16. Bölüm | Gökten Murat Dalkılıç Yağsa Bana Cemil İpekçi Düşer

Beginne am Anfang
                                    

Deniz'e tüm direktifleri verdikten sonra odamdan çarşaf ve yorgan alıp yatağımdaki fazladan yastığı da kucakladığım gibi salona gittim. Kanepeye Deniz'in yatağını hazırladıktan sonra yanağına kocaman bir öpücük kondurup odama gittim. Çok zekiydim, lanet olmasın! Deniz gittiğinde o yastık bana kalacaktı. Deniz'in kokusu acaba sarhoş eder miydi beni? Ay inşallah! Bekleyip görecektik artık.

Sabahın köründe uyanıp gerekli bütün hazırlıkları tamamladığımız gibi yola koyulduk. Birkaç saat içinde şehrimize gelmiştik. Babam ve Burcu ve annem gelmişti bizi almaya. Bu saatte Ayşegül'ün annesini uyandırmamak için direkt bize gittik ve ertesi gün için derin bir uyku çektik. Sabahın erken saatlerinde Ayşegül'ün hayatındaki en zor gün başlamıştı. Annesi haberi duyar duymaz bayılmış, kısa sürede ayılıp Ayşegül'e ağzına gelen her şeyi söylemeye başlamıştı. Ona göre Yekta onu ortada bırakıp gidecekti. Bir dinleseydi anlayacaktı ama kadın hala sitem etmekle meşguldü. Birkaç saat sonra derdimizi nihayet anlatabilmiştik ve az da olsa bir yumuşama oluşmuştu. Yekta'yı arayıp onunla da konuştuktan sonra nişanı nasıl yapacağını düşünmeye koyuldu Ayşegül'ün annesi Nermin Teyze. En kısa sürede, karnı çıkmadan nişan yapılmalıydı. Daha sonra Ayşegül'ü Antalya'ya yollayacaktı benimle birlikte ve Yekta'nın ailesiyle konuşup birkaç ay içinde düğünü halledeceklerdi. Plan çoktan hazırlanmıştı.

Tüm günü Ayşegüllerle geçirdikten sonra kafamdaki kazan fokurdaya fokurdaya eve gittim. Şu an dünya yanıyor deseler umurumda olmazdı, öyle bitkin, öyle yorgundum ki! Ama çok büyük konuştuğumu babamın birkaç cümlesiyle fark etmem uzun sürmedi.

"Elif, gel kızım bir şey diyeceğim sana," dedi salona geçer geçmez babaların sultanı.

"Geldim babam," deyip kuruldum karşısındaki koltuğa.

"Annenle birkaç günlüğüne dayınların yanına gideceğiz İstanbul'a. Burcu bizimle gelmek istemiyor, dayının oğluyla hiç anlaşamadıklarını biliyorsun. O da seninle Antalya'ya gelsin, yollarsın bir hafta sonra."

"Baba okulu var bu çocuğun, sonra gidiverin olmaz mı?"

"Olmuyor ki şimdi gidiyoruz. Uçak biletini ben ayarladım bugün merak etme. Zaten kendisi de dünden razı, hazırlandı. Sabah üçünüzü bırakırım ben, git hadi uyu şimdi."

Babama iyi geceler dedikten sonra odama gittim. Burcu demek gidince doğruluk mu içki mi oyunu iptal demekti. Burcu demek yeşil ay demekti. Burcu demek aslında Burcu demek güzel şeyler demekti ama şu sıralar ortama hiç gitmezdi Burcu. Hemen Deniz'i aradım, yaptığımız her şeyi kaldırmalıydı.

"Sevdam!" diye açtı telefonu.

"Sevdam acil bir şey yapman gerek."

"Bir nefes al da söyle derdini."

"Burcu geliyor bizimle birlikte."

"Hadi yaa! Özlemiştim keratayı iyi oldu!"

"Deniz sen hazırladın mı her şeyi?"

"Evet, içkileri de hazırlayıp dolaba koydum, çok güzel oldu ama ev Umay, görmen lazım!"

"Burcu geliyor Deniz, içkiyi görmemeli!"

"Küçük çocuk mu, görse ne olacak!"

"Doğruluk diyoruz, her şeyimi öğrenecek ve şu saatten sonra Burcu'nun kölesi olacağım! Hemen git yok et her şeyi."

"Yapamam..."

"Deniz arabaya binip gideceksin, on dakikalık yol!"

"Yapamam..."

Son ÖpücükWo Geschichten leben. Entdecke jetzt