^Yolculuk^

24 4 1
                                    

*ROSE GLORY'NİN AĞZINDAN"

+ Sevgili okuyucularım medyadaki şarkıyla beraber bu bölümü okumanızı tavsiye ederim. Daha güzel olur sizin için. Güzel okumalar.Şarkı: Jungook/ Still with you

       Tren istasyonuna gelmem gerekenden erken gelmiş,kendime güzel bir yer seçip oturmuştum. Tektim ve bundan oldukça memnundum.Kulağımda olmazsa olmaz kulaklıklarım camdan etrafa bakınırken saçını at kuyruğu toplamış annesiyle ve babasıyla vedalaşan bir kız takıldı gözlerime.

İçimden anlamlandıramadığım bir duyguyla kıza bakmaya devam ettim. Kız annesinin yanağına bir öpücük kondurup trene binerken bende gözlerimi benim vagonuma binen 3 kişiye çevirdim.

"Ah,boş bir yer bulabildik sonunda. Bin Ron şuraya"

Karşımdaki sarışın kıza baktım. Oda yerleşirken yüzünü bana çevirdi. "Afedersin başka yer kalmadı da oturabilir miyiz?" Oturmuşlardı zaten. 

"Tabiki"

"Hey bir dakika seni daha önce hiç görmemiştim" dedi gözlüklü çocuk.

"Yeni geldim"

Hepsi şaşırmıştı. Şaşkınlığını ilk üstünden atan sarışın kız olmuştu. "Merhaba ben Hermonie. Bunlarda Harry ve Ron" dedi. yüzünü sıcak bir gülümseme kaplamıştı. Bende ona bakarak gülümsedim. "Bende Rose tanıştığıma memnun oldum"

İsminin Harry olduğunu öğrendiğim çocuk "Bende" diyerek cevap verdi. Ron ise "Şey merakımdan soruyorum Hogwarts'a kimse sonradan gelmez. Bu sene başlamanın sebebi nedir?" diye sorduğunda Hermonie gözlerini Ron'a dikti. Aslında bu konu çok uzundu şuan anlatmak istemediğimden "Uzun hikaye belki sonra anlatırım" dedim

Yol boyunca konuşarak bazen kahkaha atarak geçirdim. Gerçekten kafa çocuklardı. Yolculuğun sonlarına doğru Harry hangi kan statüsünde olduğumu sordu ve ekledi "Yanlış anlama kan statüsü bizim için önemli değil ama Hogwarts'ta buna takmış çocuklar var dedi. 

"Yok yanlış anlamadım. Ben bir melezim babam safkan annem muggle"

"Anlıyorum"

"Hadi cüppelerimizi giyelim. Hogwarts' a geldik" dedi Hermonie.

    Hızlıca cüppemi giyindim bavulumu aldım ve kimseye görünmek istemediğimden yüzümü örtecek şekilde şapkamı kafama taktım ve trenden çıktım. Hermonie'ler ile gitmemiştim çünkü kayıtlarım ile ilgili bir problem çıkmıştı ve ilk önce onu halletmeliydim.

*YAZARIN AĞZINDAN*

Herkes ortak salona toplanmış yeni bir dönemin başlangıcı için Albus'un konuşma yapmasını bekliyorlardı. Herkes uzun zamandır görmediği arkadaşları ile özlem giderirken Albus birden herkesi susturdu. Uzunca bir konuşma yaptıktan sonra ona bıkkın bakan öğrencilere bakarak "Şimdi sıra bina seçiminde" dedi.

Slytherin masasından biri "sonunda" diye bağırdığında Albus ona dik dik bakarak susmasını sağladı. "Evet sevgili gençler bu sene aranıza bir 6. sınıf öğrencisi katılacak" dediğinde salonu fısıldaşmalar sarmıştı.

"6. sınıf mı?

"Neden bu kadar geç başlıyor?"

"Kim acaba umarım güzel bir kızdır"

"Neden hogwartsa 6. sınıfta başlıyor?"

Albus "Sessizlik!" diye bağırdığında herkes suspus olmuştu. "Rose Glory" dediğinde kapı aralandı ve içeriye orta boyda saçı omuzlarına kadar gelen düz saçlı perçemleri olan kumral bir kız girdi. Şimdi tüm kafalar ona doğru dönmüştü.

"Vay kız çok güzelmiş"

"Sevgilisi var mı acaba"

"Kıyafetlerini nerden aldı"

"Vay canına çok güzel"

"Neden geç başladı "

Rose kendinden emin bir şekilde onu bekleyen sandalyeye doğru ilerlerken bir yandanda ona bakan gözlere bakmamaya çalışıyordu. Sandalyeye otururken umarım "Slytherine  seçilmem" diye düşündü. Melez olduğundan onu orda kesinlikle istemezlerdi.

Seçmen şapkayı kafasına geçirdiğinde çok heyecanlıydı.

"ımmm karar vermek zor değil..."

"SLYTHERİN!"

Birden slyherin masasından bir alkış koparken Rose donakalmıştı. ŞİMDİ GERÇEKTEN BOKU YEMİŞTİ! Şaşkınlığını üstünden atıp Sly masasına doğru ilerledi. Hepsinin ona baktığını gördüğünde daha çok gerilmişti.

Trende gördüğü saçı toplu kızın yanına oturduğunda kız ona heyecanla bakarak konuştu. "Merhaba ben Pansy Parkinson" kızın bu davranışı üzerine diğerleride kendini tanıttı.

"Ben Draco Malfoy Safkanım"

"Selam Ben Orion Black"

"Astoria Greengrass"

*ROSE GLORY'NİN AĞZINDAN*

Diğerlerinin kendi tanıtmalarına karşın bende kendimi tanıttım.

"Bende Rose Glory" duraksadım ve ekledim "Melezim"

Son sözüme karşın bazılarının bakışlarını hızla benden çektiğini fark ettiğimde umursamıyormuş gibi davrandım ve önümde duran yemeğe döndüm. Tam çorbamdan bir kaşık alıyordum ki masanın sonunda 2 tane çocuğun bana dik dik baktığını gördüm.

Onlara baktığımda bile bana bakmaya devam etmişlerdi. Pansy döndüm ve çocukları işaret ederek sordum.

"Bunlar kim?"

Pansy işaret ettiğim yere bakınca birden yüzünü bir endişe sardı. Onlara çevirdiği başını hızla bana çevirdi.

"Onlar" dedi "Riddle ikizler"

"İkizler mi? Hiç benzemiyorlar" dedim hayretle.

"Çift yumurta ikizleri" "Yeşil gözlü olan çocuğun ismi Tom Riddle Kahverengi olanın ise Mattheo Riddle" dedi. 

Tekrar başımı onlara çevirdiğimde hala bana bakıyorlardı. Rahatsız olmaya başladığımı hissetmiştim. Başımı Pansy'e çevirdim.

"Neyse, ben oda numaramı öğrenip yerleşeyim en iyisi" dediğimde beni onaylar gibi başını salladı.

Ayağa kalkıp salondan çıkarken Hermonie'nin bana el salladığını fark ettim bende ona el sallayarak salondan çıktım.









*Sessiz*  (T.M.R)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ