15.BÖLÜM

101 11 0
                                    

Atlas Bora'nın sert çıkan sesine karşın gözlerimi devirdim . Her şeyi anladımda bunun ne işi olduğunu anlayamamıştım . Tekrar derince bir nefes alıp önümdeki evrak dosyasını açtım . 

Gözüme çarpan yazılarla daha ne kadar şaşırabilirdim ki ! Emin olmak için tekrar ama takrar okudum .

Bu resmen Bana ve Atlas Bora'ya ait olan evlilik sözleşmesiydi . Bu resmen EVLİLİK SÖZLEŞME'MİZDİ...

☆☆☆☆☆☆☆☆

Bilgisayarın ekranından başımı kaldırıp sağ tarafımda duran dosyalara gömüldüm . Tam elimi atmıştım ki bakışlarım elimdeki yüzüğe kaydı . Acı bir şekilde tebessüm ettim . O gün Sırmaların nişanında artık nasıl istediysem Atlas Bora ile evlenmeyi sanırım dileklerim artık tek tek gerçekleşiyordu .

Önüme konan evlilik sözleşmesini okuyup kabul etmemin üzerinden tam tamına bir hafta geçmişti ve bir hafta , beş gün sonra ise resmen onunla düğünümüz vardı . Yüzümdeki sırıtış kendini iyice belli etmeye başladı .

- Artık yüzükle olan cilveleşmen bittiyse gidebilir miyiz ?

Ne ara geldiğini bilmediğim Bora'nın sesi ile irkilmiştim. 

- Hayatım ne zaman geldin ? Ayrıca yüzüğü kıskandığını söyleme bana !

Karşımda sinirden köpüren adamı büyük bir zevkle yaslandığım sandalyemde izliyordum .

- Aslım bana bir daha baş başayken bu tarz ithamlarda bulunma !

Konuşmuyor resmen dişlerinin arasından tıslıyordu ve ben bundan acayip keyif alıyordum .

- Niye öyle diyorsun Aşkım ? Ne de olsa şunun şurasında tam on iki gün sonra evlenmeyecek miyiz ? Yoksa Simge benden daha mı güzel sesleniyor sana ?

- ASLIM YETER !

Bağırtısıyla aniden masamdan kalktım . Bu kadar kızacağını bilmiyordum . Tamam kendini ağırdan satıyor olabilirdi ama unuttuğu bir şey vardı ki ben onun kadar sabırlı biri değildim . İçimdeki öfkeye rağmen sakin ama bir o kadar da uyuz edecek ses tonumla konuştum .

- Ne yeter Bora ! Emrivaki bir şekilde evlenileceksiniz denildi , daha ne olduğunu anlayamadan kendimi seninle gelinlik bakarken buluyorum . O da yetmiyor yangından mal kaçırır gibi hemen nikah tarihi alıyorsun !

Sıkıntıyla bedenini çalışma masasının önündeki koltuğa bıraktı . Başı ağrıyor olacak ki eliyle başına ritmik hareketler yapmaya başladı .

- Sevgilim başın ağrıyorsa bana söyleseydin ya ! Çekil ben yapayım .

Oturuşuna tezatlık katarak hızla yerinden kalkıp kolumu tutarak beni kendisine çekip neredeyse bedenlerimizi birleştirdi .

Tek kaşımı kaldırıp onun konuşmasına fırsat vermeden tekrar konuştum . Bugün ölmezsem kesinlikle ölümsüzlük iksirini bulup yanlışlıkla içmiş oluyordum .

- Bitanem beni bu kadar çok istediğini bilmiyordum . Biraz daha sabret kaç yıl beklemişiz birbirimiz için on iki gün mü sabredemeyeceksin ? Hem...

- ASLIM YETER !

Yüzüme kükremesiyle cümlelerim havada asılı kaldı .

- Kızım senin beynin basmıyor mu ? Seninle...

- Opss ! Dur bakayım orda . Şunun şurasında on iki güncük sonra tam anlamıyla bir KAREN olmuyor muyum ? Hemde resmi nikahlı karın olarak ! Kızım deme sonra lazım olur .

MAVİ DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin