~1~

27 6 41
                                    

Multimedya: Köyün Haritası.:)

Haritanın çizimi için ssellenophhile. 'a teşekkür ederimm.:))

Giriş ve ilk iki bölümü birlikte yayımladım çünkü ilk bölüm biraz kitabın tanıtımı gibi oldu. Karakterlerle tanışma gibi düşünelim.:))

2018 Haziran, Feride.

Elimdeki çay dolu bardağı nereye bırakacağımı şaşırmıştım. Arkası kesilmeyen zil sesi, balkonda oturmuş bir vaziyette elimdeki çayı bekleyen babam, kapıya bakmam için bana seslenen annem ve ablam ve tüm bu seslerin kulağımda bir uğultuya dönüşmesi, ailenin en soğukkanlısı olan beni bile telaşlandırmıştı. Bardağı masanın üstüne bıraktığım gibi kapıyı açtım.

Benimle aynı boylarda olan, saçını dağınık bir topuzla toplamış olan Şerife'ye baktım.

"Ay sonunda açabildin kapıyı Feride. Duyan da seni ülkenin diğer ucundan geliyorsun sanacak."

Elimi belime koydum ve diğer elimi de havada salladım.

"Sen de paçan tutuşmuş gibi basmasaydın zile telaşa girmezdim. Ne oldu bu saatte Şerife. Bizim tavuklar bile daha ötmediler."

Şerife ayağını sertçe yere vurdu ve elindeki siyah, deri çantayı daha da sıkı kavradı.

"Ben şimdi meydana ineceğim ve gecikirim çünkü gelin başı yapılacak, düğün fotoğrafları için meydanda stüdyoya gidilecek ama siz gözünüzü dört hatta beş ya da açabildiğiniz kadar açacaksınız. Düğünümde bir aksilik istemiyorum. Cevriye'nin düğününde çalınan takılar gibi olmasın düğünüm."

Aklıma Cevriye'nin düğünden sonra tam bir hafta hastanede yatması gelmişti. Takılar çalınınca felcin ucundan dönmüştü kız. Amcasının borçlarını ödemek için takıları çaldığını öğrenince ise büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.

"Şimdi Şerife iyi düşün istersen. Cevriye'nin düğününde biz görevli değildik. Biz daha üç ay önce görev aldık."

Köyde çoğalan olaylardan dolayı muhtar bizi görevlendirmişti. Jandarma veya polise bildirme işi de, küçük olayları araştırma izi de ben, Işıl ve Barış'ın göreviydi. Şerife de diğer gelinler gibi düğünden önce işi garantiye almıştı.

"Tamam Şerife akşam düğünde gözümüzü dört açacağız sen merak etme, için rahat olsun."

Zor olsa da Şerife'yi gönderdim ve babamın çay bardağına az daha sıcak su koyup balkona çıkardım.

"Bıktım bu dedektiflik işinizden. Eski köye yeni adet getirdiniz resmen. Tarla dönemi geliyor ama bizim kız nerede el âlemin başına gelen olaylarla ilgilenmekte yada bakkalda oyalanmakta. Hayır anlamadım köyde tek genç siz misiniz? Haydi onu da geçtim bu insanlar bu kadar saf mı? Tüm entrikalar, olaylar niye bizim köyden insanları buluyor. Off bıktım valla, gençlere de oyuncak çıktı işten güçten kaçsınlar yeter. Aman ne haliniz varsa görün, ben bir bardak su istesem kırk takla atacak olan kız, el âlemin derdini çözmek için kırk takla atsın aman neyse ben karışmam zaten böyle şeylere ağzımı açınca suçlu oluyorum. Aman ne haliniz varsa görün!"

Hayretler içerisinde anneme bakıyordum.

"Ben ne zaman sen su isteyince kırk takla attım acaba anne? Hayır yani bazen tarlada çalışırken siz demeden suyunuzu, çayınızı getiriyorum." Annem dik bir şekilde bana baktı.

"Getirme efendim, kafama atacaksan, yüzüme vuracaksan hiç iyilik yapma. Köye daha yeni gelen çalışanlar bile bize daha hayrı dokunur insanlar."

Anneme baktım. "Anne ya sen ne kadar tanıyorsun o insanları da yirmi yıllık evladınla kıyaslıyorsun acaba?"

Dikkat "FBI" Çıkabilir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin