu bana seslendiğini anlamıştım.

Sırf ismin umurumda değil aklımın içinde yok bile olarak görünmek için ismimi yanlış söylemesi epey ezikce bir davranıştı.

Ona cevap vermeden gözlerinin içine bakıp gözlerimi devirdim.

Saçma sapan bir herifti.

Gevşek.

Tekrar arkamı dönüp kapıya ilerlediğim zaman Akın'ın açık kapının önünde beni beklediğini gördüm.

Yemin ederim çok güzeldi hareketleri, düşünceli oluşu böyle ne bileyim hep yanımda kalır, düşsem kalkmam için çabalar gibiydi.

Dış görünüşü zaten o kadar iyiydi ki. Ölüyordum güzelliğine.

Yanına vardığımda kolunu omzuma atıp arkamda kalan Buğra'ya bakmayı sürdürmüştü.

Uzaktan bu sahneye şahit olsaydım yarıla yarıla gülerdim.

Akın bey, Akın bey neler yapıyorsunuz öyle.

Gözümden gönlümden, düşen düşene bu öksüz başıma gözdağı verme.

Hayat zengin şarkı repertuarı olan insanlar için bazen zor olabiliyordu.

Akın omzumdaki elini belime indirip beni ilerletmeye başlamıştı.

"Terasa inelim kantinden bir şeyler alır otururuz. Cumartesi günleri ilk teneffüs yirmi dakika diğerleri on dakika. Binanın üçüncü katı da bizim dershanenin sekizinci LGS grubu var o katta. Sıfırıncı katta kantin ve teras var ama o katta bale kursu da var." Diyerek dershane binasını anlatmıştı.

"Beşini katta da bir dersane vardı ama battı orası beşinci kat boş yani. İki de emlakçı var dörtte ingilize kursu var. Bina böyle." deyip tamamen anlatmayı bitirmişti.

Vay babayın.

Lobiden çıkıp merdivenlerin olduğu kat koridoruna ilerledik. Merdivenlere geldiğimizde hızlıca inip kantinin kırmızı kapısını itip içeri irdik.

İçerisi normal bir dershane kantinine göre baya iyi dizayn edilmişti. Kantin diyorduk ama burası da bir kattı. Kapıdan girdiğiniz zaman sağ tarafınızda bir oda vardı. Oranın karşısında su dolapları duruyordu. Dolapların yan tarafında bir koridor vardı orada bir sınıf ve lavabolar vardı. Koridorun girişinin öbür tarafında da kantin tezgahı vardı. Kantin tezgahının karşısında uzun yüksek bir masa vardı o masa için yüksek bar sandalyeleri vardı.

DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin