_²_

199 20 42
                                    

Aklında ki görüntüyle iç çekti Felix.
Artık ağlayamıyordu bile, şu gözyaşlarının tükenme noktası denen yere gelmişti.

Her şeyi en içinde hissediyordu ancak duyguları o kadar alışmıştı ki buna artık tepki veremiyordu.

Mektup yazmak istemişti ama gün geçtikçe, mektupları Minho'ya vericek olmasının inancı içinde ki darmadağın ruh arasında kayboluyordu.

Ne hissettiğini anlamıyordu.
Bugün Minho'yu hiç gülmediği kadar gülerken görmüştü..
Ama gülüş sebebi olamamıştı Felix.

Minho bugün sırf beklediği kişiden mesaj geldi diye uzun süredir Felix'in atamadığı tüm kahkahalarını bitirircesine gülmüştü.

Felix'in aklı bulanmaya başlamıştı.

Bu düşünceleri kağıtlar da bilmeliydi, her ne kadar sevdiği adam bile duygularını bilmese de düşünceleriyle yanlız savaşmak bir aptallıktı.

Durgun ve sakin bir şekilde aldı kalemi eline.

Kağıda baktı bir süre, o korkuyordu.
Minho'ya onu nasıl kırdığını anlatmaktan korkuyordu.

Olurda ilerde sevgili olursak ve bu kağıtları okursa ondan soğuyacağını düşünüyordu.

Bir hahlama çıktı ağzından, yorgun sesiyle boş odaya konuşmuştu.
"Bu mektupları ona vereceğine seni inandıran en ki aptal?"

Eline kalemi aldı, ne olursa olsun bu duygular onun için çok fazlaydı.

"Sevgilim Minho'ya"

Yazdığı şeyle ağrıyan başı zongladığında kahvesinden bir yudum aldı.

"Bugün çok mutluydun sevgilim. Çok inanılmaz bir neşeyle doluydun.
O kadar neşeyle doluydun ki bana sarılıp, beni öptün Minho..
Kalp atışlarımı duymuştun, kalp atışlarını duymuştum..
Ama bu birbiri için atan kalplerden çok uzaktı, bu sadece kalbim için bir saldırıydı ama mutlu olma sebebini duyduğumda.. tüm ruhum için bir saldırı haline geldi."

Arkadaşlarına bir söz vermişti.
Yıpratmayacaktı kendini daha fazla. Ağlamayacakti, üzülmeye devam edicekti belki ama belli etmiyecekti, sonsuza kadar sevecekti evet ama bu sonsuzluğun beraberinde sonsuz bir sessizlikle gelicekti ve Felix bunları bilmesine rağmen razıydı. Minho'nun hissettireceği duygulardi nasıl olsa değil mi?

"Biliyor musun? Kendimi gördüm sende bir an, bana mesaj attığında yüzümde ki o gülümseyi ben dışında herkese hediye ediyorsun sevgilim. Bu hiç adil değil, bu kaldıramayacağım kadar ağır..

Söylesene Minho çok mu abartıyorum?
Söylediğin her şeyde bir anlam arayan o şizofren ben miyim yoksa söylediği her şeyde bir anlam olan o katil sen misin?

Beni kırıyorsun Minho ama aynı şekilde değerli hissettiğim tek yerimsin.

Birbirimizi seviyoruz sevgilim, ama birbirimiz gibi sevmiyoruz, sevemiyoruz."

Bugün ki gülüşü geldi aklına bir an. Minho'nun her şeyine ayrı ayrı tapabilirdi ama onun gülüşü çok ayrıydı.

Gülerken kendini belli eden o elmacik kemikleri fazla güzeldi.
Felix, Minho'nun sesinde ki o neşeyi duyduğunda gerçekten yaşamak için sebep buluyordu.

Fazla klişeydi belki ama,
Minho'nun gülüşü hayat doluydu,
Felix'in hayatıysa çoktan Minho olmuştu.

"Bazen seni anlamıyorum Minho.
Madem beni sevmiyorsun nasıl o kadar güzel gülebiliyorsun?
Bana karşı bakışların nasıl bu kadar muazzam olabilir?
Biliyor musun bakışların yasaklanmalı bence.
Kokun yasaklanmalı, gülüşlerin, konuşman..
Bu kadar güzel hissettirirken içten içe öldürmen yasal değil.
Yasaklanmalısın Lee Minho.
Yasaklanmalı ve bu yasağı çiğneyebilen sadece ben olmalıyım."

Felix çok sakindi.
Asıl korktuğu şeyde buydu.
Bu kabullenme aşaması mıydı? Yoksa sadece hayal kırıklığı mıydı onu susturan?

Felix kabul etmek istemiyordu.

Hayal kırıklığına uğrayabilirdi belki, binlerce kez Minho tarafından eline verilen kırıklar ellerini kanatabilirdi, nasılsa Minho'yla olduğu sürece sonsuz hayali hep yaşamış, hep var olmuş sayıcaktı Felix.

Ama eğer kabullenirse..
Felix pes etmiş olucaktı, tüm duyguları, hayal ve hayal kırıklıkları, Minho'lu anları, Minhosu..
Hepsinden vazgeçmiş olucaktı.

"Yolun sonunda vazgeçmiş olmak istemiyorum,
Kollarında, bunların hepsinin geçmiş olarak kalmasını istiyorum.
Sen vazgeçilmek için fazla güzelsin, fazla mükemmelsin ama asla benim değilsin sevgilim."

Eğer bir güneş sistemim olsaydı ve sen güneşim olsaydın, ne pahasına olursa olsun, etrafında dönen diğer tüm gezegenleri yok etmek isterdim.
Çok bencil görünüyorum ordan bakınca değil mi?

Ama sadece sevgine ihtiyacı olan bir zavallıdan başka bir şey değilim.

Seni dünyamken korkuyamadım, ruhumu eline vermişken benimle kalmayı istemedin, seni severken bunu fark etmedin, sevgime inanmıyorsundur belki, belki de sadece sevgime ihtiyacın yoktur..

Ve bunlarla bile yanımda tutamamışken kocaman bir güneş olduğunda ışığınla başkalarını aydınlatacağını çok iyi biliyorum."

Felix yanağından akan gözyaşını umursamadı.
Zaten artık gözyaşlarına bile bir sakinlik çökmüştü, artık hıçkırıklar arasında inmiyorlardı aşağı sadece akıyordu aynı sessizlikte.

"Tanrım çıldırıcakmış gibi hissediyorum, madem asla benim olamayacaksın neden rüyalarımı rahat bırakmıyorsun?
Madem asla sevmiyicektin neden senelerdir yanlız olan kalbime el uzatıyorsun? Neden o eli tam tutacakken beni boşlukta bırakıyorsun?
Madem hayatın olamıyorum neden hayallerimin peşini bırakmıyorsun ha? Asıl bencil olan sen değil misin?"

Felix durdu.
Çıkmıyordu işte aklından o görüntü, atamıyordu. Kabullenemiyordu.
Nasıl bir başkası için o kadar mutlu olabilirdi?

Felix'in hissettirmiye yemin ettiği her duyguyu nasıl olurda bir başkası sadece bir mesajıyla yapabilirdi?

Felix sorgulamaktan yorulmuştu.
Kafasında ki her bir soru işareti, keskin kılıçlar olarak kalbine iniyor ve artık kan bile kusamayan kalbi ritmini kaybediyordu.

Bayılacağını hissetti Felix, tekrar ve yeniden başa sarıyordu her şey.

"Seni bile daha çözememişken kendimi kaybediyorum galiba. İyi gelmiyorsun ama gitmeni de kaldıramam. Umut almıyorum ama sözlerin kalp atışlarımı değiştiriyor. Asla olmaz biliyorum ama hayal kurmayı engelleyemiyorum. Söylesene aşk mı aptallık mı ya da belki de sadece intihar?"

Kalemini bırakıp mavi bir zarf çıkardı.
Mavi hüzün demekti ve Felix üzgün olduğunda mektubu mavi zarflara koyardı.

Bu yüzden çekmecesinde ki zarfların çoğu maviydi.

Yanlız olduğu bu oda onu geriyordu.
Uyuması lazımdı, belki rüyalarında daha iyi bir Minho'ya sahip olabilirdi.

Zarfın üzerine her zamanki "Manyağından♡..." yazısını yazdıktan sonra zarfı çekmecesine yerleştirip ayağa kalktı, uyucakti.
Tabi odanın ortasına yığılmış olmasaydı.

~~~

Felixin ilk bolumde mutlulugun mutlulugum demesi ve simdi baskasina guldu diye olup olup dirilmesi..
Ne kdr acimasiz bi picim heh

Bi ara Minhoya saydirma ya basladim boyle destan gibi kufur yazdim ama dedim hazal amk keli bu duygusal fic
Sildim bastan yazdim

Neyse iste bu bolumu de sevmedim ama yeni bi tane yazmak keyfimin kahyasina zahmetli geldi

Begnmissinizdr umarm
Bu kdr.

Late |MinLix|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin