Thirty-two

332 26 0
                                    

Hwang Yeji, eve saat 11 civarında gelmişti. Öğleden sonra 5'te evden çıktığını düşünürsek işi oldukça uzun sürmüş olmalıydı. Ayrıca bozulan saçları, kırışmış kıyafetleri ve dağılan ruju işinin uzun sürdüğünün en büyük işaretiydi. Tabi kızaran yanaklarını da unutmamak lazım.

Işıkların kapalı olduğunu görünce saatin farkına vardı. İlk defa bu kadar geç kalmıştı, peki pişman mıydı? Muhtemelen hayır.

Elindeki anahtarı deliğe yerleştirip yavaşça çevirdi. Kapının kilitli olmamasına şükretmeliydi. Çünkü kısa bir ses çıkarıp açılmıştı.

Parmak ucunda içeri girip arkasından kapıyı kapadı. Şansına köpekleri de kardeşleriyle uyuyordu.

Salonun ortasından geçip merdivenlere ulaşacağı anda ışığın açılması ile korkudan koltuğa yığıldı. Sarı ışık altında Hyunjin ve Soobin bekliyordu.

Elini göğüs kafesine koydu. "Tanrım, siz çıldırmışsınız, gecenin bu saatinde aniden insan karşısına çıkılır mı?" Olabildiğince sessiz konuşmaya dikkat etmişti. Soobin tebessüm etti ve "Sen insan mısın?" diyerek dalga geçti. Yeji ise eline aldığı yastıkla nişan alınca Soobin Hyunjin'in arkasına geçti.

Hyunjin kardeşinin kafasına vurdu ve pembe sabahlığını düzeltti. Yüzünü buruşturup kollarını bağladı. "Bu halin ne, ayrıca bu saate kadar neredeydin?"

Soobin düzeltme yaptı. "Bu saate kadar işi kiminle pişirdin?" Ve bu sefer Yeji yastığı cidden attı. Üstüne Hyunjin de dirseğini karnına geçirdi.

"Annemlere Julia'da kaldığını söylemek zorunda kaldık." dedi Hyunjin. Yeji omuz silkti ve mırıldandı. "Sanki hiç yalan söylemiyordunuz..."

Ev sessiz olduğundan Yeji'nin dediği duyulmuştu. Fakat kimse dikkate almadı.

"Neredeydin?" dedi tok bir sesle Hyunjin. Yeji ise kaşlarını çattı. "Ne zamandan beri size hesap veriyorum?" Eh, haklıydı. Fakat Hyunjin'in kullanacağı güzel kozları vardı.

Yarım ağız sırıttı. "O zaman annemlere lise mezuniyetindeki sabah seni yarı çıplak şekilde ihtiyaç odasında bulmamızın hesabını ver." Hwang Hyunjin, küçük şeytan diye geçirdi Yeji aklından.

Biraz sarhoş olup hoşlandığı çocukla birliktelik yaşamıştı. Fakat Yeji'nin elinde de az koz yoktu.

"Peki ya şuna ne demeli, kendi mezun olduğun sene okulu az kalsın yakıyor olman?"

"Beyazlar ve renklileri karıştırıp suçu Soobin'e atman?" Zavallı Soobin, ablasından korktuğu için susmuştu o zaman.

İşte Yeji bunu geçemezdi. Çünkü annesinin en sevdiği elbisesi oradaydı. Ve renginin sarıya döndüğünü görünce fazlasıyla delirmişti. Fakat Soobin'in 'yaptığını' öğrenince pek kızmadan telefonuna 1 hafta el koymuştu. Fazla kötü değildi.

"Peki, Yeonjun ileydim." Soobin kaşlarını çattı. "Lia bugün Kanada'ya gideceğini söylemişti."

Hyunjin de kaşlarını çattı. "Havaalanında onu yakaladın."

"İtiraf ettin."

"Kabul etti."

"Ve işi pişirdiniz!"

Yeji yeni bir yastık daha attı Soobin'e. Fakat bu sefer Hyunjin devamını getirmişti.

"Lütfen havaalanında yapmadığınızı söyleyin." Yeji iğrendiğini belli edecek şekilde çekik gözlerini kıstı. "Tabiki havaalanında yapmadık." Soobin bıyıkaltı güldü. "Yani yaptınız?"

Yeji yorum yapmadı, sonuçta yalan değildi. Fakat itiraf etmekten hoşnut duymuyordu.

Hyunjin yavaşça merdivene oturdu. "Bana çabuk su getir Soobin, ben seni erkeklerden korumaya çalışırken sen elin adamıyla işi pişiriyorsun, tanrım bana yardım et..." elini anlına koydu.

Yeji ise yanından geçerken yan bir bakışla konuştu. "Drama queenliğini bir kenara bırak."

•••

Lgs'ye girenlerin sonuçları açıklandı!!

Aranızda girenler varsa nasıl geldi, benim için cevaplamak gerekirse fena değil :>

lover for him || 𝘺𝘦𝘰𝘯𝘫𝘪✓ Where stories live. Discover now