00.00

33 4 12
                                    

Kimsenin mükemmel olmadığını söylerler. Ancak bu gerçekten de doğru mu?

İtsuki Kendou sadece dünya üzerindeki varlığıyla bile kimsenin mükemmel olmadığı düşüncesini çürütebilirdi çünkü o mükemmelliğin ete kemiğe bürünmüş hali gibiydi. En azından onu gören ve tanıyan herkes bunu düşünürdü. Her yönüyle büyüleyici bir adamdı İtsuki. Güzel bir yüzü ve iyi yapılı bir vücudu vardı. Kimileri onu özenle yontulmuş heykellere benzetirdi. Onu gören herkesin en az bir defa tadına bakmayı arzuladığı biçimli dudakları vardı. Okyanusları andıran güzel mavi gözlerinde kaybolurken bulurdu kendini birçok genç kadın ve adam.   İtsuki Kendou tanrının yarattığı bir sanat eseriydi.

kimilerine göre ise tanrının kendisiydi.

çünkü mükemmel olmanın yalnız tanrıya mahsus olduğu öğretilmişti onlara. peki ya itsuki'yi nasıl açıklayabilirlerdi? tek bir kusur bile bulamazdı kimse adamda. ondan nefret edenler bile ona imrenirdi,onun yerinde olabilmek için ellerinde olsa ruhlarını şeytana bile satarlardı. dillere destan güzelliği bir yana,itsuki'nin daha bir sürü çekici yanı vardı. kendine olan güveni onun en çekici yanlarından biriydi mesela. başarılı bir hukuk öğrencisiydi,olduça zekiydi.  düşünceli ve nazikti. herkese güzel gülümsemesini görme onurunu bahşeder ,akıllarını başlarından alırdı.  ve insanlar bunu bir lütuf olarak görürdü.

tek bir kişiye bağlı kalmazdı. tek gecelik ilişki adamıydı İtsuki. Bu durum kimse tarafından yadırganmaz,hatta onu sadece kendine saklamayı planlayan kişilerin bencil olduğu düşünülürdü.  Partnerlerini her seferinde en iyi şekilde memnun ederdi. onlara bu cehennem gibi dünyada tek geceliğine bile olsa cenneti yaşatırdı. itsuki'nin kendisini herkesle paylaşıyor olmasını insanlar yüce gönüllü bir davranış olarak görürdü. herkese ömürleri boyunca unutamayacakları bir gece bahşetmeyi vaat ederdi itsuki. yeterince cesur herkese. ve itsuki'nin ilgisini bir şekilde çekmeyi başarmış herkese tabii. birisi onu elde etmek istiyorsa hak etmeliydi bir şekilde. sonuçta o İtsuki'ydi. Mükemmelliğin vücut bulmuş hali.

bu rüya gibi adamın radarına bir oğlan takılmıştı.

yuu.

üniversitedeki ilk senesiydi. okulun yakınındaki bir çiçekçide çalışırdı. itsuki'nin yeni komşusuydu. herkes onun sıkıcı bir oğlan olduğunu düşünürdü. bakışları bomboştu. bitkilerle ilgilendiği anlar hariç. yalnız o zamanlar gözlerinde bir yaşam parıltısı olurdu. güzel bir yüzü vardı oğlanın. itsuki'ninkinin yanına yaklaşamayacak bir güzellikti bu tabii. esmer teni,kahverengi saçları ve zümrüt yeşili gözleriyle güzel göründüğü söylenebilirdi. omuzlarını süsleyen koyu renkli çilleri vardı ve onlardan tiksinirdi. kendisiyle ilgili her şeyden tiksinirdi yuu. güzel yüzü hariç,çünkü bu ona annesinden miras kalmıştı.

ondaki her şeyi güzel ve ilgi çekici bulmuştu itsuki. onun da aklını başından almak ve güneş yerini aya bıraktığında altında inlerken görmek istemişti. yapması gereken tek şey ona güzel gülümsemesini bahşetmekti. kimsenin karşı koyamadığı gibi o da karşı koyamazdı buna.

ancak bunu düşünerek yanılmıştı.

itsuki'nin güzel gülümsemesi oğlanın aklını başından almak için yeterli olmamıştı.

sorun değildi. madem yuu zoru oynamak istemişti,itsuki de oynayacaktı onunla birlikte.

eninde sonunda o da ağına düşecekti. hep düşerlerdi.

aradan geçen birkaç haftanın sonunda itsuki istediği şeyi elde etmek üzereydi. yuu'nun gözleri artık sadece çiçeklere bakarken parıldamıyordu. itsuki'ye baktığı zamanlarda da parıldamaya başlamıştı ve bu itsuki için son derece tatmin ediciydi. yuu da karşı koyamamıştı onun insan dışı cazibesine. boşuna bu adamın tanrının sanat eseri olduğunu söylemiyorlardı. veya tanrının kendisi. artık hangisiyse.

her şey harika gidiyordu.

yuu hayatında ilk defa birinin kendisine karşı bu denli ilgili davrandığını görüyordu. üstüne üstlük bu ilgiyi veren kişi itsuki gibi bir adam olunca karşı koyması nasıl mümkün olsundu ki?

ona aşık olmuştu,kelimenin tam anlamıyla hemde. itsuki'nin sesini duyduğunda bile kalbi pırpır ediyordu.

her şey plana göre işliyordu. o güzel yeşil gözleri şehvetle parlarken görmeye çok yakındı itsuki.

eğer yuu tanrı maskesinin ardına gizlenmiş canavardı görmeseydi tabii.

itsuki kendou mükemmel bir adamdı. belki de tanrının ta kendisiydi. diye düşünürdü herkes.

ama hayır,belki de şeytanın ta kendisiydi.

belki de melek yüzlü bir canavardı.

yuu, itsuki'yi cansız bir kadının bedenini taşırken gördüğünde ne düşünmesi gerektiğini bilemiyordu.

tuhaf bir tesadüf eseri ormanda karşılaştılar.

itsuki cansız bedeni sürükleyerek arabasından çıkarmıştı. bu saatte burada kimse olmamalıydı.

yuu ile bakışları kesiştiğinde ikisinin de kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. ancak itsuki her zaman yaptığı gibi gülümsedi.

yuu'nun bakışları ise eskiden olduğu gibi donuklaştı.

korkmamıştı. daha önce de ceset görmüştü. 

korkmamıştı. çünkü şahit olduğu şey yüzünden öldürülmeyi umursamazdı. 

şok olmuştu çünkü itsuki gibi mükemmel biri nasıl bunu yapabilirdi?

"sonun onun gibi olsun istemiyorsan gel ve bana yardım et."

god next door | itsuyuu (ara verdim)Where stories live. Discover now