Bölüm 10

41.4K 1.3K 436
                                    

Benim için çok değerli olan oylarınızı vermeyi unutmayın. 🥰 iyi okumalar. 💜


-MÜPHEM-

Asher'in kurtulmamı istediği şey kurtuluşumuz olacaktı. Ama ben ona bundan daha fazlasını kapsayan gözlerle bakıyordum. İkinci temasımızdan beri onun buradaki varlığından önce, çok daha fazlasının olduğunu biliyor ve hissediyordum. Ah, tabii...Bu emsalsiz farkındalık boşluğa baktıracak türden can sıkıcı bir gizeme sahipti. Yapbozun eksik parçaları bizi oluşturan tablonun en önemli parçaları olduğundan onun benim için kim olduğunu görmekte epey zorlanıyordum. Fakat bu beni, ona ömrümün hatırlamadığım zamanlarında ruhumu ellerine teslim etmişim gibi hissetmekten alıkoymuyordu. Beni asıl korkutan şey bunu şu an bile yapabilecek gibi hissediyor olmamdı. Eminim Hanzeb'in kıçını tekmelemesi gerekmeyen bir kızın dudaklarını arzulamak daha kolay olurdu. Tabii o zaman evren şakasını nasıl yapacaktı?

Asher. Odasının kapısını gıcırtıyla kapattım. Onu kafamın içinde sık denebilecek aralıklarla Araf'ın bu çöplüğe dönüşmesine yardım ve yataklık suçuyla yargılıyordum. Nefes alışıyla dahi bana bu fikrin gayet makul olabileceğini düşündürüyordu. Fakat ben olasılıklardan yola çıkıp adam asmaca oynamayacak kadar centilmen bir adamdım. Hah, aynen öyle ve teşekkürler. Elbette şahit olduğum ilk yanlışına kadar onu öldüremezdim.

En azından kendime sıklıkla söyleyebildiğim bu tarz yalanlara sahiptim. Ne matah.

Neticede henüz onun Morganna'nın pis işler elçiliğini üstlendiği günleri unutmamıştım. Morganna'ya olan gözle görülür biçimde saplantılı sadakatini, onun emriyle hiç sorgulamadan parçaladığı ruhları ve uyumsuzluğu nedeniyle cayır cayır yaktığı Araf sakinlerini...Bunları yaptığı sırada suçunu hafifletecek hiçbir büyünün tesiri altında olmadığını biliyordum. Nitekim Asher bu canavarlığı hiçbir zaman inkar etmemişti.

Buna rağmen bana teklifini sunduğunda geri çeviremeyecek kadar köşeye sıkışmış haldeydim. Bu geriye dönüp baktığımda lanet ettiğim bir andı.

O sıralarda cehennem kardeşlerin sapkın ellerine henüz yeni geçmişti. Kan gövdeyi götürürken Araf halkı özellikle Hanzeb'in önünde el pençe divan durmakta hiç gecikmedi. Onları suçlayamazdım, direnemezlerdi. Kardeşlerin zaferi dilden dile hızla yayılıyordu. Bu yüzden de cennet yeni ruh kabul etmeksizin kapılarını mühürlediğinde bunun sebep olacağı olay örgüsünü o zaman bile kolaylıkla tahmin edebiliyordum. Bunun Kusursuzluk, iyilik ve saflığı temsil eden bir topluluk için oldukça gaddar bir tedbir olduğunu kabul etmeliyim. Fakat, şu dakika dahi aynı fikirdeyim ki, iyi ya da kötü her plan Hanzeb'e içeri sızacak bir delik bırakmaktan çok daha iyiydi.

Ölümü henüz yeni tatmış ruhlar ortada kaldığında Hanzeb'in bunu fırsata çevirmesi hiç zaman almadı. Çok kısa bir süre içinde ruhların her biri onun özenle süslenip tabağına konulmuş yemeği haline gelmişti. Narsist kuyu canavarı. Göğsümün tam ortasında sızlayan somut denecek türden acının yem edilen ruhları öylece izlememden kaynaklandığını düşünüyordum.

Ben de gerekeni yaptım.

Hanzeb, karşısına geçtiğimde orada oluşuma şaşırsa da bunu belli etmeyecek kadar kurnazdı. Aşağılayıcı olduğunu düşündüğü bakışlarını yüzüme dikmişti. Önünde göğsümü bir kılıcın rahatlıkla saplanacağı kadar dik tuttum. Aşağılanmak mı? O sıralar büyüm tüm kudretiyle bir bütün olarak hala damarlarımda kaynıyorken aşağılanmak söz konusu bile değildi.

Sırada büyüm karşılığında esir tuttuğu ruhları istemek olacaktı. İşte tamda bu noktaya gelebilmek için öncesinde hayatıma Asher'ı sokmak zorunda kalmıştım. İnsani yönü nasır tutmuş Asher. Medeni koşullarda alt çenesini kafatasından ayıracak olduğum Asher. O gün, onun kodes sisleri arasından belirdiğini görür görmez peşine takılmıştım. Fakat her şeyin ceset dağını görene kadar çok daha kolay olduğunu kabul etmeliyim.

FANTOM ETKİSİ doğa dönüyor Where stories live. Discover now