¹

300 19 67
                                    

“𝙬𝙞𝙨𝙝 𝙮𝙤𝙪 𝙬𝙚𝙧𝙚 𝙨𝙤𝙗𝙚𝙧”

beni müziğin fazla
sesli olmadığı bir yere götür.

1 : keşke ayık olsaydın

uyandığı an çığlığı basmıştı saphire, "gerçek olamaz." sinirle kafasını elleri içine aldı ve saçlarını çekiştirdi, biraz önce gördüğü şeyin rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu anlaması onun için hiçte kolay değildi.

şaşkınlıktan eliyle ağzını sıkıca kapattı, dün gece, jacob'un doğum günü partisinde, muhtemelen birisini öpmüştü.

ve o kişinin kulağına söylediği sözler beyninde yankılanıyordu.

"keşke ayık olsaydın. ve bunlar gerçek duyguların olsaydı."

kimin olduğunu hatırlamıyordu ama o ses kafasının içinde dolanıp duruyordu ki evin içinde bir anda zil sesinin yankılanmasıyla oturduğu yerden sıçrayarak kapıyı açmaya gitti.

kapının önünde yakın arkadaşları duruyordu, izin bile istemeden kızın evine dalmışlar ve koltuğa kurulmuşlardı.

"neden öyle şaşkınca etrafa bakıyorsun?" hyunjoon, saphire'ye gülümseyerek sorduğunda saphire daha rüyasında (?) gördüğü şeyi atlatamamıştı.

"dün gece bir soruna yol açtım mı?"

"sen değil ama eric açtıㅡ" dediğinde sumi'nin sözünü eric kesmişti, "ya söyleme herkese !"

"dün, jacob'un salonunun ortasında duran masaya çıkıp what is love'da dans etti." kahkahasını tutarak söylemeye çalışmıştı ama onun için zor oluyordu.

"peki ben? birini öpmedim ya da sarılmadım, değil mi?"

"dün geceㅡ seni diğer çocuklarla cennette 7 dakika oynarken görmüştüm." sunwoo büyük bir ciddiyetle ortaya doğru konuştuğunda saphire telaşlanmıştı.

"diğer çocuklar kim?" sunwoo iyice düşündü, "bizim grubumuz dışındaki çocukları bilmiyor musun saphire? lee juyeon, lee jaehyun, lee jaerinㅡ"

"vay anasını herkes mi lee soyadlı?" sumi içten söyleyeceği şeyi her zamanki gibi dıştan söylediğinde yanlış bir zamanlamada olduğunu anlayıp dudaklarını birbirine bastırdı ve sustuğunu belli etti.

"ji changmin, kim robin, oh jina, choi chanheeㅡ"

yine sumi, choi chanhee'nin ismini duymasıyla ellerini birleştirdi ve havaya baktı, "tanrının ne büyük güce sahip olduğunu choi chanhee'yi görünce anladım. dünyanın en güzelㅡ"

sumi yaklaşık 3 aydır chanhee'nin platoniğiydi ve ne zaman ismini duysa abartılı tepkiler veriyordu.

sunwoo, sumi'ye sinirle baktı ve gözlerini devirdi, "hiçbir zaman sözüme devam etmeme izin vermiyorsun sumi !"

hepsi farklı bir kafadan konuşuyorlardı, "sumi, sonra bana ingilizce ödevindeki 5. soruyu anlatır mısın?"

"gerizekalı, sen los angeles'tan geldin, sen bana anlat."

"stranger things'in 4. sezonunun allah belasını versinㅡ"

"ARKADAŞLAR?" saphire sinirle ellerini birbirine çarptı ve dikkatleri üzerinde toplamaya çalıştı.

"dün gece kesinlikle birini öptüm?!"

hyunjoon'un içtiği süt boğazında kalırken tekrar kapı zili çalmıştı ve bu sefer gelen ji changmin'di.

for L0V3LYCH3R

ji changmin | wish you were soberWhere stories live. Discover now