18.BÖLÜM

92 8 0
                                    

- Siz Hakan Koral kızı Aslım Koral , Tuna Piroğlunu hiçbir...

Bu sefer dinlememe gerek yoktu sanırım . Cevap ya evet yada hayır olacaktı . Yutkundum.  Arabada Arda ile geçen konuşmamız aklıma geldi. Sahiden şuan da yanında oturduğum adamında Atlas Bora gibi olmayacağı ne kadar belliydi ? Bakışlarımı gözlerine çevirdim . Kahverenginin en koyusu olan gözlerine dikkatlice baktım . Tekrar yutkundum . Bu saatten sonra benim yanımda oturan adama güvenmekten başka çarem yoktu .

- EVET !

Etrafta alkış yapan üç kişilik küçük topluluğa döndüm . Kısa bir süre sonra tekrar alkış sesi duydum . Daha sonra bana ayrılan yere imzamı attım.  Defterin üzerinde yer alan tarihe baktım . Daha sonra kolumdaki saate...

12 Nisan Salı ...
Saat 17.02

Elime tutuşturulan nikah defterimize baktım ...

Benim resmimin yanında duran resimdeki adama baktım...

Ve ben bugün günlerine kadar saydığım ama şu son zamanlar saymayı bıraktığım dört yılımı tek bir kelime , tek bir imza ile yok etmeye adım atmıştım....

- Gelini öpebilirsiniz !

Geldiğimden beri halime gülmemek için zorlama bir ciddiyetle yanımızda duran memur bitse de otuz iki diş sırıtsam diye bekliyormuş gibi ağzının sol tarafında bulunan iki tane altın dişini göstererek sırıtmaktan hiç de çekinmiyordu  .

- Memur bey , sizin yetişmeniz gereken başka nikahlar yok mu yoksa burada karşımda dikilip altın dişlerinizi gözüme sokmaya devam mı edeceksiniz ?

Daha demin karşımda otuz iki diş sırıtan adam kaybolmuş onun yerine boğazını temizleyerek bozulduğunu saklamaya çalışan bir adam gelmişti .

- Haklısınız ! Benim bir saat sonra yetişmem gereken bir nikahım vardı .

- Gelin sizi ben geçireyim . Hem size bizim araçlardan birini ayarlayalım . O kadar beklediniz .

Tüm ciddiyeti ile nikah şahitliğimizi yapan adam ile nikah memurunun çıkışını göz devirerek izledim . O kadar dediğide toplasan beş dakikayı geçmezdi canım .

- Yanılıyorsun bacım ! Biz sizi tam otuz iki dakika bekledik .

Gözlerimi pörtleterek Anıl ' a baktım . Cidden bu çocuk nasıl aklımı okuyabiliyordu ?

- Bakma bana öyle Aslım ! Dışından konuştun .

Bugün kaç olduğunu saymadığım göz devirmelerim eşliğinde az önce kalktığım sandalyeye tekrar çöktüm . Resmen dünyanın en çirkin gelini olma yolunda emin adımlarla ilerlemekle kalmamış olmuştum bile ve Arda da bu anı fotoğraflarla ölümsüzleştirmişti . İleride ben çocuklarıma annelerinin böyle bir nikahta hemde gelin olarak rol aldığını nasıl anlatacaktım . Gerçek bir evlilik yapmıyorsunuz Aslım !

- Yok artık Aslım ! Sadece dışından konuştuğunu söyledim , bunda alınacak ne var ?

Anıl'ın söylediklerine cevap vermek yerine omuzlarımı silkip yanımda papyonu çıkarmaya çalışan Tuna'ya doğru döndüm .

- Demek ki boyundan büyük laf etmeyecekmişiz !

Kaşlarını çatması bir kaç saniyeyi aldı . Sanırım laflarımın hedefinin kendisi olduğunu anlaması biraz uzun sürmüştü .

- O ne demek oluyor ?

- Ne demek ne oluyor ? Hani senin zevkin iyiydi ? Hani bu konuda sana güvenebilirdim ? Baksana şu halime şurada çekilen fotoğraflarımızı basına verseler değil magazin sayfaları haberlere bile düşerim altında da kırmızı şeritle " Dünya'nın en çirkin gelini ! " olarak not düşerler ! O da yetmezmiş gibi Twitter gündeminde birinci sırada başı çeker " Abla Allah aşkına şu büyünün tarifini bize verde bizde bağlayalım kendimize böyle bir adam ! " diye yorumlara maruz kalırım !

MAVİ DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin