__ Ilgaz Bey lütfen yardım edin bana. Bu karanlığa dayanamıyorum.

__ Bir yöntem var, dedi Ilgaz Bey sonunda ama hala biraz kararsız görünüyordu.

Tüm doktorlar inanmasa da ben bir hastam da denedim ve işe yaradı.

__ Harika!

__ Selen Hanım bunu sadece bir kez yaptım işe yaramayabilir ya da... Hatırladıklarınız siz de derin izler bırakabilir. Hipnoz sırasında o anları tekrar yaşayacaksınız.

Selen bir an da terlemişti sanki. Korkmalı mı yoksa sevinmeli miydi?

__ Hipnoz mu dediniz?

__ Evet... Hipnozu deneyebiliriz ama bunu yapmak istediğinizden... Gerçekten emin misiniz?

 

Korhan arabasından inip evine doğru yürümeye başladığında kendisini inanılmaz yorgun hissediyordu. Tek istediği Selen ve tatlı kızının yanında olmak ve onlara sımsıkı sarılmaktı ama tam evine girecekti ki cep telefonu çalmaya başlamıştı.

__ Efendim Çağla?

__ Korhancım... Selen yanında olabilir mi?

Çağla'nın sesi Korhan'ın endişelenmesine yetmişti de artmıştı bile.

__ Hayır, neler oluyor?

__ Biz bu gün birlikteydik, dedi Çağla hızlı hızlı her şeyi bir an da anlatmak istercesine.

Ecemle ilgili kendini kötü hissetti, yani onunla ilgili şeyleri hatırlayamadığı için sonra da fırlayarak çıktı evden. Ben bir süre peşinden gittim arabayla ama sonra beni aradı ve yalnız kalmak istediğini söyledi. Ben de ne bileyim... Hava alır gelir dedim.

__ Ah Çağla! Neden bana hemen haber vermedin! Neyse, hemen kapatıyorum. Görüşürüz.

Telefonu Çağla'nın yüzüne kapattıktan sonra hemen Selen'i aramaya başlamıştı ama telefonu kapalıydı. İşte bu hiçte hayra alamet değildi.

İçinden lanet okuyarak kapattı telefonunu ve acele bir tavırla evine girdi.

__Selen!

Belki de evdeydi, boşuna telaş yapıyordu. Koşar adımlarla merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı ancak odası boştu. Yoktu işte, evde değildi! Hem de tehlike de olduklarını bilmesine rağmen! Kalbinde ince bir sızı dolaşmaya başlamıştı. Nefes almasını zorlaştıran, mantığını kaybettiren bir sızıydı bu. Kaybetme korkusu...

 

Selen rahat bir koltuğa uzanmıştı. Elleri her iki yanında serbest bir şekilde duruyordu. Dipsiz koyu bir karanlık esir almıştı onu. Hiçbir şey göremiyordu, neredeydi bilmiyordu. Ama hissettiği şey korku değildi, tersine huzurdu. Serbest bırakmıştı tamamen kendini... Belki arkalardan kısıkça kulaklarına gelen müzik sesi bunu sağlıyordu, belki de kendisiyle konuşan güvendiği o ses. Hiçbir şeyin önemi yoktu, kendisini tamamen o seslere bırakmıştı.

__ Evet... Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?

__ İyiyim.

__ Güzel, dedi kendisine hükmeden o ses tonu.

Şimdi birlikte bir sene öncesine gideceğiz. 2013 senesi ekim ayı... Ekim ayının sonları. Siz odanızdasınız. Yalnız başınıza... Hava biraz serin olmalı.

Gerçekten içerisi serinlemişti sanki. Selen hafifçe ürperdiğini hissetmişti ama yüzünde ki değişim dışında bir tepki vermedi. Ama karanlıkta ki ses devam ediyordu konuşmasına.

Kor GibiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ