"Salak olma Hevidar sen kendini bir topla yada bir psikoloğa görün." dedi Çeman keskin bir nefes alıp verdi.

"Ben ilk defa sevdim, ilk defa birine karşı kalbim delicesine çarptı, ben sevdiğim adamı karanlığa hapis ettim, karanlıktan korkmasına rağmen. Her şey benim yüzümden oldu. O öldü Çeman, artık bana gülmek haram. Salih benim neşemdi. Babamdan sonra, onu da kaybettim artık artık beni de o kara toprağa gömme sırası gelmedi mi?"

"Ne saçmalıyorsun Hevidar aptal aptal konuşup benim canımı sıkma. Hiç bir yere gidemezsin!" diye öfkeli bir sesle konuştu.

Onu takamdan, söylediklerini duymazdan gelerek göz altı morluklarımı kapattım.

Çeman odada dolanıp durdu sonra sıkılmış olacak ki yatağın ucuba oturdu.

💧

Arabama hızla bindiğimde gideceğim yer belliydi. Çeman arkandan gitmemem için bağırsada onu takmamıştım.

Arabayı hızla sürerken delirmiş gibiydim, öfkemi direksiyonu sıkarak çıkartıyordum.

"Seni bitireceğim katil ağa!" diye bağırdım kendi kendime.

Arabayı park ettiğimde hedefime baktığımda dudağım'ın kenarı hafifçe kıvrıldı.

Korkmazbey konağına ilerlerken önüme geçen iki koruma buna izin vermemişti. Öfkeyle burnumdan soluduğumda o her zaman gördüğüm iri adamla bakışmıştım.

"İçeri giremezsiniz Avukat Hanım," dedi adam sert bir dille. "Baran ağa konakta değil." dediğinde gözlerine baktığımda adamı iteklemek istemiştim ama adam öfkeyle bana bakmıştı.

"Ne yapıyor ağanız dışarda keyif çatıyor değil mi? Benim ondan vazgeçtiğimi olanları unuttuğumu sanıyor değil mi? UNUTMAM! UNUTMAM BARAN AĞA!" diye öfkeyle bağırdım.

"Sakin olun ve konağımızdan gidin Avukat Hanım." dedi adam uyarırcasına.

"Baran ağa buraya gelecek! Çağırın onu buraya!" diye bağırdım.

"Avukat Hanım gidin lütfen bize zor kullandırtmayın." Kaşlarımı çattım. "Kullansana...kullan. KULLAN LAN HADİ!" Adamı göğsünden iteklediğimde bunu beklemediği için dengesini koruyamayıp sırt üstü yere düşmüştü. Bende onun o halinden yararlanarak konağa girmiştim.

Ortalıkta göz gezdirdiğimde kimse yoktu sadece bahçede adamlar vardı.

"Baran ağa!" diye kükredim. Küçük bir kahkaha attım, "Katil ağa! Çık karşıma Baran Korkmazbey!" diye seslendim sesim boş bahçede yankılanmıştı.

Baran ağa evinin kapısından çıkarken göz göze geldik. Gözlerimi kaçırmadım çünkü katiller göz kaçırırdı. Katil olduğunu biliyordu fakat o da suçsuz gibi gözlerimin içine baka baka bana doğru yürümeye başladı.

"Adalet nerede? Bir katil yanımda şu an gözlerimin içine bakıyor! Adalet nerede?!" diye bağırdım ona doğru hırsla yaklaşıp göğsünde iki elimle güç uygulayıp ittirdim. Milim oynamadı sadece sarsıldı.

"Adalet yoktur, Avukat Hanım. Herkes kendi adaletini belirler. Herkes kendi kaderini belirler, eğer adalet olsaydı...şu an kadınları katleden şerefsizler dışarıda fink atıyor olmazdı. O yüzden bana adaletten bahsetme." dedi Baran ağa.

Sanki bu acıyı yaşamış gibi konuşmuştu. "Niye saldılar seni?" diye sordum sert bir sesle.

"Çünkü ben adam öldürmedim nefsi müdafa yaptım. Seni korudum, eğer o ölmeseydi o Salih piçi seni öldürecekti!" dedi sert bir sesle. Nefes verdi bu nefesi alıp vermesi yavaş sürmüştü.

YÜREĞİM DAVACI | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin