7.

218 8 6
                                    

Sinirli bir nefes alıp "her şeyi anladım da.. neden Melek dururken ben kız kılığına giriyorum!?" dedim.

Melek ve Güneş arkada kıkırdarken Barlas silahını kontrol ediyordu "çünkü sen Melek'ten daha fazla kızsın" dedi, Melek ile birlikte ona tersçe bakmamızı umursamadan sırıttı.

Oflayıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Bahçe ve Mafya arasında gizli bir anlaşma olduğunu Barlas'tan öğrenmiştim. Bahçe her ay en yüksek mertebe olan 'kara gül' den birini seçip mafyanın liderine yolluyormuş. Böyle bir babaya sahip olduğu için Barlas'a üzülüyorudum.

Bende kafama taktığım şu saçma sapan perukla ve bu gıcık elbise ile bu ay yollanacak olan kara gül ile yer değiştirecektim. Ne yazık ki planın buraya kadar ki kısmını biliyordum, Barlas dediklerini sorgulamadan yapmazsak bu işe yardım etmeyeceğini söylemişti.

Duyduğum motorsiklet sesi beni bir nebze olsa rahatlattı. Dün olan anlaşma meselesini detay vermeden Emre'ye anlatıp ondan kimseye haber vermeden buraya gelmesini istemiştim. Hem ihtiyacımız olacağı için hemde yanlız hissetmemek için.

Emre yanımızda durup kafasındaki kaskı çıkarınca Güneş'ten yükselen "Oha"sesiyle afallasamda fazla takılmadan Emre'nin yanına gittim "Sonunda geldin, bir an bu işten vazgeçeceksin sandım" dedim.

Emre kaşlarını çatıp beni süzdü "Kayra? Sen misin?" Dedi, benimde kaşlarım çatılırken "Benim, ne oldu bir sorun mu var?" Tehditkar bir tonda konuşunca Emre gülüp gözümün önüne gelen yeni uzun siyah saçları geriye itip "esmer olmak yakışmış sana" dedi "Ama neden kız kılığına girdin?"

"İçimden geliyoo." Diyip saçımı arkaya doğru savurdum bu onu daha çok güldürdü. Arkamı döndüğümde Barlas, Emre'ye sorgularca bakarken Güneş, bana gözlerini kısmış bir şekilde bakıyordu. Melek mi? o hiç birimize bakmıyordu, umurunda bile değildik.

Barlas, Emre'yi muhattabı alarak konuştu "Ben seni nereden tanıyorum" dedi, Emre omuz silkip "Zamanla tanışırız endişelenme" dedi, Barlas kaşlarını havaya kaldırdı bana doğru dönüp 'bu hep böylemi' bakışı attı. Onun telepatik sorusunu görmezden geldim bu arada Güneş, Emre'nin yanına gitmiş elini sıkıyordu "Merhaba ben Güneş. Peki sen?" Dedi.

Emre her zamanki düz sesiyle "Emre" dedi, Güneş gülümseyerek "Harika" dedi sonra elini Emre'nin kolluna atıp sıktı ve kaşlarını kaldırdı "ne kadarda sertsin" dedi.

Emre kaşlarını çattı "Ne?" Dedi, Güneş onu takmadan "Ne tür şeylerden hoşlanırsın? Ben sevgilime acı veren oyunları oynamayı seviyorum" dediğinde bende Emre'yle birlikte afalladım. Emre kolunu çekip "Ne diyon oğlum manyak mısın!?" Dedi sonra bana döndü "Ulan Kayra bir tane de normal arkadaşın olsun lan!" Dedi.

Kaşlarımı çattım "Normali bizi buluyorda biz mi itiyoruz lan? Hem şu an bana bağıramazsın. Ben şu an bir kızım" dedim, Emre alnını ovdu "Sabır." diye söylendi.

Güneş üzülmüş gibi Emre'ye baktı sonra Melek'e dönüp "Acaba onu korkuttum mu?" Dedi, sesi az önce söylediği şeylere nazaran fazla masumdu. Melek "Bence harikasın devam et." dedi.

Barlas ellerini çırpıp "tamam bu konuşma daha fazla garipleşmeden araya girmem gerektiğini düşünüyorum. Herkes birbirini tanıyorsa işmize bakalım mı?" Dediğinde herkes kafasını salladı.

Barlas "Güzel" dedi üstüne giydiği siyah işçi tulumuna benzer şeyi gösterip "Ben bir diken olarak Kayra'ya içeride destek vereceğim. Melek bu çantayı yanına alıp karşıdaki binaya geç her ihtimale karşı bir keskin nişancı iyi olur" dedi yerdeki siyah uzun çantayı gösterip, Melek anında kafasını salladı. Barlas, Emre ve Güneş'e dönüp "sizde müşteri olarak gireceksiniz. Ancak senin geleceğinden haberim olmadığı için saba üye kartı çıkartmadım. Gurup sevdiğinizi falan söyleyebilirsiniz." diyip cebindeki kartı Güneş'e verdi.

ÇETE [gay]Where stories live. Discover now