Ve yenildik.

Futbol oynamayı severim ve iyi oynadığımı söylerler ama bugün olmadı. Karşı sınıfın takımı çok iyi oynuyordu. Maç sonrası tebrikleştik. Bir başka karşılaşma için sözleştik. Keyif aldığımız bir maç oldu.

Öğle arası olması sebebiyle herkes kendi hâline çekilirken sınıfa gidip dinlenmek için okula doğru ilerledim. Sınıfa yaklaştığımda ister istemez heyecanlandım, bilmiyorum.

Kapının kolunu indirip araladığımda sınıfın sessiz olması keyfimi biraz daha yerine getirmişti. İçeriye geçip kapıyı kapattım.

"Ramazan..."

Duyduğum sesle ödüm koparken gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Arkamı döndüğümde sırada oturmuş, elinde tuttuğu kalemle şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

"Korkuttum mu?" dedi elindeki kalemi defterinin üzerine bırakırken. Sesli nefes verip keyifle konuşmaya başladım.

"Seni fark etmemişim ben. Minicik bir şeysin zaten. Ne yapıyorsun?"

Şaşkın gözleri beni seyrederken omuzlarını kaldırıp indirdi. "Defter geçiriyorum."

Önüne dönüp yazı yazmaya devam etti. Acaba minicik dememe mi bozuldu?

Yanına doğru adımlayıp pencere tarafındaki yerime oturdum.

"Kader-"

"Ben minicik miyim?" deyip başını kaldırdı. Ciddiyetle bana bakıyordu. Başımı salladım. Kaşları gitgide çatılırken onu kollarımın arasına alıp sımsıkı sarılmak istedim. Ona gitgide alışırken mesafe koymaya çabalamak çok zordu.

"Minicik olmanın neresi fena, Kader?"

"Ne bileyim! Bir an ufalanıp elinin tersiyle masada süpürülen silgi kırıntıları gibi hissettim kendimi."

Şaşkın şaşkın bana bakıp gözlerini kaçırdı.

"Evet, saçmalamış olabilirim." dedi içine kaçmış sesiyle. Sanırım onun hangi farklı dünyada yaşadığını düşünürken bende olan tuhaflığı fark etti. Boğazımı temizledim hafifçe.

"Hayır, öyle düşünme. Ben minicik olan şeyleri sevdiğim için öyle dedim. Hem o kadar da minicik değilsin aslında..."

Elim saçıma giderken gözlerini bir müddet bir yere sabitleyip bana çevirdi. "Nasıl yani?"

Kocaman gülümsedim. Tamamen ona dönüp dudaklarımı araladım.

"Çantama, cebime sığacak kadar minicik olsaydın seni her şeyden korumak kolaylaşırdı. Seni hiç yanımdan ayırmazdım. Her gün konuşurduk. Kasımpatıyı birlikte sulardık."

Gülümsedi. İçimden geçeni söyledim.

"Minicik olsana."

Pembeleşmiş yanaklarıyla önüne dönüp yazı yazmaya başladı. Bana hafiften sıcak basarken sesini duyduğumda dikkat kesildim sözlerine.

"Yorgun gözüküyorsun."

"Evet, maç yaptık ve yenildik."

Aklıma gelenle heyecanımı bastıramayarak dudaklarımı araladım.

"Sen sabah bana bir şey diyecektin. Hadi söyle şimdi."

Başını bana doğru çevirip gülümsedi.

"Tamam söyleyeceğim. Ondan önce... Yenilmenize üzüldüm-"

"Boşver yenilmemizi... Hadi seni dinliyorum."

Tamamen bana döndü. Bir dakika...

Gülmemek için dudaklarını bastırıyordu. Gözlerimi kıstım.

"Ne oldu?"

"Ya Ramazan..."

Ve gülmeye başladı. Afallamış hâlde ona bakarken devam etti sözlerine.

"Şey ben söyleyim."

Başımı salladım usulca. Elinin tersiyle gülmekten yaşaran gözünü silip parıldayan gözleriyle bana bakmaya başladı.

"Gece Rabbime sarılıp uyudum. İçimdeki huzur o kadar çok büyüdü ki o andan çıkmak istemedim. Ben... Teşekkür ederim."

Sözleri üzerine burukça gülümsedim.

"Ben uyuyamıyorum, Kader. Olmuyor."

Önüme döndüm. Boğazımı zorlayan yumruyla yutkunup yerimde kaydım biraz. Ben neler yapıyorum?

"Ramazan..." dedi titreyen sesiyle. Yerimde dikleşip alel acele ona döndüm. Gözleri kızarmıştı. Dudaklarını ısırıyordu. Elim ona doğru uzanmak için hareketlenirken yumruklarımı sıktım.

"Kader... Böyle yapma-"

"Ben nasıl uzak duracağım senden? Neden bu kadar zor Ramazan? B-ben sana sarılmak istiyorum ama olmaz. Ramazan..."

Yanaklarımdan süzülen yaşları sertçe silip dudaklarımı aralayacağım vakit sözleri üzerine üşüdüğümü hissettim. 

"Ramazan lütfen bizim için git şimdi. Ben kendime engel olamamaktan korkuyorum."

Yanaklarından hızla süzülen yaşlar kanattığı dudaklarını siliyordu. Başımı çevirdim usulca.

"Dudakların kanıyor, Kader. Isırmayı bırak artık, canını yakıyorsun... Canımı yakıyorsun."

Yerimden hızla kalkıp sınıftan çıktım. Koridor sessizdi. Başımı duvara yaslayıp dolan gözlerimi kapattım usulca.

Rabbim ona sarıl...

Canım Ramazan AyıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora