20. Bölüm (2. Sezon Finali!)

64 3 0
                                    

*** -> Geçişler
( ) -> Açıklamalar
••• -> Flashback

Tarih: 3 Kasım 2020, Salı
Saat: 20.38
Yer: Alex'lerin Evi

Alex'ten

Kardeşim Emma televizyondan haberlerine bakarken, yüksek sesle; "Abi, işin bitmedi mi!?" dedi. Hala burada kalmış gibi yapıyordum ama şimdi emin değildim. Yalnızca bu kararı verirsem, kendimi nasıl hissedeceğimi bilmiyordum ve hala Jessica'yı bulabilmiş değildim.

"Hey bu tavır ne böyle, Em?" dedim Emma'nın saçını karıştırırken. Sinirle geri çekildi ve bardakları masaya koyarken bana baktı. "Bugün iyi değilsin, abi." dedi Emma.

"Sadece... Biraz yorgunum tatlım. Dün hiç iyi uyuyamadığımı biliyorsun."

"Yine sabaha kadar Jessica'yı düşündün, değil mi?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Abi, yapma. Jessica bulunacak."

"Nasıl?" Diye sordum. Jessica 2 haftadır yoktu ve gerçekten onun için endişeleniyordum. Acaba Jack onu kaçırmış olabilir miydi?

"Kendini yıpratma, abi. Kendi başının çaresine bakabilir. Jessica umarım iyidir."

Kelimler sanki bir korku filmi izliyormuşuz gibi yüzüme birer birer vurdu. Televizyonu kapattım ve Emma'ya döndüm. Emma, kollarını kavuşturmuş, pencereye bakıyordu.

"Bana oraya gittiğini söyleme.." dedi başını çevirmeden. Çantamı omzuna astım ve Emma'ya baktım. "Tatlım çok paranoyaksın. Gelirken ne-"

Emma yerinden kalkıp bana sıkıca sarıldı. "Biliyorsun, ben de gelebilirim. Bir avcı daha iyi olabilir."

Gülümsedim ve Emma'nın başını okşadım. "Tabi ki hayır küçük avcı. Belki biraz daha büyüdüğünde."

Sanki bugüne özel bir şey varmış gibi en güzel elbisesini giymiş Emma'ya baktım. Sam'in hala Emma'ı güzel bulup bulmadığını ve bür gün kendisinin de ona açılacağını bilerek gülümsedi ama bunun pek mümkün olacağını zannetmiyordum. Sam, Laura'dan başkasını görmüyordu. Zaten biz onlara göre daha güçsüzdük.

Yani şeytanlar vampirlerden daha güçlüydü...

***

Tarih ve Saat: Aynı Günün Gecesi
Yer: Laura'nın Gizli Yeri

Jessy'den

"Ne!? Bunun için ne istiyorsun dedin!? Kaç kere demem gerekiyor! Ben sadece Jessica'nın ikinci kişiliğim. Onun gibi olamam!"

Patlamamak için kendimi zor tuttum. Jane, şarap şişesine uzandı. Siyah elbisesi üzerinde siyah gözleri de belli oluyordu. Arkasına yaslandı, hareket ettikçe uzun siyah saçları dalgalanıyordu.

"Sen şunu söyle, Jessica'yı bulmak istemiyor musun? İşte sana fırsat tatlım-" dedi fısıltıyla. "Biliyorsun, bunu yapmak zorunda değilsin. Sonuçta Jessica, Jack'e ait."

Kafasını bana doğru çevirdi. Sanki reddetmemi beklercesine.

"Buna ne diyorsun Jessy? İstiyor musun hala?"

Kafamı eğip elimi boynuma taktığım kolyeme götürdüm. Beni herkesten koruması için bunu bana Laura vermişti. Zincirin üzerinde küçük, siyah bir taş vardı.

Odanın diğer tarafında Laura göründü. Papatya parfümü bütün odayı adeta dolduruyordu. Beyaz renkteki şortu sanki hiç dikkat çekmiyordu. Acaba Anton, Laura'yı bu halde görse ne derdi?

Mavi ve papatyalı tişörtünü düzeltti. Gözlerimi tekrar Jane'e çevirdiğimde, o pencereden gecenin karanlığına bakıyordu. Ayın ışığı pencereden sızıp odanın bir kısmını aydınlatıyordu.

Laura ve Jane birbirlerine bakınca gözlerindeki nefreti bir an görmüş oldum. Şeytanlar, Melekler ve Vampirler birbirinden nefret ediyordu.

Her zaman karanlıkta kalan bir hayalet gibi olmuştum. Şimdi Jessica olmadan bir yarım eksikmiş gibi hissediyordum. Aradan geçen bu 19 yıl boyunca kendimi hiç değiştirmemiştim. Hep karanlık ve yalnızlıkta kalmıştım. Neden bütün bunlar Jessica'ya olmuştu.

Bunun altında büyük bir gizem vardı ve tam anlamıyla çözülememişti. Sanırım bunu hiçbir zaman çözemeyecektik...

TRE | Yarı Texting - BİTTİ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin