Sarışın kız motorunu sahibi olduğu lüks gökdelenin garajına park etti ve motordan inip garajın asansörüne bindi. Çıkacağı katı tuşladı ama o kat en yüksek güvenlik seviyesine sahipti. Yetkili kişilerin biyometrik verileri olmadan açılamazdı. Bu yüzden yarı mekanik bir erkek sesi "Biyometrik imza isteniyor." dedi.
Sarışın kız eldivenlerini çıkardı ve elini tarama için duvardaki panele yerleştirdi. El taraması bitince retinal tarama için kafasındaki kaskı çıkardı ve duvardaki panele yaklaşıp retinasını tarattı. Bu da tamamlanınca şifresini girdi.
"Giriş onaylandı. İyi geceler Bayan Stark." dedi yarı mekanik erkek sesi.
Asansör yukarıya çıkarken sarışın kız da yavaşça ayaklarının altında küçülen şehri izliyordu. Bu şehirde yaşamaya başladığı zamandan beri öğrendiği tek şey vardı bu şehirle ilgili. O da bu şehrin her zaman hareketli olduğuydu. Bu şehir asla durulmazdı. Bu şehirde daima hareket ve yaşam vardı.
Sarışın kızı düşüncelerinden sıyıran şey asansörün kata geldiği için çıkardığı ses oldu. Yavaşça arkasını döndü ve asansörden çıktı. Ancak bir terslik vardı. Evinde olmaması gereken bir şeyler vardı.
Sarışın kız gözlerini kıstı ve karanlığa baktı. Karanlığın içindeki silüet dudağının kenarının kıvrılmasına neden oldu.
"Evime izinsiz giren yabancılardan pek hoşlanmam. En son izinsiz girildiğinde izinsiz giren kişi bunun bedelini hayatıyla ödedi." dedi kız.
"Evine gelen misafirlere böyle mi davranırsın Diana?" dedi silüet.
"Sadece izinsiz giren misafirlere ve sen benim evime izinsiz girdin. Yabancı." dedi Diana.
"Yardımına ihtiyacım var Stark. Buraya bu yüzden geldim. Yeni bir tehdit ile karşı karşıyayız. Durum ciddi. Bu yüzden Yenilmezler Girişimi'ni devreye soktuk ve sen de biliyorsun ki seçilenler arasındasın." dedi silüet.
"Ya kabul etmezsem? O zaman ne olur Nick?" dedi Diana.
"O zaman bu gezegendeki son günlerini yaşarsın. Bak Stark, durum sandığından da ciddi. Oldukça güçlü bir tehditle karşı karşıyayız ve eğer durdurulmazsa bu dünyanın sonu olabilir." dedi Nick.
"Peki ya bu neden beni ilgilendirsin?" dedi Diana.
"Çünkü bu işte bize yardım edebilecek sayılı kişilerden biri de sensin."
"Ben artık senin emrinde değilim unuttun mu? Beni abimle bir olup asla geri dönmemek üzere sepetlemiştin unuttun mu? Artık ben bir S.H.I.E.L.D. ajanı değilim unuttun mu?" dedi Diana.
"Ama geri dönmek zorundasın. Bunu benim için olmasa da abin ve baban için yapmalısın. Çünkü onların da sana ihtiyacı var." dedi Nick.
"Neden bana ihtiyaçları olsun ki?" dedi Diana.
"Çünkü onlar da ekipteler ve sana ihtiyaçları olacak. Belki ben umurunda bile değilimdir, hatta benden ölesiye nefret ediyorsundur ama ona hâlâ değer verdiğini ve umurunda olduğuna eminim. Sana gereken her şey bilgisayarına yüklendi." dedi Nick ve gitmek için asansörün kapısına doğru yöneldi.
"Bekle, peki beni nasıl buldun?" dedi Diana.
"Kolay olmadı. Eğer abin olmasaydı bulamazdım." dedi Nick yürümeye devam ederken.
Nick asansöre bindiğinde yanan ışıklarla beraber Diana'nın yapay zekası olan Poseidon'un sesi kapladı ortalığı. "Eve hoşgeldin Stark." dedi Poseidon.
Diana sessiz kalmakla yetindi. Önündeki koltuğa doğru adımladı ve oturdu. Elindeki kaskı ve eldivenleri ise önündeki mermer sehpaya koydu. Giydiği motorcu ceketinin fermuarını açtı ve iç cebinden biraz yıpranmış bir fotoğraf çıkardı. Bu fotoğrafın çekildiği günü dün gibi hatırlıyordu Diana. Ailecek gittikleri bir tatilde babası onunla abisini çekmişti. Fotoğrafı nazikçe sehpanın üzerine bıraktı ve ayağa kalkıp odasına doğru adımlamaya başladı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Diana Agnes Stark ve Dean Andrew Stark Not: Diana bir zamanlar saçlarını siyaha boyamıştır
†††
Diana duşunu almıştı şimdi ise yatağının üzerinde oturmuş düşünüyordu. Evet, belki abisi ona bir zamanlar ihanet etmişti ama bu geride kalmıştı. Artık temiz bir sayfa açması gerekiyordu. Her şeyi silmesi gerekiyordu. Eskiyi bir kenara kaldırıp şimdiye odaklanması gerekiyordu. Temiz bir sayfaya başlaması gerekiyordu. Hem onlar kardeşti ve annelerine bir söz vermişlerdi. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın daima birbirlerinin yanında olmayacaklar mıydı? Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın daima birbirlerini affetmeyecekler miydi?
Diana'nın sol gözünden yanağına bir damla gözyaşı süzüldü. Şimdi anlıyordu abisine ne kadar büyük bir haksızlık ettiğini. Şimdi anlıyordu aslında ne kadar çocukça davrandığını. Şimdi anlıyordu asıl ihanet edenin kendisi olduğunu. Diana derin bir nefes aldı ve elini saçlarından geçirip karıştırdı. Kararını vermişti. Nick'e yardım edecekti.
Evet, sonunda yeniden düzenleme bitti. Yani en azından ilk bölüm bitti. Kısa oldu ve bir tık gizemli olmuş olabilir. Şimdi sizlere bir kaç soru.
Sizce Dean Diana'ya neden ihanet etti?
Nick neden Diana'yı sepetledi?
Hadi bakalım kendinize iyi bakın Ay Tanrıçası Selene sonsuz karanlık gecenizde ışığıyla yolunuzu aydınlatsın
