♧İlk Anılarımıza Dönüş♧

En başından başla
                                    

"Cebimde.."

Elini cebine soktu çıkarttı.

"O yüzük yanında madem ne diye takmıyorsun? Bir daha o yüzük o parmağından çıkarsa Mert o parmağını senin canice böyle kıtır kıtır keserim haberin olsun.."

Karşımda gülüyordu. Parmağına yüzüğü geri taktı. Bana sarılarak;

"Güzelim sen bana nasıl kıyıp canice parmağımı keseceksin? O işleri ben yaparım canilik benim uzmanlık alanım. Sana canilik yakışmaz."

"Bak bakalım nasıl yapıyorum? Hele bir daha çıksın o yüzük gör bak.."

Uzun uğraş sonrası gönlümü almayı başardı.

Bugün biraz arkadaşlarım ile gezmeyi planlıyordum. Biraz Mert'den ayrı takılsam iyi olacaktı.

"Gidemezsin dedim Eftelyam."

"Giderim dedim."

"Hayır güzelim ya benimle olacaksın bugün ya da evde oturacaksın!"

"Sevgilim senden izin almıyorum, söylüyorum sadece. 2 saat çıkacağım dışarı. Hadi bir sinirlenip hayır de bakalım tamamen giderim burdan."

Benim 1 haftalık yokluğuma dayanamazdı. 2 saatlik kavga sonucunda ben zafer ulaştım.

Kızlarla gezdik tozduk. En son bir yere geçip oturduk. Soğuk bir şeyler içtik. Korumalardan biri kulağıma;

"Eftelya hanım Mert bey rahatsızlanmış."

"Ne? Ne olmuş?"

Hemen yerimden kalktım. Kızlara bahane uydurup masadan kalktım. Şirkete gittim. Koşarak odasına girdim ama ne göreyim Mert yine deli gibi sinirliydi ve toplantı yapıyordu.

Ben neye uğradığımı şaşırdım.

Yanına gittim. Herkes hemen toparlanıyordu. Mert bağırarak onlara oturmasını söyledi. Beni kendi sandalyesine oturttu. Ve sessizce;

"Sen dur bakalım.."

Ne yaptım ki onu da bilmiyorum. Ne diye böyle bir yalan ile geldim onu da bilmiyorum...

3 saat boyunca öyle oturdum. Ne bir yere gitmeme izin verdi ne de toplantıyı bitirdi. Herkes ölüp ölüp dirildi. Kaçmak istiyorlardı bende öyle ya.. O kadar bağırıyordu ki kulaklarım acıdı artık. Sürekli adamlara sövüyordu. Odaya birileri girip çıkıyordu sürekli evrak getirip götürüyorlardı. Hiçbir şey beğenmiyordu. Artık sıkıldım. Yerimden zorla kalktım, terasa çıktım.

10 dakika sonra geri beni odaya çağırdı. Odadan herkes gitmiş.

Gözlerimi devirerek odaya girdim.

"Adamların bana, Mert bey rahatsız dediklerinde neyi kastetmişler anladım.."

"Neymiş o anladığın şey?"

Gelip bana sarıldı, elimden tutup kendine çekti dizine oturdum.

Dudağından öptüm;

"Buradanmış sevgilim."

Gülmeye başladı.

"S*ktiğkmin herifleri bir b*ku beceremiyor. Hepsini it gibi öldürmek gerek aslında ya..."

Elindeki içkiden bir yudum aldı. Ben onu dinlemiyordum. Aklımda çok güzel planlar vardı. Bunun içinde kara kutu bana lazımdı.

"Aşkım kara kutu nerede?"

"Ne yapacaksın onu?"

"Acıktım bir şeyler alsın bize, hem lazım o bana."

"Ne bileyim nerde. Şimdi dışarı çıkar yeriz."

Mafya'nın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin