"Getiriyorum hemen." dedi gülümseyerek, bakışlarını ikisinin üzerinden ayırdı zorla. Mutfaktan döndüğünde yatakta öpüştüklerini gördü. Dünyada o an sanki ikisi vardı. Kei elini sevgilisinin saçlarına dolamıştı. Keiji bacağını onun üzerine doğru uzatmıştı. Hafifçe boğazını temizledi. Onu fark edince durdular.

"Teşekkür ederiz Tetsu." Kei doğrulup mırıldandı.

"Afiyet olsun." dedi hemen çıktı odadan. Onları böyle görmek çok tahrik ediciydi. "B-ben-" İkisi de ona bakıyorlardı. "Eee ben çalışmaya gidiyorum." dedi aniden odasına gitti. Neyse ki fark etmemişlerdi. Bacaklarının arasına baktı. Fena halde tahrik olmuştu. Hemen kapıyı kapadı. Kei'nin Keiji'nin dudaklarındaki dudaklarını düşündü. Yumuşacık olmalıydı. Hafifçe ısırıp çekmişti dudağını. Penisi acı verecek kadar sertti. Eline alıp okşamaya başladı, ıslanmıştı. Geçen seneyi düşündü. Bokuto'nun sevişirken inlediğini duymuştu. O sesi az önceki görüntü ile birleştirdi zihninde. Onları daha önce öpüşürken çok görmüştü ama böyle neredeyse çıplak şekilde ve yatakta değillerdi. Keiji'nin çıplak bedeni, ince uzun bacakları, Kei'nin pürüzsüz bembeyaz teni, birbirlerinin üzerinde dolaşan eller ve dudaklar. Kalbi deli gibi çarpıyordu. İçeriden bir ses duydu Keiji'nin olmalıydı "bebeğim" diye inledi. Sevgililerine böyle seslendiğini pek çok kez duymuştu. Hatta ona da söylemişti birkaç kez. Ama ilk defa bu tonda duyuyordu. Hafif boğuk bir sesti bu. Kontrolsüzdü. "Ke-i, a-ah" tekrar inledi. Boşalmıştı belki de. Tetsuro da daha fazla dayanamadı, ellerine boşaldı.


Sakinleşmeye başlayınca daha önce hissettiği o garip suçluluğu ve vicdan azabını hissetti. Hemen ellerini sildi. Asla sesli olmaz çok dikkat ederlerdi ama piyanonun başında olduğunu düşünmüş olmalılardı. Kapı açılmıştı. Bokuto gelmişti. Yakalanmış gibi hissetti kendini. Hemen penceresini aralayıp piyanonun başına geçti. Ellerini tekrar ıslak mendille sildi. Odasına girerlerse çalışıyor gibi yapacaktı. Bokuto Kei'yi kıskandığı günden beri biraz daha dikkat ediyordu. Hani kapatmıştın bu konuyu dedi kendi kendine. Onları üzecek bir şey yapma. Tuşlarda gezdirmeye başladı parmaklarını

"Broo?" kapısı çalındı "Gelebilir miyim?" kulaklıklarını indirdi.

"Gel."

"Çalışıyor musun? Hadi gel hazır kahvaltı."

"Tamam geldim." aynada yüzüne baktı. Hala kızarık falan değildi neyse ki. Banyoya gidip hızlıca temizlendikten sonra arkadaşlarının yanına oturdu. Bokuto bir sürü harika şey almış çok güzel bir masa hazırlamıştı.

"Bo teşekkürler."

"Afiyet olsun brom, hepsinden ye."

Tetsuro güldü. Çok fazla şey vardı. Sonra gözleri diğerlerine takıldı. Keiji Kei'ye bir parça reçelli çörek uzattı. Reçel parmağına aktı. Kei çöreği dişleriyle aldıktan sonra Keiji'nin parmağını ağzına aldı hafifçe emip bıraktı. Tetsuro tüylerinin ürperdiğini hissetti. Sapık dedi içinden kendine. Tabağına verdi dikkatini.

"Tetsu sevmedin mi? Bunu denesene"

Keiji yemediğini fark etmişti belli ki, ona da reçelli bir parça uzatıyordu. Elini uzattı almak için.

"Hayır hayır ağzını aç." kıkırdadı "Çok fena reçelleri aktı zaten her yerime."

Uzanıp dikkatlice aldı ağzına elinden. Yine tahrik olmaya başladığını hissetti. "Çok güzelmiş."

Arkadaşları aralarında hangi reçelin daha iyi olduğunu konuşmaya dalmışlardı. Tüm dikkatini bacaklarının arasında onu rahatsız eden hisse vermişti. Konuşmalarına katılmıyordu. Neyse ki yavaş yavaş dikkatini başka bir şeye yönlendirmişti.

Kintsukuroi ✨Where stories live. Discover now