Yirmi Beş ▪ Sevdiğini Öldür

239 26 23
                                    

Medya:

Rei - Ah Canım Sevgilim

İyi okumalar!

***

Kim Taehyung'un Ajandası:

03.09.2021

Gün hep aydındır, hiç kararmaz. Ama benim yurdum sensiz aydınlanamaz, küçüğüm. Yine de senin günün, aydın olsun yurdunda; ben senin yokluğunda hep karanlık kalacağım.

Ellerimi hissedebiliyor musun, Jungkook? Gittiğini söyledim onlara. Bir daha ve bir daha yaralandılar. Otelden dönmüştüm, üşütmüştüm. Solmuştum; balkon korkuluğunda yolumu gözleyen zambağımın yaprakları çürümüştü yağmurlarda, ben de solmuştum işte dün. Geldikten on dakika kadar sonra, birkaç kuru dala ev sahipliği yapan saksılarımın katili oldum. Yumruklarım canımı yaktı; vicdansızdım, yalnız kendimi düşündüm ve sonra uyudum. Hiç uyanmamayı diledim.

Ama bugün ne hikmetse yine uyandım. Ve sevindim de buna. Zambağa yorumladım bu realiteyi. Gün gelecek, yeni yapraklar yeşertecek göğün maviliğine. Hem belki mayıs sonuna pembelikler de serper, ne diyorsun? Mümkün mü böyle bir şey? Dün kırdığım saksıların ruhuna birer zambak soğanı ektim, komşumuz kırmadı beni. Ellerim toprağa bulaştı Jungkook. Ağladım. Ağladım için için.

Saat on ikiyi vuruyor besbelli. Gün en yukarıya ulaşmak üzere. Sessiz bir sonbahar öğlesine geçtim, geçeceğim anlayacağın. Şu oturduğum yeşil, köhne bank masada ne anılar biriktirdik seninle! Nereye baksam seni görüyor oluşum cehennem, cehennem güzelliğim! Cürüm değil, koskoca bir yangın. Canımı yakıyorsun. Bilmiyorsun da belki. Ama hiç kırılmıyorum bu olana. Ödeşiyoruz sanki. Ve bir gün bu acı dinerse, kavuşuruz gibime geliyor. Mutlu oluyorum, biliyor musun?

Bir albümüm var. İçinde sen. Senin güzelliğin. Gülüşlerin ilkbahar, heyecanın yaz. Sırtın dönükse, sonbahar izler beni; gözyaşların kışa çevirir gözlerimi. Kar eriyince kararan geceye adın yazdım. Kahve dumanı, bir kalın roman. Kışlar bile seninle hep en güzeldi. Orta kuşağın dört mevsimi, nerelerdesin? Ben sensiz kaldım!

Bak! Elimde tuttuğum şu fotoğrafta gözlerin kaybolana kadar gülümsüyorsun, küçüksün daha. Dokuz yaşlarında falanız. Arkanda annenin silueti görünüyor. Ne zarif bir kadınmış öyle! Üzgünüm, neredeyse silindi yüzü zihnimin karanlık bir köşesinde durmaktan. Elinde bir kova ve bir de kürek var. Kumdan kale yaparken yakalamışım seni.

Kovalayan yalnız sen değilmişsin, Jungkook.

Herhâlde annemin makinesini araklamışım. Nasıl silmemiş çektiklerimi, anlamadım. Nasıl çıkartmış tüm bu bulanık kareleri? Ben bunu, ondan ne zaman istemişim? Ya da albümden mi arakladım acaba? Ben bunları neden hatırlamıyorum?

Bir ikincisinde, yine bizim evdesin. Yüz parçalı yapbozumu yapmaya çalışırken dudak büzmüşsün. Hoşuma gitti herhâlde. Çekivermişim güzel yüzünü.

Ve sonra bir tane daha! Burada ortaokul sondayız. Jimin de var karede.

Kalbim ağrıdı. Birazdan devam edeceğim yazmaya.

Geldim, gönül bahçem.

Albümü kaldırdım. Yüreğim acıdı, dedim ya. Sonra daha da kahrolayım diye içerden senin armağanını kucakladım da geldim huzuruna. Kara kutu. Elim varmıyor aralamaya kapağını. Küçük karttaki notunu hâlâ okumuş değilim, ürküyorum. Ama yüzleşmem gerek.

Bitter Lives ⇝ taekook ✔Where stories live. Discover now