Terk Edilme

269 20 0
                                    

Harika' nın söylediklerine daha fazla tahammülüm kalmadığı için: arkamı dönüp okuldan çıktım. Ömer, bilirdi böyle durumlarda en azından bir süre kimsenin yanımda olmasını istemiyordum. Sahil okula çok uzak değildi. Bu yüzden, sahile doğru yürüdüm. Havanın biraz serin olmasından dolayı ki, sahil bayağı boştu. Bu benim için şu an çok büyük bir avantajtı. Taşların üzerine oturdum ve bir süre öylece, denizi izledim. -okuldan, hızlıca çıktığım için yanımda ne çantam ne de telefonum vardı-
Bir süre sonra, ağlamaya başladım. Ama göz yaşlarım usulüyle, sessizce yanaklarıma doğru yol alıyordu. Evet, hak etmemiştim, ilişkimizde yaptığım herhangi bir hata yoktu, bir bakışımla Doruk' u ne kadar sevdiğim anlaşılıyordu. Peki bunların nesi yetmemişti? İlişkinin başından beri kendimi kandırmışımda haberim yokmuş! Beni sevmeyen birini sevmek.. ne kadar saçma ya? İşin daha da saçma olan tarafı beni sevmeyen birini hâla sevmem.
Elimle topladığım taşları denize fırlattım. Sonra ellerimi birbirine çarpıştırıp üzerindeki kalan taş tozlarını sirkeledim. Ve eve doğru yürümeye başladım. Eve gelene kadar, akşam olmuştu. Kapıyı aralayıp içeri girdiğimde direkt Ömer ile göz-göze geldik.

"Asiye, neredesin sen? Başına bir şey geldi sandım. Ne kadar korktum senin haberin var mı? Tamam, böyle durumlarda tek kalmak istersin. Ama bu saatlere kadar tek kalmak istemezsin! Cevap versene. Neredeydin diyorum? ASİYE!"

Ömer' in gittikçe yükselen sesine sinirlendim.

"Geldim işte Ömer, yürüyerek geldim. Hızlıca çıktım ya okuldan. Yanımda ne çantam ne de telefonum falan vardı."

Bir sandalye çekip, oturdum. Yüzümü ellerimin arasına alarak sıvazladım. Eve gelene kadar ağlamıştım ama ne kadar ağlasam daha da çok ağlamak istiyor gibiydim. İçimde bitmeyen bir acı vardı. İlk defa birisine bu kadar değer verdiğimi hissetmiştim(!) Kısa bir süre sonra gözyaşlarım, yanaklarımı ıslatmaya başladı, gittikçe şiddetlenen ağlamama dayanamayan Ömer, hızla ayağa kalkıp kollarını bana doladı.

"Şişt. Tamam, geçti. Üzme artık kendini. Şimdi bana anlatmak istediğin bir şey var mı? Anlat, rahatlarsın."

Ömer'e Doruk ile aramızda geçenleri anlattım. Anlatmadan önce herhangi bir sorun çıkmaması için Ömer'den Doruk ile asla konuşmayacağına dair söz almıştım.

"Kaldıramıyorum Ömer. Bu kadar şeyi yaşamışken üstüne Doruk'un beni aniden terk etmesini kaldıramıyorum. Ben artık yapamıyorum, çok yoruldum. Elimden gelen bir şeyde yok. Bunları hak edecek ne yaptım ben? Ha Ömer! Ne yaptım?"

"Sen hiçbir şey yapmadın meleğim. Doruk, sana layık değilmiş. Şimdi alsın Harikasını ne yaparsa yapsın! En azından artık seni hiç hak etmiyor. Orada, burada seni rahatsız ederse direkt benim yanıma gel. Tamam mı?"

"Ömer, ona karşı bir yapmayacağına dair söz verdin. Aynı şekilde konuşmayacaktın da."

"Bir şey yapacağım demiyorum. Konuşurum onunla belki anlar. Ama adamakıllı konuşurum. Sırf senin için."

"İyi ki varsın Ömer! İyi ki benim kardeşimsin!"

Ömer ile bir kez daha sıkıca sarıldık.

"Hadi güzelim sen açsındır, yemek yiyelim. Bak ben makarna yaptım."

Ömer'in masaya koyduğu makarnaya baktım. Galiba biraz dibi tutmuştu...

"Böyle giderse ileride şef olurum, benden söylemesi." Deyip, göz kırptı.

"Tabi canım, geleceğin şefi Ömer Eren olacaksın."

Kendimi daha fazla tutamayıp kahkaha attım.

"Kız sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Yok, canım ben ve dalga geçmek (?) Cıks hiç olmadı."

Yanağımdan bir makas alıp, önümdeki tabağa makarnayı doldurdu.

"Abi ile dalga geçilmez fıstığım. Hadi afiyet olsun."

Söylediği şeye bir kez daha gülüp makarnadan bir kaşık aldım. Ömer yağ eklemeyi unutmuş olmalıydı.

"Asiye."

"Hmm."

"Şey.. ben buna yağ eklemeyi unuttum galiba..."

"Yok ya, ben beğendim. Güzel olmuş, bu seferlik böyle olsun, bir dahakine tuzunu daha az koyarsın. Ha birde yağını eklemeyi unutmazsan çok güzel olur."

"Ne yani, tuzunu da mı çok eklemişim?"

"Yani... Evet, biraz."

"En iyisi bir dahakine sen yap, fıstığım."

"Ahahahaha! yaparız tabi Ömer'immm."

Yemeğimizi yedikten sonra ödevleri yapıp, uyuduk.

Sabah kahvaltımızı yapıp Oğulcan ve Aybike ile okula gittik.

"Yeni bir kaoslarla dolu Ataman Koleji gününe hoş geldiniz Eren ailesi."

Aybike, Oğulcan'a gözünü devirdi, Ömer güldü. Ben ise yanıt vermeden direkt okula girdim.

"Okulun girişinde Doruk ve Harika'yı el ele girmiş bir şekilde gördüm. Harika beni fark edince gıcık etmek ister gibi, Doruk'un yanağını öptü. Doruk, Harika'ya bir şeyler söyleyip hızlıca uzaklaştı."

Görmemiş gibi yaparak sınıfa gitmek için adım attığım da Harika önüme geçti.

"Günaydın Asiye'cim! N'asılsın? Ha doğru ya sen kötüsündür.. dün eve gidince ne yaptın? Mesela ağladın mı? Gerçekler acı gelmiş olabilir."

Arkadan sinirli gelen Ömer'in sesiyle içimden şükrettim.

"Asiye hadi gel, sınıfa çıkalım."

"Aynen, Ömer'im bazı gereksizlerle uğraşmak şu an için çok anlamsız."

Harika'nın omzuna çarpıp Ömer ile sınıfa çıktık. Sınıfa girdiğim de Doruk başını yere eğmiş bir şekilde oturuyor, Süsen ve Talya gülerek birbirlerine bir şeyler anlatıyor, Tolga, Oğulcan'ı sinir etmek için uğraşıyordu. Sınıftaki diğer kişilerle alâka etmediğim den ötürü ne yaptıklarına da bakmamıştım.
•••
Harika'nın beni üzmek veya kendince kıskandırmak için yaptığı hareketlerin olduğu bir okul gününü daha kazasız, belasız atlayabilmiştim. Derslerde ara ara Doruk'un bana baktığı hissiyatına kapılsam da umrumda değilmiş gibi davrandım (!) Gece yatağa uzanıp, gözümü kapattığım zaman sağ gözümden sağ yanağıma doğru bir damla gözyaşı aktı. Bu son yaşadığım olaylar... Son birkaç aydır her şey üst üste geliyordu. Sevdiğim, değer verdiğim, uğruna kendi canımı bile vereceğim kişiler tarafından terk edilmiştim. "Bir insan hayatta iki kere ölürmüş; ilki sevdikleri tarafından terk edildiğinde, ikincisi her şeye gözünü kapattığında. Peki, hangisi daha zordu? İlk ölüm mü? İkinci ölüm mü?"
∆∆∆
Herkese selam! Kitaba uzun bir ara vermiştim. Ama tekrardan buradayım. 823 kelimelik bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve eleştirilerinizi "yorumlar kısmına" yazarsanız sevinirim. Teşekkürler, iyi okumalar. 🌸🌹🌼
Son olarak vote yapmayı unutmayınız!









"Bilir Mi?"Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz