Sugar Daddy | BxB +18

-23-

Gözlerimi araladığımda kendimi Kang'ın yatağında bulmuştum. Dün gecemiz baya yoğun geçtiğinden uyandığımda deliğimin acıyıp sızladığını hissettiğimde yüzümü ekşittim. Çok yorgun ve bitiktim her halimle ayrıca susamıştım. Kalkmak için yataktan doğrulduğumda ellerimin yatağa bağlı bir şekilde kelepçeli olduğunu farketmemle siktir çektim....
Paniklemiştim.. Bunu beklemiyordum.
Gözlerim telaşla kocaman odanın içinde dolanıyordu, Kang'i de görememiştim.

"Kang NERDESİN!"
Avazım çıktığı kadar bağırdım korkuyla.

Sesimi duyduğunda odanın kapısını aralayıp sigara içerken içeriye girmişti.
Keyifli olduğu suratından okunuyordu.
Yavaşça yanıma yaklaşıp yatağın ucuna oturdu, eliylede yanağımı sevmişti.

"Günaydın miniğim. Erken uyandın."
Hiçbir şey yokmuş gibi sevecen tavırlarla yüzüme bakıp gülümsemişti.

"Kang çıkar şu kelepçeyi dalga mı geçiyorsun!"
Sesim gür çıkmıştı sinirle.

"Ah ufaklığım. Sana bu kadar öfke doluyken sadece dün geceyle işimizin bittiğini mi düşündün yoksa?"
Sırıtarak cevaplamıştı hala dalga geçiyordu.
Doymamıştı.

"Kim bilir... Belki günlerce kelepçelerini çıkarmadan sikerim seni burada. Benden bu kadar kolay kurtulamazsın."
Dedikten sonra sigarasından bir fırt daha çekip dumanını dudaklarımın üzerine üflemişti. Ağzımı aralayıp içime çekmiştim ben de dumanı.

"Hala öfken dinmedi mi? Daha ne istiyorsun Kang. Özür diledim senden defalarca kez"

"Senin her şeyine sahip olmayı istiyorum. Bedenin, ruhun, zihnin ve kalbine."
yanağımı okşadı tekrardan severek.
"Tüm hazlarına sahip olacağım ve sana yaptığım her şeyden keyif alacaksın."
eğilip burnumun ucuna ufak bir buse kondurmuştu kokumuda içine çekerek.
"Doyamıyorum Kitten. Sana olan arzum o kadar fazla ki tükenmek bilmiyor."

Genelde Kang bu kadar ciddi konuşmazdı. Bu söyledikleri fazlasıyla şaşırtıyordu beni.
Sağı solu belli değildi. Ama gerçekten beni istediğini anlayabilmek zor olmasa gerekti.

"Burada kelepçeleyerek tutarak mı sahip olacaksın bunlara? Çöz beni."
Duyduğunda gözleri koyulaşmıştı. Karanlık bakışlarını suratımda gezdirdi.

"Gerekirse evet ufaklık. Tamamiyle sahibine aitsin. Yaptığım her dokunuş sana keyif verecek. Tıpkı böyle..."
Dedikten sonra işaret parmağını çıplak tenime dokundurarak yuvarlaklar çizdi.. Sıcaklığı tenimi süpürüp geçerken dudaklarımı birbirine bastırıp "Mmh" diyebilmiştim.

"Gördün mü miniğim. Bu bana teslim olmanın başlangıcı. Ufacık bir dokunuşum bile kontrolünü kaybettirecek. İlerleyen zamanlarda kendi isteğinle gelip bana yalvarana kadar alıştıracağım seni."

Dedikleri kısmen doğru olabilirdi.. Parmak ucundan bile etkilenecek kadar hassastım Kang'e karşı.. Bana sahip oldukça ona daha çok bağlandığımı hissediyordum.

Ağzım kurumuştu susuzluktan, dilimi çıkartıp dudaklarımı yalayarak ıslattım. Bu hareketi yapmam Kang'in dikkatını çekmişti bakışlarını dudaklarıma yöneltti.

"Susadın mı sen miniğim?"

Sorduğu soruyla kafamı salladım onaylayarak. Dudaklarımın önüne yaklaşıp öpmeye başladı. Ağzımın aralığından dilini içeriye ittirerek sömürürcesine emmişti benim dilimi.. Susuzluğumu gidermek için aynı şekilde iştahla diline saldırıyordum bende. Bu sefer ağzıma kendi dilini yerleştirdiğinde açlığımı bastırmak için tutkuluca emdim.. Salyalarımız birbirine karışmıştı, nefeslerimiz ve inleme seslerimizde süslemişti öpüşmemizi.