5

340 26 9
                                    

Ses alamayınca titremeye başladı, örtüyü üzerine çekti. Titrek sesiyle daha yüksek sesle seslendi. "Shinichiro?" Ağlamak üzereydi neredeyse. "Efendim?" Shin kapıyı hızla açtı. Karşısında duruyordu. Başarmıştı. Onu kurtarmıştı gerçekten de. Gülerek ayağa fırladı ve kollarına atladı. "Yalnızca iki yılda bir gerçekleşen bir doğa olayına şahit oluyorsunuz sayın seyirciler." Arkadaki yavru kedilerle konuşuyordu. Wakasa kedileri görünce Shinichiro'nun kollarından ayrılıp yere eğildi. "Hemen satıldım.." Shinichiro üzülerek başını iki yana salladı.

Wakasa kedileri seviyordu. "Sabah dükkanın önünde buldum, anne kedi doğururken ölmüş herhalde, hiçbir yerde yoktu. Biz bakarız diye düşündüm." Wakasa başını hızla salladı. "Olur, bakarız." Shinichiro gülerek duvara yaslandı. "1 Hafta sonra evleniyoruz, hâlâ inanılır gelmiyor." Wakasa duydukları karşısında yüzünde bir tebessümle Shinichiro'ya döndü. Gerçekten evleniyorlar mıydı? Kalbi deli gibi atıyordu, çığlık atmak. Ona kocaman sarılmak istiyordu ama kendini tuttu. "Evet, yıllardır bu anı bekliyorum." Shinichiro eğilerek yanağını okşadı.

"Hadi pisi pisi, kedilere mama almaya gidelim." 'Pisi pisi' diye hitap ettiği Wakasa'ydı. Bu tarz hitaplar ve takma isimler ne kadar hoşuna gitse de belli etmemeye çalışıyordu. Waka göz devirerek ayağa kalktı. "Gidelim bari."

Shinichiro'nun motoruna bindiler. "Aptal, kaskını tak diyorum!" Waka kendi kafasına kaskı geçirirken Shinichiro'yu azarladı. "Bana bir şey olmaz." Omuz silkti. "Ne zaman kaza yaptığımı gördün sanki?" Waka, Shinichiro'nun egolu tavırları karşısında sadece sessizliğini korudu ve beline sarıldı.

Markete doğru sürmesi gerekiyordu ama motoru anayola çevirdi. "Biraz tur atalım." Wakasa gülerek onu daha sıktı tuttu. "Gidelim hayatım." Shinichiro'nun kalbi hızlanmıştı, onunla beraber motoru da tabiki. Gaza geldiğinde onu durdurmak imkansızdı. Egzozu patlatarak hızla sürüyordu. Wakasa da özlediği anların tadını çıkartıyordu. Rüzgar Shinichiro'nun saçlarının arasından akıp gidiyordu. Tabii ters yönden gelebilecek kontrolden çıkmış bir arabayı hesaba katmamışlardı.

-

Wakasa gözlerini yavaşça açtı. Çimenliklerde uzanıyordu, her yeri ağrıyordu. Neler olduğunu birdan hatırlayarak doğrulmaya çalıştı. "Shinichiro?" Nefesi kesiliyordu. "Shin!" Etrafına bakındı. Yerde yatan Shinichiro'yu gördü. Derin bir nefes verdi, rahatlamıştı. Yanına gittiğinde yanındaki kanları farketti. "Dur.." Shinichiro'yu sarstı. "İyi misin?" Cevap vermiyordu. Elini yavaşça, korkarak kalbine götürdü.

Atmıyordu. İnanamadı, kafasını kalbine yasladı. İki parmağını bileğinde tuttu. Gerçekten atmıyordu. "Şaka mı bu?" Wakasa artık ağlayamıyordu bile, şaşkınlıkla karşısındaki korkunç manzaraya bakıyordu. Onu kaldırmak için başının arkasındsn tuttu. Eli ıslandığında geri çekti. Kan. Her yeri kan olmuştu. Aynı yerden darbe almıştı. Haksızlık, büyük bir haksızlık olduğunu düşündü.

Sevgilisini kendine çekti. Sıkıca sarıldı, ambulansı arayamıyordu. Onu ondan alacaklarını biliyordu, bunu istemiyordu. Sonsuza kadar onunla kalmak istiyordu. Ona bir şans daha verilmişti ama o bunu elinin tersiyle itmişti, yeniden her şey berbat olmuştu.

Geçmiş değiştirilebilir ama kader değiştirilemez. Zaten en büyük düşmanımız değil midir? O yüzden hepimiz reddetmiyor muyuz? Korkuyoruz, her şeyden, fazlasıyla. Her şeyi önümüze sunduğu gibi almasını da iyi biliyor, bu yüzden ondan kaçıyoruz. Taa ki yakamıza yapışıp bizi yok edene kadar.

yeniden | wakashinWhere stories live. Discover now