1.B: "Yıkılış"

703 70 184
                                    

---

"Anne?! Baksana şunlara bak bak!"

Yağız'ın kendine has çocuksu çoşku dolu sesi tüm arabaya adeta yaşam sevinci saçıyordu. Küçük parmağıyla gösterdiği rüzgar güllerini büyük bir ilgiyle izleyip, annemide bu ilgisine katılıp ortak olmaya davet ediyordu. İsteksizce çıkmış olduğum bu uzun yolculuk benim için hep olduğu gibi tek kelime etmeden ve uyuyarak geçip gidiyordu.

"Afra? Kızım uyan yeter bu kadar uyku. Bak birazdan yazlıkta oluruz."

Sesli bir nefes verip kafamı cam kenarına çevirdim. Annemle olası bir tartışmaya girmeye hiç hevesli değildim.

"Serap karışma kıza. Araba tutuyor zaten, bırakalım uyusun."

Babamın bu yerinde desteği beni son derece sevindirmişti. Yüzümde sevinçten belli belirsiz bir tebessüm ile yolu izlemeye devam ettim.

"Peki Cenk, öyle olsun."

Annemin ısrarcı ilgisinden kurtulduktan sonra devam ettikleri sohbetleri pek ilgimi çekmemişti. Evden neden bu denli aceleyle çıktığımız hakkında düşünmeme rağmen, henüz mantıklı bir açıklamaya varmış değildim. Bu sene yazlığa normalde gittiğimiz zamandan 2 hafta önce gitme kararı vermişlerdi. Doğru düzgün toparlanmamıza dahi vakit olmadı. Telaşlı hallerini ne kadar benden gizlemeye çalışsalarda sergiledikleri tavırlar elle tutulur şekilde gerginlik içeriyordu.

Yolculuk neredeyse 2 saat boyunca benim için sorunsuz geçti diyebilirdim. Tâ ki ağzımda hissettiğim safra tadına kadar. Geçmesi ümidiyle camı biraz daha açıp arabaya daha fazla oksijen girmesini istedim. Ciğerlerim temiz havaya hasret bi şekilde derin, olabildiğince hızlı nefesler alıp vermeye başladım. İlk halime göre daha iyi olmuştum. Derken geçtiğin sandığım safra, daha şiddetli bir şekilde kendini belli etmişti. Bu böyle devam etmeyecekti. Olası bi faciayı önlemek amacıyla babama seslendim.

"Baba arabayı durdur. Kusacağım."

Arabayı son derece dikkatli süren babamla dikiz aynasında göz göze geldik. Alışık olduğu bu durum karşısında pekte şaşırmamıştı. Annemin ilgili, hafif endişe içeren bakışları üzerimde geziniyordu. Yağız'ın ela çipil çipil bakan meraklı gözleri rüzgar güllerine olan ilgisini kaybedip bana dönmüştü.

"Ablam yine ıy olmuş anne."

Iy.. Kusmaktan nefret ettiği için bu eylem onun dilindeki "ıy" kelimesine karşılık buluyordu. Buna benzer bir çok tabiri bulunuyordu afacanın.

"Evet oğlum, çünkü ilaçlarını içmedi."

Sitem dolu bu cümleye bıkkınlık içeren bakışlarla karşılık verdim. O iğrenç ilaçların tadını biliyormuydu acaba? Beni düşündüğünü biliyordum tabi, de bazen abartıyordu. Her anne gibi.. Bu şikayetçi olduğum bi durumdu. Çocuk değildim artık. Bunun annemde farkındaydı. Tabi klasik o cümleyi söylemez olur mu? "Siz benim gözümde yaşınız kaç olursa olsun hep çocuk kalacaksınız." Ah şu anneler :)

Babam ufak diyaloğumuz sırasında arabayı uygun bir yere çekmekle meşguldü. Emniyet şeridine geçip arabayı durdurmuştu. Daha araba tam olarak durmamışken kapıyı hızla açıp çıktım.

LAYEZELWhere stories live. Discover now