__ Selen... Bundan sonra sadece sen olacaksın. Zaten öyleydi... Kahretsin! Nasıl saçmaladığımı, o bir yılı nasıl zavallıca geçirdiğimi anlamıyor musun? Senden uzakta, kalbimi de senden kaçırmaya çalışarak gittim başkalarına ama hiçbir zaman işe aramadı.

__ Sus artık...

__ Ama anlamak zorundasın!

Bir an parmakları uzandı Selen'e dokunmak için... Ama Selen öyle bir geri çekmişti ki kendini Korhan kalbine çok ama çok derin bir çizik atıldığını hissetti, yüzünü buruştururken hızla çekti parmaklarını ondan. Sözlerle ikna edemeyecekti onu, en azından o gün affetmeyecekti biliyordu ama... Hayatında ilk kez yenilgiyle gözlerini indirirken çaresizce gülümsedi bir an.

__ Seni öperken hissettiklerimin milyonda birini bile hissedemem. Hissedemem senden başkasıyla... Seni öyle çok seviyorum ki...

Selen'in gözleri dolu dolu olsa da artık ağlamıyor, sadece onu seyrediyordu.

Ve Korhan'ın o masumca yüzünü önüne eğişi, ne yapacağını bilemeyen o pişman hali karşısında yine de yüreği eziliyordu Selen'in. Alışık değildi sesinin kendini bırakmış, kısık tonuna... Biliyordu ki seviyordu Korhan ama bu yetmiyordu. İhanetini unutturmaya yetmiyordu.

__ Ben, dedi Selen bir an tereddütle... Ve Korhan'ın yeniden gözlerine bakmaya başlamasıyla içinde acı gülümsedi dürüstçe.

Seni öpmeye başlarken ne düşünüyordum bilmiyorum. Belki de... Hazırım sandım ama değilmişim. Bunu unutamıyorum. Seni bu kadar sevmeseydim... Belki çocuğum var deyip şu kocasının hatalarına katlanan, susup sineye çeken kadınlardan biri olurdum ama elimde değil. Seni çok seviyorum... 

Tamamen nefessiz kalmış bir halde susarken Selen Korhan bu defa durdurmamıştı onu. Sadece Selen'in küvetten çıkıp bornozunu giyişini izledi. Selen haklıydı... Ondan çok fazla şey bekliyordu. Aslında ona sarılıp öpebilmiş olması bile bir mucizeydi. Bunu bile yakın bir zaman için ummuyordu ama Selen aşkına yenilmişti. Yeniden yenilecekti, daha sakin bir zaman da düşündüğünde kendine hak veremese de affedecekti. Ama o an öncelikleri bu olmamalıydı.

__ Selen... Konuşmamız gerek.

Selen bornozunun önünü sıkıca kapatırken ona bakmıyordu.

__ Ne konuşacağız hala?

__ Aldığın tehdidi.

Bu sefer şaşırmamıştı Selen. Evet, artık kaçmanın bir anlamı yoktu. Ok yaydan çıkmıştı bir kere.

 

On dakika kadar sonra giyinip salonda buluşmuşlardı. Ve sonra... Selen aldığı tehditle ilgili aşağı yukarı her şeyi Korhan'a açıklarken gayet sakin, hiç gözlerini ondan ayırmadan dinlemişti Korhan. Her şey, duydukları o kadar saçmaydı ki! En başta... Henüz tehdidi bir "ihtimal" olarak düşünürken bile çok öfkelenmişti Selen kendisine gerçekleri anlatmadığı için ama o an hisleri içsel bir güç tarafından bastırılıyordu sanki. Yavaşça içkisinden bir yudum alırken Selen sustuğunda konuştu donukça.

__ İlk tehdidini ne zaman aldın?

__ Tam hatırlamıyorum. Evlendikten bir hafta sonra filan olmalı, günlüğüme bakmam lazım.

__ Peki... Gediz'e gideceğim dediğinde korktuğuna göre o tehdidi biliyor. Ona neden söyledin?

"Gediz" İsmini duymak bile Selen de bir tiksinti uyandırıyordu ve bundan nefret etse de onunla ilgili gerçekleri söylemek konusunda daha çekingendi. Korhan ona güveniyordu ve arkadaşının gerçek yüzünü öğrendiğinde nasıl bir tepki verirdi tahmin edemiyordu. Ya engel olamazsa öfkesine, mantıklı düşünemez ve tüm planları berbat ederse? Ya ona bir şey olursa?

__ Selen...

__ Aa, şey... Yok. Yani ben söylemedim. Bana onlardan ilk telefon geldiğinde yanımdaydı.

__ Eee, o gerizekalı bana her şeyi anlatman gerektiğini söylemedi mi?

__ Söylemedi.

Selen'in tek kelimelik cevabı üzerine Korhan bir dikişte içkisini bitirip bardağını bir kenara atmıştı.

__ İyi. Demek sadece seni tehdit eden o aşağılık herifleri değil Gediz'i de tepelemem gerekecek!

Ahh o pisliğin ihanetini ona söylemek için deli oluyordu ama kendisini engelleyen bir şeyler vardı. Dayanamıyordu yine... Ayağa kalkıp Korhan'ın yanında ki koltuğa otururken bir elini de yavaşça onun bacağına bırakmıştı.

__ Birkaç gün evvel... Ben dayanamayıp durumu babana anlattım.

__ Ne? Babam biliyor mu? Neden yaptın, adam daha yeni kalp krizi geçirdi!

__ Biliyorum, biliyorum ama başka kime güvenebilirdim ki? Hem bu konuyla kendisi ilgilenmiyor. Bir arkadaşı takipte ve bir hafta içinde her şeyi sonlandırabileceğinden de emin!

__ Ve bu süre içerisinde bana sen hiçbir şey yapma, otur diyorsun yani!

Bu öylesine ters bir yanıttı ki Selen bir an da başına bir ateşin yükseldiğini hissetmişti.

__ Yok. Git kendini at önlerine, hayatını mahvet diyorum! Bütün o bir yılımız, seni korumak için verdiğim mücadele de boşa gitsin!

__ Bizim bir yılımız zaten heba oldu, onu heba eden de sensin! Tehdide boyun eğdin, istediklerini yaptın. Şimdi karşıma geçmiş mücadele ettim diyorsun. Güldürme beni!

__ İşte bu tam sana göre bir tepkiydi, dedi Selen titreyen bacaklarıyla hızla koltuktan kalkarken.

Sen bir yıldır ben ne yaşıyorum, ne hissediyorum bilmiyorsun! Sevmediğine yüreğin acıyarak ikna ettikten sonra sevgili kocanın hemen soluğu başka kollar da almasını seyretmenin nasıl bir acı verdiğini de bilmiyorsun!

Bu öyle bir öfke boşalışıydı ki Selen'i dinlerken Korhan'ın gözlerinde ki tehlikeli ışıltılar soldu önce sonraysa içinde ona duyduğu o kıyamayan sıcacık hisler yaktı kalbinin her bir zerresini! Aslında Selen küçücük bir nefes alma arası verdiğinde araya girecekti hemen ama Selen önce davranmıştı.

__ O yüzden mücadele etmedin diyemezsin bana! İlk başta sadece senden uzak durmamı istiyorlardı ve ben seni riske atamadım! Ama sonra hem de kısacık bir zaman sonra senden uzak durmayı ben de istemeye başladım ama bu ne onların suçu ne de benim!

 

Bir saat sonra Selen öylece yatağının ortasına bağdaş kurmuş... Boş bakan gözlerini de sabit bir noktaya dikmiş oturuyordu.

Gitmişti Korhan... Hiçbir şey söylemeden sadece gitmişti ve Selen onu durdurmak için tek bir kelime bile etmemişti. Yorulmuştu artık! İçten içe kendisiyle mücadele etmekten bir taraftan da Korhan'ı korumaya çalışmaktan, onun için endişelenmekten yorulmuştu. Durup durup tekrar başa dönmekten, onu affedememekten yorulmuştu.

Artık düşünemiyordu bile.

Sadece dolan gözlerinden akan yaşları hissediyordu. Aşk garip bir şeydi.

Verdiği mutluluk insanın ayaklarını nasıl yerden kesiyorsa verdiği acıyla da cehennemin en dibini hissettiriyordu! Neden olduğunu bilmeden bir an gülümsedi hafifçe...

Ve sonra birden gözlerinin önünde birer hayal belirdi. Selen inanamayarak karşısında ki görüntüye bakarken hızla gözlerini kapatmak, şöyle bir kendine gelmek istedi ama yapamadı. Yatak odasında gelinlikle duran kendi halini... Ve elini tutmuş kendisinin aksine siyahlara bürünmüş Korhan'ı... Onu kaybetmeyi göze alamazdı, belki de bir anıydı karşısında ki! Evet, anıydı. Hatırlayabiliyordu!


Canlarım keyifli okumalarrr :))

Kor GibiWhere stories live. Discover now