59. Bölüm: Asterix ve Oburix

En başından başla
                                    

Harley mır mır sesler çıkardığında onu gri renk koltuğa bıraktım ve telefonumu açtım.

Hazer üniformalı bir fotoğraf atmıştı. O kadar yakışıklıydı ki...Sarı saçları , mavi gözleri ve üniformasıyla inanılmaz karizmatik duruyordu. Tıpkı Ata'mız gibi.

"Lâl çıktım ben!" Hazar bana bağırdığında hızla lavaboya girip işlerimi hallettim ve Sarp abimin bize hazırladığı kahvaltıyı yapmaya başladım. Ağzıma bir şeker tadı geldiğinde yüzümü buruşturmak istesem de kendimi son anda tuttum ve yemeye devam ettim.

"Nasıl olmuş?" Sarp abim bir elini çenesine koyarak konuştuğunda "Güzel olmuş ellerine sağlık" dedim ve suyumu kana kana içip yanağından öperek masadan kalktım.

"Siz arabayla gider misiniz yoksa ben mi bırakayım?" Hazar masaya oturmadan "Yok abi sağ ol biz gideriz" dediğinde hızla üzerimi giyinmeye gittim.

Yüksek bel , kot bir pantolon giyindikten sonra üzerine de siyah renk bir crop giyinmiştim. Yarım , gri, kapüşonlu hırkamı elime alıp çantamı hazırladım ve mutfağa geçtim.

Hazar ağzına attığı ilk çatalda anında yüzünü buruşturdu ve "Bu ne be?!" dedi. Sarp abim "Neyini beğenemedin Hazar Efendi?" dediğinde Hazar "Şekerli bu!" diye bağırmıştı.

Sarp abim "Hadi lan oradan az önce Lâl de yedi bir şey demedi" dediğinde ben gözlerim hafif büyümüş bir şekilde ikisini izliyordum. "Abi sence Lâl böyle bir şeyi söyler mi?"

Sarp abim "Söylemez..." dediğinde çatalı Hazar'ın elinden aldı ve yumurtadan alıp ağzına götürdü.

"Lan! Kızım kus çabuk bunu! Şeker komasına gireceksin!" Sarp abim birdenbire bana bağırdığı için irkildiğimde "Bir şey olmaz abi" dedim ve Hazar'a dönüp "Hadi geç kalacağız. Senin dersin kaçta?" dedim.

"8:30'da" dediğinde başımı salladım. Daha onun dersine 45 dakika vardı. Benim dersim ise 09:00'daydı.

Hazar ayağa kalkıp hazırlanmaya gitmeden önce gülerek "Bu adamı bize bakacak diye başımıza diktiler ya daha hiçbir şey demiyorum" dedi. Ona kızgınca baktığımda "Bana öyle bakma Lâl şaka yapıyorum" dedi.

Ayağa kalkıp tişörtünden çekiştirerek onun odasına girdiğimizde "Olsun. Şaka da olsa deme öyle bak sabahın köründe bizim için kalktı bizi kaldırdı, kahvaltı hazırladı. Sarp abimden bahsediyoruz. Uykusuna en düşkün olan abimizden. Teşekkür etmen gerekli" dedim.

Hazar anlık başını eğdiğinde "Haklısın" dedi.

"Deme öyle" deyip yanağından öptüğümde "Hazer'i gördün mü? Nasıl da yakışmış ona o üniforma" dedim ve gururlu bir anne gibi boşluğa gülümseyerek baktım. "Keşke burada kalsa" Hazar konuştuğunda "Keşke" dedim ve "Hadi bekliyorum" seni diyerek odasından çıktım.

Mutfağa gidip Sarp abime bulaşıkları yıkamasında yardım ettiğimde güldü.

Çok şükür normal günlerimize dönebilmiştik.

...

UMAY DEMİR

Sessizlik. Şu an evimin tanımı buydu. Yuvam diyemiyordum çünkü 4 evladım da yanımda yoktu. Benim yuvam tüm çocuklarımın aynı çatı altında toplandığı evdi.

Kahvaltı masasına oturduğumuzda Ediz'in uyumamış olduğunu gördüm. Gözlerinden belliydi.

"Beyefendi ne oldu da gece uyumadınız?" diyerek ona çatalımı sallayarak konuştuğumda "Aklım çocuklarda" dedi.

Benim de aklım onlardaydı.

Sabah uyandığımda her sabah olduğu gibi bana bulaşmaya bayılan oğlumu bu sabah göremediğimde kalbimde bir burukluk olmamış değildi.

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin