1.8

26.1K 1.8K 301
                                    

Hem çilekli sütümü hem kurabiyemi aynı anda taşıması zor oluyordu artık bundan alıp dertlerimden birini eliyorum kdkkdlsk

"Bugün bayram, erken kalkın çocuklar! Giyelim en güzel giysileri, yanımızda bayram şekerleri!"

"Öyle devam etmiyor o, yine başladın uydurmaya."

"Abla susar mısın? Git nişanlınla konuş, bana sataşma."

Ablamı odadan kovduğumda ablam suratıma onaylamaz bakışlar atıp elbette eline telefonu alarak nişanlısına mesaj attı. Bir ay sonra evlenecekti ama bana bir yıl gibi geliyordu.

Ah güzel zamanlar, tez gelin.

Elimde salladığım bayram elbisemle beraber odada dans ettiğim güzel dakikalar, annemin telaşla beni basıp dayımların bize geleceğini söylemesiyle sona erdi. Dudak büzerek elbisemi giyip şalı bağlamaya koyuldum. Bence ablam ona bayramlık almadık diye bana sataşıyordu ama evli kıza bir zahmet kocası bayramlık alsın.

Evet, babamı böyle doldurup ona bayramlık aldırmayan o şahsiyet bendim. İtiraf ediyorum ama ablam bilmese daha iyi.

Sırıtarak yaptığım başarılı planı düşlerken şal bağlamam bitmiş salona geçmiştim. Salonda oturup onu bunu arayarak ne zaman geleceklerini soran babam ve masaya bir telaş tatlı koyan anneme bakarak başımı iki yana salladım. Bayramlar tek derdim şeker toplamakken daha güzeldi.

Neyse ki şekerlerimi toplayacaktım, yanımda koymak için boş çanta taşımam boşuna değil anlayacağınız.

"Kızım az yardım et, ablan olacak vatan haini nişanlısı mı kocası mı neyse onunla konuşuyor. Dayınlar gelmeden halledelim."

"Yengeme gösteriş yapmıyorsun değil mi anne?"

Annem elini belini koyarak,"Ne gösteriş yapacağım? Her şey ortada zaten, dayın bile benim yemeklerimin daha güzel olduğunu kabul etti. Bu çaba herkes için, tek dayın gelecek değil ya!"diyerek okları üzerinden atmıştı.

Yengem ve annem bilinmeyen bir sebepten hangimiz daha iyi yemek yapar yarışına girişmişti ama dayım kim yanındaysa onunkine güzel diyordu. Neyse ki canım anam bunu bilmiyordu.

Çalan zil üzerine annem keskin gözlerle salonu kontrol ederek kapıya koştu. Babamsa Allah bilir kimle konuşuyordu.

"Selamünaleyküm Sıddık! Ne zaman geliyorsunuz? Ya! Aman diyeyim geç kalmayın, gözüm yollarda kaldı. Akşama varmış olun e mi? Tabi tabi, hazır ettim bizim malzemeleri. Sen de, sen de."

İç çekerek başka memleketlerden gelecek kuzenlerini bekleyen babama üzgün bir bakış atıp içeri giren dayımın eline yapıştım. Belki bir çikolata parası verirdi, büyüdük diye harçlık da vermiyorlardı.

Makus talihim...

Dayımdan sonra bir yığın akraba gelmeye başlayınca kalabalıkta kimin kim olduğunu görememeye başladım. Gelen gidenin elini öperken teyzeme amca, enişteme anne demiştim. En azından onlarda çok fark etmiyorlardı. Evde tüm sülale vardı sanki.

Dedemler erken vefat edince en büyük kardeş her iki ailede de annem ve babam olduğu için her yıl bizde toplanıyorduk. Benim için zulüm gibi bir şeydi.

Kendi odama sıvıştığım o nadir dakikada derin bir nefes alıp cama çıktım. Mahallede araba koyacak yeri bırak yürünecek yol kalmamıştı. Az ilerde davul çalıp oynayan bir grup genci görüp kendi kendime güldüm. Bayram sıkıntılı olsa da en azından beraber olduğumuz bir zaman olduğu için seviyordum.

İmam Sorunsalı | Texting ✓Where stories live. Discover now