Ben Yu Zeyu kimine göre soğuk, kimine göre ürkütücü, kimine göre savunmasız, kimine göre yakışıklı... gerçek beni tanıyan çok nadir insan var okuldakiler, dışarıdakiler sadece hakkımda iyi ya da kötü yorum yapabilirler dış görünüşüm ya da tavırlarımdan harakete geçerek konuşuyorlar tabi bunun yanında benimle konuşmaya çalışan ama benim yüzümden benden uzaklaşan çok insan oldu bilmiyorum sadece insanlardan uzak olmayı seviyorum uğraşsam da insanlara ısınamıyorum anneme babama akrabalarıma ve arkadaşlarıma bile. Uğraştım çok çabaladım ama olmuyor yapamıyordum en sonunda o birkaç olay yüzünden iyice içime kapandım ailemle bile zorunlu olmadıkça konuşmuyorum bilmiyorum sanki bir şeyleri birilerine anlatırsam çok kötü şeyler olacakmış gibi hissediyorum anlatmak istesem de zaten anlatacak kimin var ki diyorum olsa bile anlatamıyorum işte bilmiyorum bunu nasıl adlandırırsınız öyle boşu boşuna yaşıyormuş gibi hisseden bir zavallıyım sadece sebepsizce kimseye güvenemiyorum.
Sonunda yine her zamanki gibi kalkıp hazırlandım ve okula gitmek için evden çıktım kulaklık takmayı ihmal etmedim tabi. Yavaş yavaş yürüyordum sadece. Sanki şey gibi bu dünya yansa umrumda olmaz gibi neyse okula geldim ve sınıfıma girip sırama oturdum. Çok geçmeden diğerleri de geldi en sonunda hoca da gelince derse başladık. Her şey çok normal sıradan bir gündü ama öğlen gelen bildirimle bu sözüme küfrettim resmen annemden mesaj gelmişti
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Annem:
Eve erken gel.
Kim teyzenler var Kuzenin de gelecek beraber Vakit geçirirsiniz.
Ben:
Tamam biraz işim var Okul çıkışı gitmem gerekn birkaç Yer var ama elimden geldikçe erken Gelmeye çalışacağım.
Annem:
Tamam.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Gerçekten ciddi miydi okuldan sonra vakit geçirebileceğim bir yer bulmalıyım en azından bir süre kendi kendime vakit geçiririm çok düşünmeme gerek kalmadan aklıma gelen yer ile gülümsedim sahile gitmeliyim hem çok severim hem de kafam biraz dağılır zaten okul çıkışı saatlerinde kim oraya gider ki
Sonunda çıkış zili çaldı bende yavaştan toparlanıp okuldan çıktım kursa da kalmıştım şuan saat 20:13 falan yavaştan sahile ilerledim ve denizin kıyısına oturdum gerçekten çok güzel iyi ki gelmişim dedim kendi kendime çok fazla insan yoktu sadece birkaç kişi vardı ama baya uzak oturmuştum kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım
gerçekten böyle o kadar huzur vericiydi ki ister istemez insanın yüzünde birkaç dakikalık da olsa dünyadan koparabilir ve hiçbir sorunu yokmuş gibi hissettirebilir bir gülümseme oluyordu zeyu bu yüzden seviyordu burayı geçmişi unutmak için birkaç dakika da olsa öyle iyi geliyordu ki ona, sanki tek ilacı buymuş gibi ağzına gelen tuzlu suyla ağladığını fark etmesi uzun sürmedi bu kadar zor muydu gerçekten, gerçekten bu kadar zor muydu geçmişini unutmak ya da uzaklaşmak unutmaya çalışmak herkesin geçmişi gerçekten bu kadar acı veriyor muydu elbette herkesin bir geçmişi var herkesin bir zorlu yaşamı var ama bu konuda sanırım benden şanssızı yok sanırım geçmişim beni ben yapan şey ama sorun şu ki bu geçmişle nasıl yaşamayı ögreniceğim gerçekten buna cesaretim var mı? Bence yok birisinin ağladığımı görmesini istemiyorum ağlamak zayıf insanların işi değil midir? Güçsüz insanlar ağlamaz mı zaten bende güçsüz insanım ama bunu insanlara yansıtmak asla istemediğim bir şey gerçekten.
Biraz sonra yanıma bir adam geldi
Biri: burda tek başına ne yapıyorsun ufaklık?
Ufaklık!? Bey amca ben 1.80 im-
"Burada ne yaptığım bence sizi ilgilendirmiyor"
"Neden büyüklerine karşı saygısızlık yapıyorsun"
"Evet saygısızlık yapıyorum bu yüzden uzak durun benden hatırlarsanız ben sizinle değil siz benimle konuşmaya çalışıyorsunuz bu değerli zamanımı size harcayamıyacağım zaman kısa ve değerlidir size iyi günler"
Adamın ağzı bir karış açıldı beklemiyordu beklenmedik şeyler benim işim tam arkamı dönmüş gidiyordum ki kolumdaki sert baskıyla adama döndüm
(İlahi bakış açısı)
Adam birden sinirle konuşmaya başladı
"Bu yaptıklarının söylediklerinin bedelini ödeyeceksin güzelim"
Zeyu nun takıldığı tek yer 'güzelim' kelimesiydi ve hemen karşı çıktı
"Ne diyorsun sen piskopat misin görmüyor musun erkeğim ben ne güzeli!"
"Erkeklerde güzel olabilirler mesela sen çok güzelsin"
Zeyu sinirlendi ve elinden kurtulmaya çalıştı ama bir türlü kurtulamıyordu gücü yetmiyordu. Zeyu çaktırmamaya çalışarak arkada birilerine haber vermeye çalışıyordu ama bu çalışışı hüsranla son buldu. adam bir hışımla elindeki telefonu aldı. zeyu ondan almaya çalıştı ama başaramadı adam telefonu birkaç adım ilerlerindeki kumlu yere attı. İşte şimdi zeyu iyice korkmuştu korkudan titremeye başladı ve yere oturup dizlerini kendine çekip ellerini kulaklarına koyarak ağlamaya başladı. Adam onu oturduğu yerden kaldırmaya çalışıyordu ama kaldıramayınca pes etmiş ona yakınlaşmaya başlamıştı sonra zeyu nun boş anından yararlanarak zorla ayağa kaldırdı tam zorla öpecekken sert bir şekilde itilmesiyle yere düştü. Aynı şekilde zeyu da düştü ama şuan acısını yaşayamayacak kadar korkuyordu. Aslında tam olarak korku değil kendince sebepleri vardı. Bu daha çok travmaydı. Diğer yandan adam konuşmaya başladı.
"Sen kimsin nasıl ittirisin beni!?"
"Pislik utanmıyor musun yaşından kendinden zayıf birine nasıl zarar vermeye çalışırsın!"
Diyerek adamın suratına sert bir yumruk attı ve vurmaya devam etti çok geçmeden adam bayılınca genç çocuk üstünden kalkıp zeyu nun yanına geldi ve elini uzatıp konuşmaya başladı.
"Oh merhaba iyi misin? Bir yerin acıyor mu? Nasıl yardımcı olabilirim? Ah çok konuştum değil mi? Önce kendimi tanıtayım ben-"
Genç çocuğun lafını bölen şey zeyu nun bayılmasıydı.
Bölüm sonu
Umarım beğenmişsinizdir diyicem de daha doğru düzgün birşey yok ortada beğenmeye de bilirsiniz fic hakkında sorularınız varsa lütfen sorun bu arada Kore de geçiyor ve okul sistemleri biraz farklı burda uzun uzun anlatmıyacağım ama normal Kore'deki sistem gibi de değil ilerledikçe açıklarım neyse kendinize iyi bakın~
<3
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.