Roseann Quinn'den iki gündür haber alınamıyordu. İki gün boyunca telefonuna ulaşılamamış ve işe gitmemişti. Quinn, St. Joseph's Sağırlar Okulu'nda öğretmenlik yapıyordu. 28 yaşındaydı. Endişelenen bir meslektaşı evini ziyaret etmeye karar verdi. Taksiye atladı ve doğruca Quinn'in evine gitti. Quinn, Manhattan'daki bir stüdyo dairede yaşıyordu. Bina dört yıl öncesine kadar Hotel West Pierre olarak hizmet veriyordu ancak daha sonra apartmana dönüştürülmüştü. Quinn'in meslektaşı hızlıca apartmana girdi ve asansöre bindi, 7. kata çıktı. Quinn'in daire numarası 715'ti. Ancak kapıyı açan olmadı. İyice endişelenmişti. Apartman görevlisini buldu ve durumu ona anlattı. Görevli Amedio Gizzi kapıyı açtı. Birlikte içeri girdiler. Quinn'in yatak odasına girince o dehşet verici manzarayla karşılaştılar. Quinn kanlar içinde yarı çıplak bir şekilde yatağında yatıyordu ve vajinasına süpürge sokulmuştu.
48 Saat Önce...
Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni yıl çoşkusu sürüyor. 1973 yılını karşılamaya hazırlanan halk New York sokaklarını doldurmuş durumda. Tüm sokaklar ve caddeler ışıl ışıl. 1972'nin bu son gününde tüm Amerikan vatandaşları gibi Roseann Quinn'de eğlenmek istiyordu. Bunun için evine oldukça yakın bir yere, caddenin karşısında WM Tweeds adlı bara gitti. Ancak neler olacağını kim bilebilirdi ki...
3 Ocak 1973, Olay Mahalli...
İki dedektif görevlendirildikleri üzere Quinn'in dairesinde incelemelere başladı. Ev büyük bir soyguna uğramış kadar dağıtılmıştı. Tüm çekmeceler, dolaplar boşaltılmış; sandalyeler devrilmişti. Quinn ise kanlar içinde yatağında yatıyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İki dedektif maktulü incelemeye başladı. 18 bıçak yarası saydılar ve Quinn'in boyun kısmında ısırık izleri tespit ettiler. Bunun dışında boğuşmaya benzer şekilde darp izleri de mevcuttu. Anlam veremedikleri şey ise vajinasına sokulan süpürgeydi. Muhtemelen Quinn'in herhangi bir marketten evini temizlemek için aldığı bir süpürgeydi bu. Şimdi vajinasındaydı. Dedektifler bu korkunçluğa anlam veremediler.
Quinn'in üzerindeki bıçak kesiklerinin bir ev bıçağıyla oluştuğuna kanaat getirdiler ve bıçağı aramaya koyuldular. Evin tüm odaları büyük bir savaştan çıkmış kadar dağınıktı. Bir dedektif mutfağa, diğer dedektif banyoya girdi. Banyoda birisi aceleyle duş almış gibi görünüyordu. Duş başlığı her zamanki yerinde değil, yerdeydi. Duşakabinin kapıları açıktı ve bir banyo havlusu gelişigüzel bir şekilde banyonun uzak köşesine fırlatılmıştı. Katil burada duş mu almıştı? Dedektif bunları sorgularken meslektaşı mutfaktan bir ipucuyla geri dönmüştü. Elinde bir ekmek bıçağı vardı ve bıçağın metal kısmı doksan derece eğilmişti. Kemiğe gelen bir bıçak bu kadar eğilebilir miydi? Eğilebilirdi.
Yatak odası, salon, oturma odası derken evin tüm bölümlerini inceleyen dedektifler bir şeyi fark etmişti. Ev kasıtlı olarak dağıtılmıştı. Quinn'in değerli hiçbir şeyi çalınmamıştı ama ev büyük bir soygun geçirmiş gibi dağıtılmıştı. O zaman bu bir hırsızlık cinayeti değil, aşk ya da tecavüz cinayetiydi.
